8. Hukuk Dairesi 2019/4466 E. , 2020/432 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davacı Hazine vekili ile dahili davalı ... Genel Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı Hazine vekili, dava konusu 262 parsel sayılı taşınmazın sınırları içinde dağlık, taşlık, kayalık, pırnallık, kuru dere yatağı gibi kıraç ve tescile elverişli olmayan yerler olduğunu belirterek, bu yerlerin tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Bir kısım davalılar ve bir kısım davalılar vekili, hak düşürücü sürenin geçtiğini, dava konusu taşınmazın hükmen tescile dayandığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Dahili davalı ... Genel Müdürlüğü vekili, orman araştırması yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece bozma sonrasında, davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile; 673 parsel sayılı taşınmazın dosyada bulunan 10/12/2015 havale tarihli fen bilirkişisi raporunda; A harfi ile gösterilen 36.041,13 m2, B harfi ile gösterilen 17.631,07 m2, C harfi ile gösterilen 20.900,61 m2, D harfi ile gösterilen 12.580,64 m2 ve E harfi ile gösterilen 7.791,63 m2"lik alanın tapularının davalılar hisseleri oranında iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, aynı raporda; Yol 1 olarak gösterilen 13.210,07 m2, Yol 2 olarak gösterilen 3.241,46 m2, Yol 3 olarak gösterilen 6.152,37 m2, Yol 4 olarak gösterilen 385,39 m2 ve Yol 5 olarak gösterilen 1.740,91 m2 alanın davalıların hisseleri oranında tapularının iptali ile yol vasfı ile tapudan terkinine, Krokide; Dere 1 olarak gösterilen 49.517,69 m2, Dere 2 olarak gösterilen 18.417,43 m2, Dere 3 olarak gösterilen 8.849,00 m2, Dere 4 olarak gösterilen 11.827,84 m2, Dere 5 olarak gösterilen 2.181,80 m2, Dere 6 olarak gösterilen 4.203,89 m2"lik alanın tapularının davalıların hisseleri oranında iptali ile tapulama dışı bırakılmalarına karar verilmiş, hüküm davacı Hazine vekili ile dahili davalı ... Genel Müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, çekişmeli taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden bulunduğu iddiasına dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir.
Tüm dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 262 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin 22/07/1968 tarihinde Ağustos 1953 tarihli ve 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73 sıra numaralı ve Mart 1957 tarihli ve 256 sıra numaralı tapu kayıtlarına dayalı olarak dava dışı kişi adına, tapuya tescilinin ise yine aynı kişi adına 22.10.1969 tarihinde hükmen yapıldığı, hükmen yapılan bu tescilin ... Köyü ile ... Köyü Tüzel Kişiliği arasında Urfa Tapulama Mahkemesinde görülen 1968/1 Esaslı davaya ilişkin olduğu, dava konusu 262 jarselin yargılama devam ederken 06.12.2011 ifraz işlemine tabi tutulup, 673 ve 674 parsellere ayrıldığı, eldeki dosyasının 673 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak devam ettiği, (674 parsele ilişkin dosyanın eldeki dosyadan tefrik edildiği ve açılmamış sayılmasına karar verildiği), mahkemece yapılan keşif sonrası hükme esas olan bilirkişi raporunda, 673 parselde taşlık, yol ve dere olan alanların tespit edildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, mahkemece, 1 fen, 1 harita, 1 jeoloji, 1 ziraat mühendisi tarafından 09.11.2015 tarihinde yapılan keşif sonrası alınan bilirkişi raporuna göre karar verilmiş ise de, hükme esas alman bilirkişi raporunun ve mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hüküm kurmaya elverişli olduğunu söylebilme olanağı yoktur. Şöyle ki, taşınmazda komşu parsellerle benzer ve farklı yönlerinin neler olduğu, dere olarak tespit edilen yerlerin aktif ya da taşkın dere yatağı içinde olup olmadığı, taşkınlara maruz kalıp kalmadığı, kalıyor ise ne kadar sıklıkla kaldığı, ırmağın yatak değiştirip değiştirmediği, değiştirmişse net olarak ne zaman değiştirdiği, tespit tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait hava fotoğrafları ve memleket haritaları getirtilerek uzman jeolog bilirkişilerce ayrıntılı inceleme yapılmadığı, böylelikle taşınmazın sınırlarının, niteliğinin, ekili olan veya olmayan alanların ziraat bilirkişisi tarafından net bir şekilde tespitinin yapılmadığı anlaşılmaktadır.
O halde Mahkemece yapılması gereken iş, çekişmeli taşınmazın tespit tarihinden geriye doğru yukarıda da açıklandığı üzere 3 farklı tarihe ait hava fotoğrafları ve memleket haritaları tarihleri açıkça yazılmak suretiyle ilgili yerlerden getirtilerek dosya arasına konulması, dosya keşfe hazır hale getirildikten sonra mahallin en yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve 1 fen, 1 ziraat ve 3 jeolog/jeodezi veya fotogrametri bilirkişi kurulu aracılığı ile yapılacak keşifte; yerel bilirkişilerden çekişmeli taşınmazın öncesi, niteliği, derenin yatak değiştirip değiştirmediği, değiştirmişse hangi tarihte değiştirdiği, taşınmazın toprak ve bitki yapısı, taşınmazda imar-ihya işlemlerinin ne zaman başlanıldığı ve tamamlandığı, ne kadar süredir ve ne kadarlık kısmının tarım arazisi olarak kullanıldığı, komşu parsellerle benzer ve farklı yönleri ayrıntılı bir rapor ile tespit edilerek ayrıntılı araştırma yapılmalı, komşu parsellere ilişkin varsa benzer nitelikte mahkeme ilamları da getirilmeli, yine dava konusu taşınmazın yüzölçümüne ilişkin olarak dava açıldığı anlaşıldığından, açılan dava dosyasının durumunun ve sonucunun değerlendirilmeye alınması, son olarak dava konusu taşınmaza kadastro tespiti sırasında uygulanan tapu kayıtları keşif sırasında uygulanmadığından, tespite esas tapu kayıtlarının dosya arasına alınarak uyuşmazlık konusu taşınmaza uygulanması, tüm bunların sonucunda, dosya kapsamında iddia ve savunmalar çerçevesinde toplanmış ve toplanacak tüm deliller değerlendirilerek, kazanılmış haklar da gözetilmek sureti ile sonucuna göre hüküm kurulması olmalıdır. Tüm bu hususlar gözetilmeden, yazılı gerekçelerle eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulması yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, davacı Hazine vekili ile dahili davalı ... Genel Müdürlüğü vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK"un 440/1 maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 21/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.