3. Hukuk Dairesi 2011/16819 E. , 2012/433 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraflar avukatınca temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davada, ayrı yaşamada haklılık nedeniyle TMK 197 vd.maddeleri hükmü gereğince davacı eş 200,00 TL tedbir nafakası isteminde bulunmuştur. Mahkemece, davalının önceleri davacıyı beğenmediğini belirten sözleri üzerine ayrı yaşamada haklı isede daha sonra birlikte yaşamak için araya aracılar koyarak ciddi bir şekilde müşterek hayatı devam ettirmek istemesi karşısında, davacının davalıyı ortak eve almayarak ayrı yaşamada haklı olma şartı gerçekleşmediğinden davacı eşin tedbir nafakası isteminin reddine karar verilmiştir. Karar, taraflarca temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.Davacının temyiz itirazlarına gelince;TMK.nun 195.maddesi uyarınca evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilirler. hakim, gerektiği takdirde eşlerden birisinin istemi, üzerine kanunda öngörülen önlemleri alır. Aynı yasanın 197.maddesi hükmüne göre de; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıyı, konut ve ev eşyasından yararlanma ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır" denilmektedir. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durum araştırmasında davacının gelirinin bulunmadığı, geçimini öğretmen olan büyük kızının sağladığı anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, somut olayda tarafların 1988 yılında evlendikleri ve müşterek üç çocuklarının olduğu, davacının 1994 doğumlu ..., 1995 doğumlu ... ve reşit olan kızı Yasemin ile birlikte davalı adına kayıtlı evde yaklaşık 4 yıldır ayrı yaşadıkları, evin geçimini öğretmen olarak çalışan Yasemin"in karşıladığı, davalının ise annesinin evinde yaşadığı anlaşılmaktadır. 2008 yılı içinde davacının davalı eşinden şiddet gördüğü, boşanmak için baskı yaptığı, “kilolusun, çirkinsin, köylüsün vs.” sözlerle hor gördüğü, evinin suyunu, elektriğini keserek ailesine kötü muamelede bulunduğundan evinden birden fazla kere uzaklaştırılmasına karar verildiği ve 18.06.2009 tarihinde kesinleşen kararla kişilerin huzur ve sukununu bozma suçundan mahkum olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca küçük kızını okulda arkadaşlarının önünde dövdüğü için mahkum olmuş büyük kızına hakaret ettiğinden davası devam etmektedir. Tanık olarak dinlenen tarafların kızları ..., davalının telefon ederek evden çıkmalarını, yeniden evleneceğini beyan ettiğini ifade etmiştir.Mahkemece davalı tanıklarının davalının tekrar birlikte yaşamak istediğine ilişkin beyanlarına itibar edilmiş isede dosyadaki tedbir kararları, almış olduğu mahkumiyetler ve devam eden davalar dikkate alındığında davalının birleşme isteğinde samimi olmadığı anlaşılmaktadır.
Öyle ise mahkemece, toplanan delillere göre davacı eşin ayrı yaşamada haklı olduğu kabul edilerek uygun bir miktar tedbir nafakasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.