Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/2592
Karar No: 2019/8040
Karar Tarihi: 24.12.2019

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2019/2592 Esas 2019/8040 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2019/2592 E.  ,  2019/8040 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ: Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi
    TÜRK MİLLETİ ADINA

    KARAR
    A)Davacı İstemi;
    Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin iş kazasına uğraması nedeniyle 1.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsilini, Birleşen dava dosyasında ise kazalı için 30.000 TL kazalının eşi için 5.000 TL, çocukları için Çocuk 2.500 TL’er manevi tazminatın davalıdan tahsilini, ıslah dilekçesiyle ise kazalı için maddi tazminat istemini 97.194,25 TL’ye artırmış tazminat alacaklarına faiz işletilmesini talep etmiştir.
    B)Davalı Cevabı;
    Davalılar vekilleri cevap dilekçesinde özetle, davanın reddini savunmuşlardır.
    C)İlk Derece Mahkemesi Kararı :
    İlk derece Mahkemesince 21/06/2018 tarihli karar ile davalı Üniversite Rektörlüğüne karşı açılan davanın reddine, davacı eş ve çocukların manevi tazminat isteminin reddiyle, davalı şirketler yönünden kazalı lehine 97.194,25 TL maddi tazminat ile 25.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 16/06/2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
    D) İstinaf Başvurusu
    Davacı vekilince, mahkemece verilen kısa karar üzerine 05/07/2018 tarihinde Uyap sistemi üzerinden e- imzalı olarak süre tutum dilekçesi verildiği, 13/07/2018 tarihinde gerekçeli kararın tebliğ edildiği, davacı vekilinin istinaf başvurusunun gerekçelerini içeren dilekçeyi 04/09/2018 tarihinde Uyap sistemi üzerinden e- imzalı olarak sunduğu anlaşılmıştır.
    Davalılardan ... vekili ile ... İnşaat Ticaret ve Sanayi A.Ş. vekili tarafından da süresi içerisinde ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır.
    E)Bölge Adliye Mahkemesi Kararı :
    Bölge Adliye Mahkemesince, Davacı ... vekilinin süresinde 06/07/2018 tarihinde süre tutum dilekçesi verdiği itiraz sebebi bildirmediği, gerekçeli kararın davacı ... vekiline 13/07/2018 tarihinde tebliğ olduğu, ancak gerekçeli istinaf dilekçesi verme süresi olan 2 haftalık süresi geçtikten sonra 05/09/2018 tarihinde gerekçeli istinaf dilekçesini verdiği anlaşılmakla sadece süre tutum dilekçesi dikkate alınarak ve sadece kamu düzenine aykırılık hususları yönünden inceleme yapılmak suretiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, Davalı ... Rektörlüğünün maddi tazminat yönünden lehlerine vekalet ücreti verilmesi gerektiği ve davalı ... İnş Tic ve San A. Ş nin faize yönelik itirazı yönünden istinaf başvurusunun Esastan Kabulüne karar verilerek ilk derece mahkemesi kaldırılmak suretiyle yeniden esas hakkında hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.
    F) Temyiz Başvurusu
    Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın davacılar vekili ile davalı ... İnşaat Ticaret ve Sanayi A.Ş. vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiş olduğu anlaşılmıştır.
    G) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
    Dava, sigortalının iş kazası sonucu sürekli iş göremezliğe uğraması nedeniyle kendisinin ve yakınlarının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.Bölge Adliye Mahkemesince davalılardan ... Üniversite Rektörlüğü ile ... İnşaat Ticaret ve Sanayi A.Ş vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine gerekçeli istinaf istemleri incelenerek karar verildiği halde; davacı vekilinin gerekçeli istinaf dilekçesinin yasal süre içerisinde verilmediği belirtilerek süre tutum dilekçesindeki sebeplerle bağlı inceleme yapıldığı anlaşılmaktadır.
    Tarafların, gerekçeli karar tebliğ edilmeden önce, temyiz süre tutum dilekçesi veya gerekçeli temyiz dilekçesi sunmak suretiyle kararı temyiz ettikleri hallerde dahi, kararın gerekçesini dikkate alarak yeni temyiz gerekçelerine dayanmaları mümkündür.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 19/09/2018 tarih ve 2018/9-584 E- 2018/1332 K sayılı ilamında belirtildiği üzere;
    1982 Anayasasının “Hak arama hürriyeti” başlıklı 36’ncı maddesi uyarınca, “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.”Ayrıca Anayasanın 90’ıncı maddesinin son fıkrasında usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmaların kanun hükmünde olduğu, bunlar hakkında anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamayacağı, temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümlerinin esas alınacağı ifade edilmiştir.Bu bağlamda ülkemizin de taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHS) 6’ncı maddesinde adil yargılanma hakkı ayrıntılı yer almış olup, gerek Anayasa gerekse AİHS düzenlemelerine koşut olarak da 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 27’nci maddesinde hukuki dinlenilme hakkı düzenlenmiştir.
    HMK"nın 27’nci maddesi uyarınca;
    "(1) Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler.
    (2) Bu hak;
    a) Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını,
    b) Açıklama ve ispat hakkını,
    c) Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini, içerir".Hukuki dinlenilme hakkı çoğunlukla "iddia ve savunma hakkı" olarak bilinmektedir. Ancak bu hak iddia ve savunma hakkı kavramına göre daha geniş ve üst bir kavramdır.Hakkın temel unsurları maddede tek tek belirtilmiş, böylece uygulamada bu temel yargısal hak konusundaki tereddütlerin önüne geçilmesi amaçlanmıştır.
    Bunlardan ilki “bilgilenme hakkı” dır. Bu çerçevede, öncelikle tarafların gerek yargı organlarınca gerek karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir. Hak sahibinin kendisi ile ilgili yargılama ve yargılamanın içeriği hakkında tam bir şekilde bilgi sahibi olması sağlanmalıdır. Tarafın bilgi sahibi olmadığı işlemler, belge ve bilgiler yargılamada esas alınamaz. Bilgilenmenin şekli bakımından, hukuki dinlenilme hakkına uygun davranılmalı, ilgilinin bilgilenmesi şeklen değil, gerçek anlamda sağlanmaya çalışılmalıdır.Bu hakkın ikinci unsuru, “açıklama ve ispat hakkı”dır. Taraflar, yargılamayla ilgili açıklamada bulunma, bu çerçevede iddia ve savunmalarını ileri sürme ve ispat etme hakkına sahiptirler. Her iki taraf da bu haktan eşit şekilde yararlanırlar. Bu durum "silahların eşitliği ilkesi" olarak da ifade edilmektedir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) adil yargılanma hakkını düzenleyen 6’ncı maddesinin birinci bendinin ilk cümlesinde yer alan silahların eşitliği ilkesi, yine AİHS’ne göre, mahkeme önünde sahip olunan hak ve vecibeler bakımından taraflar arasında tam bir eşitliğin bulunması ve bu dengenin bütün yargılama boyunca korunmasıdır. Başka bir deyişle, silahların eşitliği ilkesi, davanın taraflarından birini diğeri karşısında avantajsız bir duruma düşürmeyecek şekilde her iki tarafın deliller de dâhil olmak üzere, iddia ve savunmasını ortaya koymak için makul bir olanağa sahip olması, tarafların denge içinde olması demektir. Söz konusu ilke tarafların usulüne uygun olarak mahkemenin önüne gelmelerini sağlayan tebligat işlemi açısından da önemlidir. Çünkü ancak hukuka uygun bir usulde gerçekleşen tebligat üzerine, durumdan haberdar olan taraflar iddia ve savunmalarını eşit şekilde yapabileceklerdir.Hukuki dinlenilme hakkının üçüncü unsuru, “tarafların iddia ve savunmalarını yargı organlarının tam olarak dikkate alıp değerlendirmesi”dir. Bu değerlendirmenin de karar gerekçesinde yapılması gerekir (6100 sayılı HMK’nın gerekçesi m. 32). Yargılama bakımından, sadece bir tarafın dinlenip diğerinin dinlenmemesi, tek yönlü karar verilmesi demektir. Yargılamada yer alan taraflar yargılamanın objesi değil, süjesidir. Hukukî dinlenilme hakkı doğru karar verilmesinin garantisidir; bu nedenle, haksızlığa karşı koyabilme imkânı tanır. Bu hak, hukuk devletinin, insan onurunun korunması ve eşitlik ilkesinin, hak arama özgürlüğünün, adil yargılanma hakkının bir gereğidir.Bu açıklamalar doğrultusunda somut olayda, ilk derece mahkemesince 21/06/2018 tarihinde verilen karara karşı davacı vekilinin 05/07/2018 tarihinde süresi içinde istinaf yasa yoluna başvurduğu, gerekçeli kararın davacı vekiline 13/07/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekilinin de 04/09/2018 tarihinde istinaf başvurusunun gerekçelerini içeren dilekçeyi sunduğu, Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf incelemesini 09/11/2018 tarihinde karara bağladığı da dikkate alındığında, davacı verilince ilk derece mahkemesi kararının tebliğinden itibaren makul süre içerisinde sunulduğu anlaşılan ve istinaf karar tarihinden önce de dosya kapsamına dahil edilen istinaf başvurusunun gerekçelerini içeren dilekçenin “hukuki dinlenilme hakkı” kapsamında incelenmek suretiyle, davacının gerekçeli istinaf dilekçesindeki sebepler yönünden de bir karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde davacı yönünden süre tutum dilekçesindeki sebeplerle ve kamu düzenine aykırılık sebepleriyle bağlı olarak karar verilmesi hatalı olmuştur.O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve davacı vekili ile davalı ... İnşaat Ticaret ve Sanayi A.Ş vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada sair yönleri incelenmeksizin Bölge Adliye Mahkemesi hükmü bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nun 373/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harçlarının istem halinde temyiz edenlere iadesine, 24/12/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi