3. Hukuk Dairesi 2019/5196 E. , 2020/994 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (TİCARET) MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı elektrik şirketinin gerçek olmayan bir şekilde kaçak elektrik tespit tutanağı düzenlediğini ve kaçak tahakkuku yaptığını, davalıya borcu olmadığını belirterek; 19.935,63TL lik kaçak tahakkuku 2.524,90TL lik gecikme faizi toplam 22.460,53 TL için borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; 26.06.2014 tarihinde yapılan kontrolde davalının sayacının nötr çıkış hattına tesisattan elektronik devre yardımıyla 40-50DC volt uygulayarak sayacın değer kaydetmemesini sağladığının tespit edildiğini; bu sebeple, tutulan tutanağa istinaden kaçak ve ek kaçak tahakkuku yapıldığını savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, davacının 21.484,38 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dairemiz, 19/04/2018 T. ve 2016/17112 E. 2018/4262 K. sayılı ilamında; “...mahkemece; tutanak tarihindeki yönetmeliğe uygun olmayan bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm verilemeyeceğinden, mahkemece öncelikle dosyanın önceki bilirkişi dışında yeni bir bilirkişiye verilerek, dava konusu tahakkukun dosyaya celbi ile, 08.05.2014 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan "Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği"ne göre fiilin kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak nitelendirilmesi ve buna göre yönetmelik hükümleri çerçevesinde hesaplama yapılması konusunda denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesi ile hükmü bozmuştur.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde; davanın kısmen kabulü ile, davacının 13.317,44TL ana para ve 1.686,69 TL gecikme faizi yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, kaçak elektrik kullanımı nedeniyle tahakkuk ettirilen bedele yönelik olarak borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK" nın 266. ve devamı maddeleri uyarınca; Çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde hâkim bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Bilirkişi raporunu hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. HMK" nın 278-279. maddelerine göre; bilirkişi raporu, Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde bilgi ve belgelere dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak, bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hükme dayanak yapılabileceğinin gözden uzak tutulmaması gerekir.
HMK’nın 281. maddesinde tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını, belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri, mahkeme bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için bilirkişiden ek rapor alabileceği ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.
Bilirkişiler, raporlarını hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu aynı zamanda Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak, bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.
Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki varsa hâkim çelişkiyi gidermeden karar veremez.
Somut olayda, mahkemece; bozmaya uyulduğu halde bozma gerekleri yerine getirilmeksizin dosya safahatının ayrıntılı şekilde özetlendiği ve ilgili mevzuata yer verildikten sonra, hesaplamaya esas alınan sürelerin başlangıç ve bitiş tarihleri ile hesaplamada kullanılan fiyat tarifelerine ilişkin bilgiyi içermeyen, borç miktarının hangi yöntemle, ne şekilde hesaplandığı açıklanmayan; dolayısıyla, mevzuata uygun teknik bir inceleme ve hesaplama içermeyen; keza, davalı tarafça da itiraz edilen eksik, taraf ve Yargıtay denetimine elverişli olmayan bilirkişi raporuna göre karar verilmiştir.
O halde mahkemece; konusunda uzman bilirkişiden denetime elverişli yeni bir rapor alınarak, dava konusu kaçak elektrik tüketim miktarının kaçak kullanım tarihleri itibariyle yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre açık ve anlaşılır şekilde hesaplamalarla duraksamasız belirlenmesi ve hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, bozmaya uygun olmayan yetersiz ve denetime elverişsiz bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 06.02.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.