22. Hukuk Dairesi 2015/8309 E. , 2015/11183 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla mesai, hafta tatili, ücret, asgari geçim indirimi, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı ... avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı şirketin bağlandığını, davalı şirketin bu belediyeye bağlı olarak işe devam ettiğini, müvekkilinin davalı işyerinde çalışmaya başladığını, davacının arkadaşlarının işe alınmaması üzerine davalıya ihtarname çekerek, Bölge Çalışma Müdürlüğüne başvuruda bulunması üzerine iş sözleşmelerinin feshedildiğini, belediyenin asıl işveren olarak diğer davalı şirket ile birlikte sorumlu olduğunu belirterek haksız fesih sebebi ile ödenmeyen ihbar ve kıdem tazminatı ve kimi işçilik alacaklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, davacının idarenin herhangi bir biriminde çalışmayıp ihale ile iş yapan firma için çalıştığını bu sebeple tazminat borcunun muhatabının diğer davalı şirket olduğunu, müvekkili idare ile diğer davalı arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi olmadığını, belirterek haksız davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili, müvekkilinin ile hizmet alımı sözleşmesi yaptığını belediyenin lağvedilerek ... bünyesine katıldığını, sözleşmeye rağmen firmanın işini yapmasını engellemeye başladığını bu konuda sözlü ve yazılı başvurulardan sonuç elde edilemediğini, belediyede herhangi bir çalışma olmadığından işçilere iki-üç gün ücretli izin verildiğini, işçilerin işe alınmaması gibi bir durum olmadığını, davacının işe gelmemesi üzerine iş sözleşmesinin haklı olarak feshedildiğini, davacının tazminat ve diğer alacakları bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, ücret, asgari geçim indirimi ve tatil alacaklarının reddi ile sair alacakların kabulüne karar verilmiş, davalıların temyizi üzerine Dairemizin 25.09.2012 tarihli ve 2012/20466 esas, 2012/19769 karar sayılı ilamı ile fazla mesai alacağı yönünden eksik araştırmayla karar verildiğinden bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Bozma sonrası mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ancak bu kez davacının fazla mesai alacağı talebi reddedilmiştir. Kararın davacı tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 22.04.2014 tarih 2014/9465 esas-2014/9073 karar sayılı ilamı ile ""Aynı işyerinde aynı işi yapan bir kısım işçilerin açmış oldukları davalarda mahkemelerce fazla mesai alacakları hüküm altına alınmış ve bu kararlar gerek Dairemizin (2012/12845 esas) gerekse Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin (2013/7593 esas) kararları ile onanmıştır.Mahkemece, davalının kazanılmış hakları da gözetilerek, 27.12.2012 tarihli bilirkişi raporundaki tespitler doğrultusunda fazla mesai alacağı hüküm altına alınmalıdır."" gerekçesi ile bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyulmuş, yeniden yapılan yargılamada davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm davalı ... vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı ... Başkanlığının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 12. maddesinde, tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise vekalet ücretinin, davanın görüldüğü mahkeme için tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) tarifenin üçüncü kısmına göre belirleneceği, ancak hükmedilen ücretin kabul veya reddedilen miktarını geçemeyeceği düzenlenmiştir.
Somut olayda, davalı ... yararına reddedilen alacak miktarı için 250,00 TL vekalet ücreti hükmedilmesi gerekirken, 24.00 TL nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 438/7. maddesi uyarınca aşağıda belirtilen şekilde düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
Sonuç:
Yukarıda açıklanan sebeplerle hüküm fıkrasının 13. bendinin silinmesine, yerine;
“13-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan, davalı ... lehine 250,00 TL, diğer davalı şirket lehine 30.00 TL vekalet ücretinin davacı taraftan tahsili ile davalılara verilmesine, ” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 23.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.