22. Hukuk Dairesi 2013/37507 E. , 2015/11249 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, izin, fazla mesai, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesinin haksız şekilde işverence feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile izin, fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil alacaklarını istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının işi kendisinin bıraktığını ve iş sözleşmesinin işverence feshinin söz konusu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1.Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2.Davacının iş sözleşmesinin kim tarafından feshedildiği ve ve feshin haklı olup olmadığı hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda, davacı işçi, iş sözleşmesinin 13.11.2010 tarihinde haksız ve tazminatsız olarak feshedildiğini ileri sürerken, davalı işveren, davacının 05.09.2010 tarihinden sonra işe gelmediğini, telefonla arayarak durumu bildirdiğini, daha sonra gelip el yazısı ile ibraname imzaladığını, iş sözleşmesinin işverence feshedilmediğini, davacının kısa süre sonra başka yerde çalışmaya başladığını savunmaktadır. Dosya içindeki el yazısı ile yazılıp imzalanmış olan 13.09.2010 tarihli “ibraname ” başlıklı yazı ile davacı, davalı işveren
iş yerinden kendi isteği ile ayrıldığını ve tüm haklarını aldığını, firmayı ibra ettiğini belirtmiştir. Davacının çıkışının 05.09.2010 tarihinde 03- istifa kodu ile Kuruma bildirildiği ve davacının 13.10.2010 tarihinde başka bir şirkette çalışmaya başladığı anlaşılmaktadır. Dosyadaki “ibraname” başlıklı yazının irade fesadı ile alındığı yöntemince ispatlanamamış olup, davalı savunması ile çelişmeyen delil ve belgelere göre; davacının iş sözleşmesini tek taraflı ve haksız olarak feshettiğinin kabulü dosya içeriğine daha uygun düşecektir. İş sözleşmesini haklı bir sebep olmadan fesheden işçi, kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamayacağından, anılan isteklerin reddi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3.Davacının davalı işveren işyerinde hangi sıfatla çalıştığı ve buna göre fazla çalışma ve hafta tatili ücretine hak kazanıp kazanmadığı hususlarında uyuşmazlık konusudur.
Yurt içi tır şoförleri bakımından fazla çalışmalar her türlü delille ispatlanabilir ise de takometre kayıtları bulunması halinde inceleme bu kayıtlar üzerinden yapılmalıdır. Yurt içinde çalışan tır şoförünün hafta tatili ile bayram ve genel tatillerde çalıştığını her türlü yazılı delil veya tanıklarla kanıtlaması mümkündür. Ancak ulusal trafik kurallarına göre günde belli bir saat araç kullanma zorunluluğu sebebiyle fazla çalışma yapıldığının inandırıcı delillerle ispatı gerekir. Takometre kayıtlarının sunulması halinde konunun uzmanı bilirkişi marifetiyle inceleme yapılarak kayıtlara üstünlük tanınmalıdır.
Yargıtay’ın kararlılık kazanmış olan uygulamasına göre yurt dışına sefer yapan tır şoförlerinin salt tanık deliline dayanarak fazla çalışma ücreti talep etmeleri mümkün değildir. Tanıkların anlatımları kendi çalışma saatleri ile ilgili olup, dava açan tır şoförü ile aynı seferde görev yapmamaları sebebiyle günlük çalışma saatlerini tam olarak bilmeleri imkânsızdır. Öte yandan uluslararası tır şoförleri mesailerini kendileri belirledikleri gibi günlük tır kullanımıyla ilgili sıkı trafik mevzuatına uymak zorundadırlar.
Avrupa ülkelerinde hafta tatili günlerinde tır trafiği yasak olduğu için Avrupa ülkelerine sefer yapan tır şoförleri için salt tanık beyanları ile hafta tatili çalışmalarının ispatı mümkün değildir.
Yurt dışına sefer yapan tır şoförlerinin fazla çalışma yaptıklarını ve hafta tatillerinde çalıştıklarını yazılı delille ispatlamaları gerekir.
Somut olayda; davacının davalı işveren işyerinde yurt içi tır şoförü mü yoksa yurt dışı tır şoförü olarak mı çalıştığı dosyadaki delil ve belgelerden anlaşılamamaktadır. Bu sebeple; mahkemece davacının yurt dışı giriş çıkış kayıtları da celp edilerek ve gerekirse bu hususta yeniden inceleme yapılarak davacının davalı işveren işyerinde yurt içi tır şoförü mü yoksa yurt dışı tır şoförü olarak mı çalıştığı açık ve tereddüte yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Ardından yukarıdaki ilkeler ışığında; davacının yurt dışı tır şoförü olduğunun tespiti halinde fazla çalışma ve hafta tatili alacakları reddedilmelidir. Yurt içi tır şoförü olduğunun tespiti halinde ise yine yukarıdaki ilkeler doğrultusunda gerekli araştırma ve incelemeler yapılarak sonuca gidilmelidir. Eksik inceleme ve araştırma ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
4. 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 74 ve 75 ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun"un 25 ve 26. maddeleri uyarınca hakim, dava veya cevap dilekçesinde bildirilen vakıalarla bağlı olup, tarafların bildirmediği vakıaları kendiliğinden inceleyemez ve onları hatırlatabilecek davranışlarda dahi bulunamaz. Tarafların talep sonuçları ile bağlıdır, ondan fazlasına veya başka şeye karar veremez.
Kabule göre de; davacı vekili dava dilekçesinde bir hafta altı gün, üç hafta yedi gün çalıştığını ileri sürmesine rağmen, davacının hafta tatili alacağının tüm hafta tatillerinde çalıştığı kabul edilerek taleple bağlılık kuralına aykırı şekilde hesaplanıp hüküm altına alınması da isabetli olmamıştır.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.