1. Hukuk Dairesi 2020/763 E. , 2020/1744 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki davadan dolayı Gaziantep 5. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 15.12.2015 gün ve 2012/681 Esas 2015/1853 Karar sayılı hükmün onanmasına ilişkin olan 17.10.2019 gün ve 8052-5319 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davalılardan ... vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, 6 parça taşınmazın kütük sayfalarında Veli oğlu ..."ın baba isminin köy muhtarlığından verilen bir ilmuhaber ile ... olarak düzeltildiğini, ancak söz konusu düzeltme işlemine dayanak teşkil eden ilmuhaber ve nüfus kayıt örneğinin yapılan aramalara rağmen bulunamadığını, Veli oğlu ... ile ... oğlu ..."ın farklı kişiler olduğunu ve malik sütununda yapılan düzeltme işleminin yolsuz tescil niteliği taşıdığını, davalı ..."ın dava konusu taşınmazları ..."e devrettiğini, daha sonra ... tarafından bu taşınmazlardan 501 parselin davalı ..."a temlik edildiğini, davalıların tescil işlemlerini hukuka aykırı olarak ve kötüniyetle gerçekleştirdiklerini ileri sürerek 501 parselin tapusunun iptali ile Veli oğlu ... adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ..., iyiniyetli olduğunu, taşınmazı dava dışı .... ve ..."ın aracılığı ile davalı ..."ten bedeli karşılığında satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuş; davalı ..., ..."ı tanımadığını, tüm işlemlerin ...tarafından yapıldığını, davalı ..."ı tanımadığını bildirmiş, diğer davalı ... davaya cevap vermemiş ve duruşmalara katılmamıştır.
Mahkemece, tescilin yolsuz olduğu ve davalı ..."in iyiniyetli olmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairenin 17.10.2019 tarih ve 2016/8052 E-2019/5319 K sayılı ilamı ile onanmış, davalı ... vekili tarafından süresinde karar düzeltme isteğinde bulunulmuştur.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; dava konusu 501 parsel sayılı taşınmaz Veli oğlu ... adına kayıtlı iken 14.11.2007 tarih ve 3471 yevmiye nolu tashih işlemi ile baba adının... olarak düzeltildiği, aynı akitle dava konusu taşınmazın davalılardan ...’e satış yolu ile temlik edildiği, davalı ... tarafından ise dava konusu 501 parsel sayılı taşınmazın 18.01.2008 tarihinde diğer davalı ...’e satılarak devredildiği, dava konusu olayla ilgili olarak davalı ...’in katılan, davalı ... ile dava dışı ...’ın sanık olarak yer aldığı, Gaziantep 4.Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/302 E-2017/235 K sayılı dosyasında Kamu Kurum ve Kuruluşları, vb.Tüzel Kişiliklerin Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık suçundan yapılan yargılama neticesinde sanıkların mahkumiyetlerine karar verildiği, söz konusu kararın 21.09.2017 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki; dosya içeriği ve toplanan deliller itibari ile kayıt malikinin baba ismi ile ilgili sahte belge kullanılarak yapılan idari düzeltme sonrası, gerçek malik olmayan kişi tarafından yapılan devrin yolsuz tescil niteliğinde olduğu kuşkusuzdur.
Bilindiği üzere, hukukumuzda, diğer çağdaş hukuk sistemlerinde olduğu gibi kişilerin huzur ve güven içerisinde alış verişte bulunmaları satın aldıkları şeylerin ilerde kendilerinden alınabileceği endişelerini taşımamaları, dolayısıyla toplum düzenini sağlamak düşüncesiyle, alan kişinin iyi niyetinin korunması ilkesi kabul edilmiştir. Bu amaçla TMK"nın 2. maddesinin genel hükmü yanında menkul mallarda 988 ve 989, tapulu taşınmazların el değiştirmesinde ise 1023. maddesinin özel hükümleri getirilmiştir.
Öte yandan, bir devleti oluşturan unsurlardan biri insan unsuru ise bunun kadar önemli olan ötekisi topraktır. İşte bu nedenle Devlet, nüfus sicilleri gibi tapu sicillerinin de tutulmasını üstlenmiş, bunların aleniliğini (herkese açık olmasını) sağlamış, iyi ve doğru tutulmamasından doğan sorumluluğu kabul etmiş, değinilen tüm bu sebeplerin doğal sonucu olarak da tapuya itimat edip, taşınmaz mal edinen kişinin iyi niyetini korumak zorunluluğunu duymuştur. Belirtilen ilke TMK"nın 1023. maddesinde aynen "tapu kütüğündeki sicile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur" şeklinde yer almış, aynı ilke tamamlayıcı madde niteliğindeki 1024. maddesinde; "Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz" biçiminde öngörülmüştür.
Ne var ki; tapulu taşınmazların intikallerinde, huzur ve güveni koruma, toplum düzenini sağlama uğruna, tapu kaydında ismi geçmeyen ama asıl malik olanın hakkı feda edildiğinden iktisapta bulunan kişinin, iyi niyetli olup olmadığının tam olarak tespiti büyük önem taşımaktadır. Gerçekten bir yanda tapu sicilinin doğruluğuna inanarak iktisapta bulunduğunu ileri süren kimse diğer yanda ise kendisi için maddi, hatta bazı hallerde manevi büyük değer taşıyan ayni hakkını yitirme tehlikesi ile karşı karşıya kalan önceki malik bulunmaktadır.
Bu nedenle, yüzeysel ve şekilci bir araştırma ve yaklaşımın büyük mağduriyetlere yol açacağı, kişilerin Devlete ve adalete olan güven ve saygısını sarsacağı ve yasa koyucunun amacının ilk bakışta, şeklen iyi niyetli gözükeni değil, gerçekten iyiniyetli olan kişiyi korumak olduğu hususlarının daima göz önünde tutulması, bu yönde tüm delillerin toplanıp derinliğine irdelenmesi ve değerlendirilmesi gerekmektedir.
Nitekim bu görüşten hareketle, "kötü niyet iddiasının def"i değil itiraz olduğu, iddia ve müdafaanın genişletilmesi yasağına tabii olmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve mahkemece kendiliğinden (resen) nazara alınacağı” ilkeleri 08.11.1991 tarih l990/4 Esas l99l/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında kabul edilmiş, bilimsel görüşlerde aynı doğrultuda gelişmiştir.
Somut olayda, sahte ilmühaber kullanılarak yapılan idari işlem ile kayden baba ismi değiştirilerek ilk el davalı ..."e yapılan satışın sahtecilik nedeniyle geçersiz olduğu açıktır. Ne var ki, son kayıt maliki olan davalı ... için Türk Medeni Kanununun 1023. maddesi kapsamında yeterli araştırma yapılması gerektiğinde kuşku yoktur.
Hal böyle olunca, ilk kayıt maliki ölü Veli oğlu ... mirasçılarının dosyadaki nüfus aile kayıt tablosuna göre, mirasçıları tespit edilerek ihbar suretiyle beyanlarının alınması, dava açmaları halinde her iki davanın birleştirilmesi, sahte işlemlerle ilgili Gaziantep Ağır Ceza Mahkemesine açılan ceza davalarındaki ifadeler ile varsa verilen hükümler ve davalı tanığının beyanıyla beraber tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi, dava konusu taşınmazı iktisap eden kayıt maliki davalı ..."in iyi niyetli olup olmadığının yukarıdaki ilkeler çerçevesinde TMK"nın 1023. maddesi kapsamında araştırılması ve varılacak sonuç çerçevesine bir karar verilmesi gerekirken eksik soruşturmayla yetinilerek davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
Anılan hususlar karar düzeltme isteği üzerine, yeniden yapılan inceleme sonucu anlaşıldığından, davalı ... vekilinin karar düzeltme isteğinin (6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi yollamasıyla) 1086 sayılı HUMK’nun 440. maddesi gereğince KABULÜNE, Dairenin 17.10.2019 tarih ve 2016/8052 E., 2019/5319 K. sayılı onama kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, yerel mahkemenin 15.12.2015 tarih ve 2012/681 E., 2015/1853 K. sayılı kararının yukarıda açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 11/03/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.