Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/21649
Karar No: 2012/551
Karar Tarihi: 12.01.2012

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2011/21649 Esas 2012/551 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2011/21649 E.  ,  2012/551 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:SULH HUKUK MAHKEMESİ

    Dava dilekçesinde 6.785 TL alacak için itirazın iptali, inkar tazminatının masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili; müvekkilinin davalının bankadan çektiği krediye kefil olduğunu, davalının borcunu ödemediğini ardından davacının ödemek zorunda kaldığını, ödediği 6.785,00 TL’nin tahsili için icra takibi yaptığını, ancak takibe itiraz edilmesi nedeni ile takibin durduğunu, bu nedenle itirazın iptali ile % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı duruşmalara katılmayarak davayı inkar etmiştir.Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiş, temyiz dilekçesine "çekilen 8.500,00 TL kredinin 5.000,00 TL’lik kısmını davacı hesabına yatırdığına, bu nedenle kredi borcunun davacı tarafından ödenen kısmının ona ait olduğuna borcu kalmadığını" beyanla dekont eklemiştir.Dava sulh hukuk mahkemesinde görülen itirazın iptali davası olup, davada davalıya delillerini bildirmek üzere kesin süre verilmiş değildir. Çıkarılan isticvap davetiyesinde ise “Ziraat Bankası ... Şubesine ait 8.500,00 TL.lik bireysel kredi sözleşmesindeki adı ve soyadı altındaki imzanın kendisine ait olup olmadığı, söz konusu bankadan kredi çekip çekmediği, banka ile kefili davacı ... olan bireysel kredi ilişkisine girip, girmediği” sorulmuştur.
    HGK.nun 9.2.2011 gün ve 2011/13-29-56 sayılı içtihadında vurgulandığı üzere; itirazın iptali davası, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabi olduğundan (İİK.m.67/1) alacaklı, alacağının varlığını Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa göre caiz olan her türlü delil ile ispat edebilir. Burada borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olup olmamasına bakılmaksızın, bütün itiraz sebeplerini ileri sürebileceğinden; mahkemenin, borcun sonradan ödendiği itirazını araştırarak, ödemenin takip konusu alacakla ilgili olduğunu belirlemesi halinde, alacaklının talep edebileceği alacak miktarı üzerinden hüküm kurması gerektiğinde duraksama bulunmamaktadır. Aynı şekilde itirazın iptalini isteyen alacaklı da borçlunun itirazdan sonra ödemede bulunduğunu bildirmişse bunun da mahkemece nazara alınması ve ödemenin yapıldığı aşamaya göre sonuçlarının üzerinde durulması gerekir.Şu da eklenmelidir ki, takip konusu alacak için borçlunun icra dairesi dışında yaptığı ödemeler,takip konusu alacaktan İcra Müdürlüğünce kendiliğinden mahsup edilemeyeceğinden; eş söyleyişle, harici ödemelerin İcra Müdürlüğünce kabulü için, alacaklının muvafakati gerektiğinden; itirazın iptali davasında mahkemece kısmi ödemenin takip konusu alacakla ilgili olduğuna dair bir karar verilmesi gerektiği her türlü duraksamadan uzaktır.Bu itibarla, icra takibinden sonra borçlu tarafından ödeme yapılmış olması halinde mahkemece, borçla ilgisinin saptanması halinde söz konusu ödemeler düşülerek, bakiye alacak tutarı üzerinden karar verilmesi gerekir.Nitekim; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 20.10.2004 gün, E:2004/9-508 K:2004/562; 30.03.2005 gün, E:2005/19-200 K:2005/210; 08.06.2005 gün, E:2005/19-270 K:2005/365 ve 18.04.2007 gün, E:2007/19-159 K:2007/220; 04.07.2007 gün ve E:2007/13-453 K: 2007/453 sayılı kararlarında da aynı ilke benimsenmiştir.
    Eldeki uyuşmazlıkta borçlu borcu bulunmadığı savunmasını getirerek takibe itiraz etmiş; itirazın iptali davasında da davaya katılmayarak davayı inkar etmiştir. Davalı temyiz incelemesi aşamasında ibraz ettiği belge ile borcun bir bölümünü ödediğini iddia etmiş olması karşısında; temyiz aşamasında ibraz edilen bu belgenin takibe konu borçla ilgisinin olup olmadığı, taraflar arasındaki borç ilişkisinin kabulü anlamına gelip gelmediği ve sonuçta da borcu söndüren belge niteliğinde olup olmadığının mahkemece incelenip incelenemeyeceğinin öncelikle çözümü gerekmektedir.
    1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 188. maddesinde, “Hakimin re’sen nazarı dikkate alması kanunen iktiza eden hususlar” deyimi ile dava şartlarının kastedildiği ve bu nedenle dava şartlarının mahkemece kendiliğinden gözetileceği hususu öğretide de kabul edilmektedir (Prof. Dr. Baki Kuru Hukuk Muhakemeleri Usulü 1990 Cilt, 1 s:900; Prof. Dr. Saim Üstündağ, Medeni Yargılama Hukuku Cilt 1-II-İst.1997 s:28 ve 871).Davanın hukuksal niteliği gereği, temyiz aşamasında dava konusu borcu söndüren nitelikte bir belge verilmişse, bu belge üzerinde gerekli inceleme yapılmak suretiyle bir karar verilmelidir. Diğer bir anlatımla yargılama aşaması henüz tamamlanmamış böyle durumda borcu itfa eden belgenin veya dava şartının söz konusu olduğu hallerde dava sonuçlanıp kesinleşmemiş olmakla ibraz edilen yazılı belgenin dikkate alınması gerekir.
    Gerçekten de, yargılamada davayı inkar eden davalının savunması borcun bulunmadığı savunmasını da kapsar. O nedenle, davalının borcun ne sebeple bulunmadığını açıklama ve iddianın aksine, delillerini ikame etme hakkının ortadan kalktığından söz edilemez. Yine aynı şekilde taraflar arasında borç ilişkisinin varlığını ve borcu inkar eden davalının takip ve davadan sonra temyiz aşamasında ödeme yaptığı yönündeki belgeyi yine bu aşamada ibraz eden alacaklının bu talebinin de iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağı kapsamında kaldığından söz edilemez(HUMK. Md. 202; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 24.03.2004 gün ve 2004/2- 183 esas, 2004/165 karar ve 24.03.2004 gün ve 2004/2- 184 esas, 2004/166 karar sayılı ilamları).Şu hale göre, somut olayda; mahkemece, davalı’nın ibraz ettiği dekont ile ilgili olarak, temyiz aşamasında ibraz edilen bu belgenin takibe konu borçla ilgisinin olup olmadığı, taraflar arasındaki borç ilişkisinin kabulü anlamına gelip gelmediği ve sonuçta da borcu söndüren belge niteliğinde olup olmadığının yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde araştırılıp incelenmesi ve eldeki davaya etkisi üzerinde de durularak bir karar verilebilmesi için mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekmiştir. Bozma nedenine göre diğer hususlar şimdilik inceleme dışı bırakılmıştır.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve şimdilik diğer yönlerin incelenmesine mahal olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi