22. Hukuk Dairesi 2016/5196 E. , 2019/3227 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti ve asgari geçim indirimi alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalılar Cevabının Özeti:
Davalılar, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davacı ve davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre; davalıların tüm, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacının fazla mesai alacağı alacağı olup olmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta; davacı taraf dava dilekçesinde, davalı işveren yanında haftanın 5 günü 07.30-17.30 saatleri arası çalıştığını, fakat özellikle 02.01.2013-31.12.2013 tarihleri arasında özel alınan bir iş nedeniyle normal mesai sonrası her gün 2 saat mesaiye kalındığını, hatta iş yoğunluğunun çok fazla olduğu dönemlerde daha fazla çalışmaya tabi tutulduğunu iddia etmiştir. Davalı şirket, davacıya fazla mesai yaptırıldı ise buna ilişkin ödemenin yapıldığını, davacının ödenmeyen fazla mesai ücreti bulunmadığını savunmuştur. Dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporunda, talep ile tanık beyanlarının uyumlu olduğunu, taleple bağlı kalınarak 02.01.2013-31.12.2013 tarihleri arası için davacının haftalık 7,5 saat fazla mesai yapması üzerinden hesaplama yapıldığı belirtilmiştir. Davacı vekili 24.04.2015 havale tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde, 2012 yılına ilişkin fazla mesai alacağının da hesaplanması gerektiği beyanında bulunmuştur. Davalı şirket ise ek rapora beyanlarında, davacının 2012 yılına ilişkin fazla mesai alacağı talebine muvafakat etmedikleri beyanında bulunmuştur. Mahkeme, 2013 yılı Haziran, Temmuz, Eylül ve Aralık aylarında herhangi bir resmi tatil günü bulunmamasına rağmen bordrolarda resmi tatil tahakkuku bulunduğu, puantaj kayıtlarına bakıldığında da davacının fazla mesai yaptığının kayıt altına alındığı, bordroda tahakkuk eden ücretin de bankaya yatırıldığının anlaşıldığını, 2013 yılı Mayıs ayı içinde resmi tatil tahakkuku yapıldığını, bu ayda hem resmi tatil bulunduğunu hem de puantaj kaydına bakıldığında davacının fazla mesai yaptığının kayıt altına alındığının anlaşıldığını, tahakkuk eden ücretin de bankaya yatırıldığını, davacının çalıştığı kurumun kamu kurumu niteliğinde olduğu için Yargıtay kararlarına göre puantaj kayıtlarının imzalı olmasa da dikkate alınması gerektiğini, bordrolarda tahakkukun sehven resmi tatil adı altında yapıldığı aslında bunların fazla mesai ödemesi olduğu, bordroların imzasız olsa da davacının bankaya yatan bordro karşılığını ihtirazi kayıtsız alması sebebiyle bu aylar için fazla mesai ücreti talep edemeyeceğini, geriye kalan ve bordrolarda fazla mesai veya resmi tatil tahakkuku bulunmayan 2013 yılı Mart, Nisan, Ağustos, Ekim ve Kasım aylarına ait puantaj kayıtlarına bakıldığında davacının fazla mesaisinin bulunmadığının kayıt altına alındığını, davacının çalıştığı kurum kamu kurumu niteliğinde olduğu için puantaj kayıtları imzalı olmasa da dikkate alınması gerektiğini, bu nedenle davacının 2013 yılı çalışmaları için fazla mesai alacağı bulunmadığının tespit edildiğini, davacının 01/04/2012 ile 31/12/2012 tarihleri arası dönem içinde fazla çalışma hesabı yapılması talebinin iddianın genişletilmesi mahiyetinde olduğunu ve davalı tarafından muvafakat edilmediğini bu nedenle davacının fazla çalışma ücreti alacağının bulunmadığının anlaşıldığını belirtmiştir.
Dosya içeriğinden, mahkeme kararında belirtilen imzasız ücret bordroları ve puantaj kayıtları ile banka kayıtlarının bulunduğu, bordrolarda resmi tatil tahakkuku adı altında resmi tatil olmayan aylara ilişkin tahakkukların olduğu, davalı şirketin bunların sehven resmi tatil tahakkuku olarak gösterildiği esasen fazla mesai tahakkuku olduğunu belirttiği, dosyadaki puantajların bir kısmında davacının fazla mesai yapıldığının kayıt altına alındığı görülmektedir. Bordrolardaki tahakkuklar ile puantaj kayıtlarından ve tanık beyanlarından davacının fazla mesai yaptığının ispatlandığı, davacının talebiyle bağlı kalınarak ve bordrolardaki tahakkukların bulunduğu dönemlerde gözetilerek sadece 02.01.2013-31.12.2013 tarihleri arasındaki dönem için fazla mesai alacağının hesaplanması ve bu dönem için davacının fazla mesai talebinin kabulü gerekir.
3-Davacının asgari geçim indirimi alacağı olup olmadığı konusunda da taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta; davacı taraf dava dilekçesinde, 01.01.2013-31.12.2013 tarihleri arasında hak etmiş olduğu asgari geçim indirimi alacağının ödenmediğini iddia etmiştir. Davalı şirket, aile durumunu bildirir formunu davacı bildirmediğinden asgari geçim indirim talebinin yerinde olmadığını savunmuştur. Dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporunda, davacının aile durumunu gösterir bir belgeye rastlanmadığını, 2013 yılı bordrolarına bakıldığında, davacıya 2013 yılı için evli eşi çalışmayan işçiye ödenen asgari geçim indirimi alacağının ödendiğini, Şubat ve Mayıs 2013 aylarına ilişkin banka dökümünün dosyada bulunmadığı belirtilerek bu iki aya ilişkin asgari geçim indirimi alacağı hesaplaması yapıldığını, ayrıca aile durumunun evli eşi çalışmayan iki çocuklu işçi olması haline göre de hesaplama yapıldığını belirtmiştir. Davacı vekili 24.04.2015 havale tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde, asgari geçim indirimi alacaklarının 01.08.2011-31.12.2011 ve 01.04.2012-31.12.2012 tarihleri arasını kapsadığı, dava dilekçesinde sehven evli iki çocuklu olduğu belirtilen davacının bekar olduğu beyanında bulunmuştur. Davalı şirket ise ek rapora beyanlarında, davacının 2011-2012 yıllarına ilişkin asgari geçim indirimi alacağı talebine muvafakat etmedikleri beyanında bulunmuştur. Mahkeme, ilk alınan bilirkişi raporunda davacının Şubat 2013 ile Mayıs 2013 aylarına ilişkin asgari geçim indirimi alacağı bulunduğunun anlaşıldığını ancak davacı vekilinin müvekkilinin asgari geçim indirimi alacaklarının 01/08/2011 ile 31/12/2011 ve 01/04/2012 ile 31/12/2012 dönemine ait olduğunu belirterek talebini değiştirdiğini ve bu döneme ilişkin asgari geçim indirimi alacaklarının hesaplanmasını istediğini, davacının bu talep değişikliğine davalı şirket tarafından muvafakat edilmediğini, bu nedenle davacının asgari geçim indirimi alacağına ilişkin talebinin reddine karar vermek gerektiğini belirtmiştir.
Dosya içeriğinden, imzasız ücret bordrolarından Şubat ve Mayıs 2013 ayları hariç diğer dönemlere ilişkin asgari geçim indirimi tahakkukları bulunan imzasız bordorlardaki net miktarların banka kayıtlarına göre ödendiği görülmekle, talep edilen diğer dönemlere davalı tarafça muvafakat edilmemekle dava dilekçesindeki davacı talebiyle bağlı kalınarak Şubat ve Mayıs 2013 aylarına ilişkin asgari geçim indirimi alacağının kabulü gerekir.
Yukarıda belirtilen nedenlerle yazılı şekilde verilen kararın bozulması gerekmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 13.02.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.