Boşanma Kararları - Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/13241 Esas 2012/1229 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/13241
Karar No: 2012/1229

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/13241 Esas 2012/1229 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)

Davalıların 20 yıldan uzun süredir zilyet oldukları Kestel beldesi Narlık mevkii 115 parsel sayılı taşınmazın mera niteliğiyle özel sicilinde kayıtlı olduğu iddiasıyla, mera kaydının iptali ve adlarına tapuya tescili istemiyle dava açılmıştır. Mahkeme, genel arazi kadastrosunun kesinleşmesinden itibaren on yıllık hak düşürücü süre geçmesi ve meraların özel mülkiyete konu olamayacakları nedenleriyle davanın reddine karar vermiştir. Temyiz edilen kararda ise, tespitten önceki nedenlere dayanılarak açılacak davaların tespitin kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl içerisinde açılması gerektiği belirtilerek, bu sürenin hak düşürücü süre niteliğinde olduğu ve somut olayda davanın bu süre geçtikten sonra açıldığı vurgulanmıştır. Bu nedenle, hüküm yerinde görülmüş ve onanmıştır. Kararda, 3402 sayılı Yasanın 12/3 maddesi gereği tespitten önceki nedenlere dayanılarak açılacak davaların tespitin kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl içerisinde açılması gerektiği, bu sürenin hak düşürücü süre niteliğinde olduğu ve bu somut olayda davanın 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı belirtilmiştir.

(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi 2011/13241 E. , 2012/1229 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, Kestel beldesi Narlık mevkii 115 parsel sayılı 39375 m² yüzölçümlü mera niteliğiyle özel sicilinde kayıtlı olan taşınmazın müvekkilleri tarafından imar ve ihya edilerek 20 yılı aşkın zamandır zilyedliklerinde olduğu iddiasıyla mera kaydının iptali ile adlarına tapuya tescilini istemiştir. Mahkemece, genel arazi kadastrosunun kesinleşmesinden itibaren on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği ve meraların özel mülkiyete konu olamayacağı nedenleriyle davanın REDDİNE karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, mera kaydının iptali ve tapuya tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 26.10.1984 tarihinde yapılıp 26.04.1985 tarihinde ilan edilerek 26.04.1986 tarihinde kesinleşen oman kadastrosu ve 2/B uygulaması vardır.
Yörede, genel arazi kadastrosu işlemi 21.08.1958 tarihinde yapılıp 12.02.1960 – 12.03.1960 tarihleri arasında ilan edilerek kesinleşmiştir. Kesinleşme tarihi ile dava tarihi arasında 10 yıllık süre geçmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve 3402 sayılı Yasanın 12/3 maddesi gereğince tespitten önceki nedenlere dayanılarak açılacak davaların, tespitin kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl içerisinde açılmasının gerektiği, bu sürenin hak düşürücü süre niteliğinde olduğu ve somut olayda davanın 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı, tespitten sonraki zilyetliğin ise çekişmeli taşınmaz mera niteliği ile sınırlandırılıp özel siciline tescil edildiğine göre, bu tarihten sonra sürdürülen zilyetliğin süresi ne olursa olsun davacı taraf yönünden bir hak oluşturmayacağı belirlenerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine 06/02/2012 günü oybirliği ile karar verildi.