Esas No: 2021/20744
Karar No: 2022/5993
Karar Tarihi: 24.03.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/20744 Esas 2022/5993 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Sanık, Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 63/10 ve Türk Ceza Kanunu'nun 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 1.000,00 Türk lirası para cezasına çarptırılmıştır. Mahkeme kararı Yüksek Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozma talebiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na sunulmuş, fakat Yargıtay, suçun maddi unsurlarının gerçekleşmesi için abonelik sözleşmesinin kendi el yazısıyla imzalanması şartının aranmadığını belirterek, kanun yararına bozma talebini reddetmiştir. Suçun maddi unsurları, kişinin bilgisi ve rızası dışında, abonelik tesisi, abonelik işlemi yapılması, elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapılması ve yaptırılması, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenmesi, evrakta değişiklik yapılması ve bunların kullanılması şeklinde belirlenmiştir.
"İçtihat Metni"
5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'na muhalefet suçundan sanık ..in, anılan Kanun'un 63/10 ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 1.000,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair ESKİŞEHİR 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/02/2020 tarihli ve 2018/1623 Esas, 2020/263 sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığından verilen 21/04/2021 tarihli kanun yararına bozma istemini içeren dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 21.06.2021 tarihli ve KYB. 2021-61760 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Mezkür ihbarnamede;
Benzer bir olaya ilişkin olarak Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 21/06/2018 tarihli ve 2017/7018 esas, 2018/5741 karar sayılı ilâmında yer alan, "...müşteki Ö. Y. adına sahte olarak düzenlendiği belirtilen 0534 275 75 16 numaralı hatta ait abonelik sözleşmesi nedeniyle sanık F. O. hakkında 5809 sayılı yasaya muhalefet suçundan açılan kamu davasında; sanığın üst bayi olarak sadece aktivasyon işlemi yaptığı, adına hat çıkarılan kişiyi görmediğini beyan ederek atılı suçlamayı kabul etmemesi, suça konu belgedeki imzanın sanık ve katılana ait olmaması, alt bayi olan Polat Telekom sahiplerinin dinlenmemesi ve bu kişiler yönünden imza ve yazı incelemesi yaptırılmamış olması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi açısından suça konu belge üzerindeki imzanın aidiyeti bakımından Polat Telekom sahiplerinin imza ve yazı örnekleri temin edilerek üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması, bu kişilerin tanık olarak dinlenilmelerinden sonra üst bayilerin sözleşme düzenleme yetkilerinin bulunup bulunmadığının sorulmasından sonra hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,..." şeklindeki açıklamalar karşısında,
Dosya kapsamına göre; sanık hakkında, müştekinin bilgisi ve rızası dışında kimlik bilgileri ve imzası kullanılmak suretiyle sahte cep telefonu aboneliği sözleşmesi düzenlendiğinden bahisle mahkûmiyetine karar verilmişse de, söz konusu abonelik sözleşmesi suretinin incelenmesinde sanığın suç tarihinde yetkilisi olduğu Engiz Dtm. İlt. Hız. isimli işyerine ait firmanın suça konu .., .. .., .. numaralı hatların sadece aktivasyon işlemlerini yaptığı, sanığın savunmasında, suça konu abonelik sözleşmesini kendisinin düzenlemediğini, söz konusu sözleşmenin alt bayiler tarafından düzenlendiğini, kendilerinin sadece aktivasyon işlemi yaparak hattı kullanıma açtıklarını belirterek üzerine atılı suçlamayı reddetmesi ve diğer sanık ..'un da kovuşturma evresinde alınan ifadesinde işlemi yapan bayinin kendisi olduğu, diğer sanığın ana bayi olduğunu beyan etmesi karşısında, objektif sorumluluk ilkeleri çerçevesinde gerekçeli kararda atılı suçu adı geçen sanığın işlemiş olduğuna dair hiçbir delile yer verilmeden, yalnızca suça konu abonelik sözleşmesinin sanığın iş yerinde düzenlendiğinden ve bundan elde edilecek menfaatin sanığa ait olmasından bahisle eksik inceleme sonucu mahkûmiyet kararı verilmesinde isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen ihbar olunmuş bulunmakla Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
5809 sayılı Kanunun "cezai hükümler" başlıklı 63/10 maddesinde suçun maddi unsurunun "...fıkralarına aykırı hareket ederek bu işi bizzat yapanlar..." şeklinde belirlendiği, maddede yazılı "...bu işi..." ifadesinin, suçun unsurlarını oluşturan seçimlik hareketleri nitelediği, atıfta bulunulan 5809 sayılı Kanunun 56. maddesinin 4. fıkrasında yazılı seçimlik hareketlerin, kişinin bilgisi ve
rızası dışında, abonelik tesisi, abonelik işlemi yapılması, elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapılması ve yaptırılması, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenmesi, evrakta değişiklik yapılması ve bunların kullanılması" olduğunun anlaşıldığı, bu düzenlemeler ışığında suçun sübutu bakımından, sanığın adı geçen sözleşmeyi mutlaka kendi el yazısıyla düzenleyip imzalaması şartı aranmadığı, söz konusu evrakta değişiklik yapmak veya gerçek dışı hazırlanan evrakı kullanmak fiillerinden herhangi birini gerçekleştirmesi, abonelik sözleşmesi hazırlamak dışında herhangi bir abonelik tesisi veya işlemi yapması veya yaptırması halinde de suçun maddi unsurlarının oluştuğunun kabul edilebileceği cihetle,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görülmediğinden, CMK'nun 309. maddesi uyarınca kanun yararına bozulmasına dair talebinin REDDİNE, 24.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.