Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1636
Karar No: 2020/1041
Karar Tarihi: 10.02.2020

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2019/1636 Esas 2020/1041 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2019/1636 E.  ,  2020/1041 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ANTALYA BÖLGE ADLİYE MAH. 3. HUKUK DAİRESİ
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : MERSİN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen menfi tespit davasında verilen hüküm hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelenmesi sonucunda; davalı tarafın istinaf başvurusunun kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı, davalı kurumun ... nolu elektrik abonesi olup hakkında kaçak elektrik tespit tutanağı tanzim edilerek 11.713,00 TL kaçak tahakkuku ve 64.953,80 TL kaçak ek tahakkuku yapıldığını, söz konusu tahakkukların hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, fazladan hesaplanan 7.808,00 TL kaçak tahakkuku ile tümden haksız şekilde hesaplanan 64.953,80 TL ek kaçak tahakkukundan dolayı sorumlu olmadığının tespiti ile söz konusu fazla ve yersiz tahakkukların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı, kaçak ve ek kaçak tahakkukunun 22.04.2013 tarihli kaçak tespit tutanağına istinaden hukuka uygun şekilde yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    İlk derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, davacının davaya konu kaçak ve ek kaçak tahakkuku nedeniyle davalıya 11.713,00 TL dışında borçlu olmadığının tespitine fazlaya ilişkin talebin reddine,davacının talebi bulunmadığından ve davacı aleyhine yapılan bir icra takibi de bulunmadığından davacı yararına kötü niyet tazminatına hükmolunmasına yer olmadığına, karar verilmiştir.
    İlk derece mahkemesinin söz konusu kararına karşı, davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesi, uyuşmazlığın abonelik sözleşmesi kapsamında kaçak elektrik kullanmaktan kaynaklandığı, tarafların ticari işletmesine ilişkin olmadığı, ayrıca davacı kooparetifin tacir olmadığı, 1163 sayılı Kooparatifler Kanunundan kaynaklanan bir uyuşmazlığın da bulunmadığı, görev hususunun dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülmese bile resen gözönüne alınması gerektiğinden, 6100 sayılı HMK"nun 353/1-a -3 maddesi uyarınca mahkemenin görevli ve yetkili olmamasına rağmen davaya bakmış bulunması sebebiyle davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, esası incelenmeksizin 6100 sayılı HMK"nun 353/1.a-3 maddesi uyarınca Mersin 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/421 Esas, 2016/487 Karar sayılı ve 20.10.2016 tarihli kararının kaldırılmasına, görev konusunda bir karar verilmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermiştir.
    İlk derece mahkemesince verilen görevsizlik kararı üzerine görevli ilk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulü ile davaya konu kaçak tahakkuku ve kaçak ek tahakkuku dolayısıyla davacının davalıya 11.713,00 TL dışında borçlu olmadığının tespitine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine,davacının talebi bulunmadığından ve davacı aleyhine yapılan bir icra takibi de bulunmadığından davacı yararına kötü niyet tazminatına hükmolunmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
    İlk derece mahkemesinin söz konusu kararına karşı, davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesinin; hüküm kurulurken davacının borçlu tutulması gereken miktarın tespiti ile kaçak ek tahakkukunun iptaline karar verilmesi gerekirken, infazda tereddüte meydan verecek şekilde davacının borçlu olduğu miktarın tespitine karar verilmesiyle yetinildiği, kararın bu yönüyle isabetli olmadığı ancak söz konusu hukuka aykırılığın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.2 maddesi gereğince davalı vekilinin istinafının bu yönden kabulü ile; duruşma yapılmaksızın ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak "davanın kısmen kabulüne, davacı hakkında davalı şirket tarafından yapılan 64.953,80 TL"lik kaçak ek tahakkukun iptaline, davacının bu miktarda davalıya borçlu olmadığının tespitine " şeklinde hüküm kurmak suretiyle ilk derece mahkemesinin kararı düzeltilerek esas hakkında yeniden karar verilmiş, söz konusu karar davalı tarafça temyiz edilmiştir.
    1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı tarafın sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Dava; kaçak ve ek kaçak tahakkukundan kaynaklanan menfi tespit ve hukuka aykırı tahakkukun iptali talebine ilişkindir.
    Davacının, harici hat çekmek suretiyle sayaçtan geçirilmeden enerji tüketmesi eyleminin kaçak elektrik enerjisi tüketimi olduğu, tutanak tarihinde yürürlükte bulunan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği hükümlerine göre kaçak elektrik bedeli hesabı yapılması gerektiği kuşkusuzdur.
    4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa dayanılarak hazırlanan ve 25 Eylül 2002 günlü Resmi Gazetede yayınlanarak 01.03.2003 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13.maddesi hükmünde, gerçek veya tüzel kişiler tarafından, yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde tüketilmesi, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilmiş, 15.madde hükmünde de, kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanımına ilişkin tespit, süre, tüketim miktarı hesaplama, tahakkuk, ödeme yöntemleri ile diğer usul ve esasların dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından belirlenerek Kuruma sunulacağı ve kurul onayı ile uygulamaya konulacağı açıklanmıştır.
    Kaçak elektrik tespit tutanağının düzenlendiği tarihte yürürlükte olan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve anılan yönetmeliğin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenleyen Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından yayımlanan 29.12.2005 günlü 622 sayılı kararının “Süre ” başlıklı bölümünde “Kaçak elektrik enerjisi kullandığı tespit edilen tüketiciye yapılacak kaçak tahakkukunda, aşağıda belirlenen süreler esas alınır.
    1)Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13 üncü maddesinin (a) bendi çerçevesindeki tespitlerde;
    A) Kullanım yerine ait bağlantı anlaşması ve perakende satış sözleşmesi yapılmış olan yerler için, kaçak elektrik enerjisi kullanımına ilişkin olarak yapılacak hesaplamada esas alınacak süre; tutanak düzenlenmiş olması kaydıyla kontrol, mühürleme, kesme-bağlama, sayaç değiştirme ve son endeks okuma işlemlerinden en son yapılanın işlem tarihi ile kaçak tespitinin yapıldığı tarihe kadar olan süredir ve bu süre 90 günü geçemez. Ancak, sayaçtan geçirilmeden ayrı bir hatla kaçak elektrik enerjisi kullanımının tespiti halinde bu süre iki kat olarak alınır.
    Bu sürenin dışında müşterinin kaçak elektrik enerjisi kullanım başlangıç tarihinin doğru bulgu ve belgelerle tespit edilmesi halinde, kaçak tüketime ek olarak yukarıdaki paragraf çerçevesinde belirlenen başlangıç tarihinden itibaren, doğru bulgu ve belgelerle tespit edilmiş kaçak elektrik enerjisi kullanımı başlangıç tarihine kadar geriye dönük normal tüketim hesabı yapılır. Bu süre 12 ayı geçemez.
    Yapılacak hesaplamada tüketimin yapıldığı kabul edilen dönemlerdeki birim fiyatlar dikkate alınır ve gecikme zammı alınmaz.” hükmü yer almaktadır.
    Somut olayda; davaya konu 22.04.2013 tarihli kaçak tespit tutanağında yapılan kontrolde sayaca girmeden ana manyetik termik şalterden ek alınarak siteye ait B bloğu besleyen çıkış termik şalterinden bağlanarak ölçüsüz elektrik enerjisi kullanıldığı, bu tutanağa dayanılarak davacı tarafından kaçak tespit tarihi 22.04.2013 ile kaçak öncesi son işlem tarihi 08.04.2013 arasındaki dönem için kaçak tahakkuku, son işlem tarihi 08.04.2013 ile 09.05.2012 tarihi arasındaki 11 aylık dönem için de geriye dönük olarak kaçak ek tahakkuku yapıldığı anlaşılmaktadır.
    Mahkemece hükme esas alınan mali müşavir, elektrik mühendisi ve hukukçu bilirkişiden teşekkül etmiş olan bilirkişi heyet raporu ile itiraz üzerine alınan ek raporda, dosya kapsamı itibariyle ek kullanım hesabına esas başlangıç tarihine ilişkin doğru bulgu ve belgelere rastlanmamış olduğundan, geçmiş bir yıllık tüketim ortalaması ile kaçak tespitine yakın bir döneme ilişkin bir yıllık tüketim ortalaması arasında kıyaslama yapılmak suretiyle yıllık bazda aylık ortalama tüketimlerin yaklaşık olarak aynı miktarlarda olduğunun tespiti ile davalı kurum tarafından tahakkuk ettirilen 64.953,80 TL ek kaçak tahakkukunun doğru olmadığının değerlendirildiği görülmektedir.
    Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13. maddesinde de açıklandığı üzere, kaçak tahhukkuku yanında geçmişe yönelik ek tahakkuk yapılabilmesi için kaçak elektrik enerjisi kullanım başlangıç tarihinin doğru bulgu ve belgelerle tespit edilmesi gerekmektedir. Eldeki davada davacının, kaçak elektrik enerjisi kullanım başlangıç tarihine ilişkin davalı kurum kayıtlarında doğru bulgu ve belge bulunup bulunmadığının, diğer bir deyişle davacının kaçak kullanım başlangıç tarihinin net olarak tespit edilip edilmediği konusunda bir inceleme ve araştırma yapılmaksızın,ek tahakkuk konusunda yasal dayanağı bulunmayan ve konusunda uzman olmayan bilirkişi heyetinin subjektif değerlendirmesine yönelik geçmiş bir yıllık tüketim ortalaması ile kaçak tespitine yakın bir döneme ilişkin bir yıllık tüketim ortalaması arasında kıyaslama yapılmak suretiyle yıllık bazda aylık ortalama tüketimlerin yaklaşık olarak aynı miktarlarda olduğunun tespiti neticesinde davalı kurum tarafından tahakkuk ettirilen 64.953,80 TL ek kaçak tahakkukunun doğru olmadığı değerlendirmesini içeren ve denetime elverişli olmayan bilirkişi raporuna göre hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
    Hal böyle olunca; mahkemece, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilerek, davacının kaçak öncesi döneme ilişkin tüm tüketim ekstreleri dosya arasına alındıktan sonra, önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak konusunda uzman 3 elektrik mühendisinden teşekkül eden bilirkişi heyetinden, davalı kurumca ek tahakkuk yapılıp yapılamayacağı ve yapılacaksa miktarının duraksamasız belirlenmesi konusunda denetime elverişli yeni bir rapor alınarak (bu kapsamda dosya arasında mevcut tüketim ekstrelerindeki 10.05.2012 ile 28.09.2012 tarihleri aasındaki tüketimin "0" olarak göründüğü dönem de açıklanarak) hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, konusunda uzman olmayan bilirkişi heyeti tarafından hazırlanmış olan yetersiz ve denetime elverişli olmayan bilirkişi raporu benimsenmek suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine; ikinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK"nun 371 inci maddesi uyarınca temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine 10/02/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi