Esas No: 2019/401
Karar No: 2021/2050
Karar Tarihi: 03.11.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/401 Esas 2021/2050 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/401
KARAR NO: 2021/2050
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/11/2018
NUMARASI: 2017/87 Esas, 2018/1121 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 03/11/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; davalı borçlunun 10/02/2016 tarih, ... sıra nolu fatura ile 15/02/2016 tarih ve ... sıra numaralı faturalardan kaynaklanan borçlarını ödemediğini, davalı/borçlu aleyhine İstanbul Anadolu ...İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının kötü niyetli olarak sırf alacağının tahsilini geciktirmek amacıyla icra takibine itiraz ettiğini ve takibin durmasına sebebiyet verdiğini belirterek, itirazın iptaline, icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekilinin cevap dilekçesi sunmadığı, delillerini bildirdiği anlaşılmıştır. Mahkemece; davacının ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu bilirkişi tarafından yapılan tespitlere göre; davacının ticari defter ve kayıtlarının süresinde tasdikinin yapıldığı, kebir ve envanter defterlerinin ibraz edilmediğinden defterlerin birbirini teyit edip etmediğinin belirlenemediği, 2016 yılı yevmiye defterinin kapanış tasdikinin yapıldığı, davacı kayıtlarına göre 10/02/2016 tarih ve ... seri nolu, 5.900,00 TL. ve 15/02/2016 tarih, ... seri nolu 17.700,00 TL. olmak üzere 23.600,00 TL. tutarlı iki adet faturanın oluşturduğu, bu iki faturaya karşılık 3.900,00 TL. tutarında ödeme yapıldığı, davalı şirket ticari defter kayıtlarına göre; davacı tarafından tanzim olunan ... ve ... seri nolu faturaların davalı şirket kayıtlarında yer aldığı, bu faturaların davalı tarafça kendi ticari defter kayıtlarına bedelleri peşin ödenmiş olarak kayıt edildiğinden davalının davacıya borcunun gözükmediği, davacı şirket kayıtlarına göre davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 19.700,00 TL. tutarında alacaklı olduğunun tespit edildiği, ancak davalı takip dosyasına sunduğu itiraz dilekçesinde fatura bedellerine karşılık ...i isimli kişinin hesabına ödeme yaptıklarını, ayrıca temsilen yollanan şahıslara elden ve banka havalesiyle ödemeler yaptıklarını beyan etmiş ise de; ticari defterlerine işlemiş olduğu bu fatura bedellerini ödediğine ilişkin hiçbir yazılı belge, makbuz, dekont sunmadığından ödeme iddialarını ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile; davalının İstanbul Anadolu ... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyasında itirazın kısmen iptali ile takibin 19.700,00-TL asıl alacak üzerinden devamına, işlemiş faiz talebinin reddine, asıl alacağa takipten itibaren avans faizi yürütülmesine; alacak likit olduğundan alacağın %20'si oranında icra-inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davacı vekilinin tavzih talebi üzerine 20/12/2018 tarihli ek karar ile de; "kararın hüküm kısmına 4.maddeden sonra gelecek şekilde "Davacı lehine AAÜT uyarınca taktir edilen 2.364,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsiline, davacıya verilmesine," ibaresinin eklenerek bu kararın esas hükümle birlikte infazına karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; davalı müvekkilinin davacı tarafa herhangi bir borcu olmadığını, icra dosyasına yapılan itirazın kısmi itiraz olduğu, müvekkilinin beyanına göre, davacı tarafa 2.300 TL borç kaldığını, davanın alacağın tamamı üzerinden ikame edilmesine olanak olmadığını, alacağın tamamı üzerinden hem itiraz ve hem de inkar tazminatı yönünden hatalı karar verildiğini; davacı tarafla ticari ilişkileri olmadığını, işi yapan kişinin işi bırakması üzerine kendilerinin yönlendirmesi ile ... isimli bir bayana ödemenin yapıldığı ve davacı tarafın sonradan devraldığı işi hemen hemen hiç yerine getirmediğini, dekorun kaldırımını yapmadığını, bu hususta, davacı tarafın tek taraflı ileri sürdüğü beyanlarını kabul ederek karar verilmesinin mümkün olmadığını; ayrıca, davacı tarafın bilirkişi incelemesinde eksik belge ve defter sunduğunu, kebir ve envanter defterlerinin ibraz edilmediğinden defterlerin birbirini teyit edip etmediğinin belirlenemediğinin bilirkişi raporunda isabetli olarak tespit edildiğini, buna mukabil, TTK hükümleri ve usuli açıdan yeterli dayanağı olmaksızın verilen kararda isabet bulunmadığını; davacı tarafın, alacak iddiasını kendi defterleri ile dahi yeterince ispatlayamadığını; yargılamanın devamı esnasında ... isimli şahsa gönderilen havaleler sunulamamış ise de, bu hususta ilgili şahıs doğrudan ticari ilişki tarafı olmadığından şirket banka kayıtlarından doğrudan ödeme hususu tespit edilemediğini, müvekkilinin bu bedellerin ödendiği hususunda tereddütü olmadığını; istinaf incelemesi esnasında dahi olsa tedarik edildiği takdirde sunulacağını; dava dilekçesindeki hususlar ve dayanağı icra takibindeki iddialar kanıtlanamamış olup, mahkemece kısmi ödeme itirazı dahi dikkate alınmamış olduğundan kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili için girişilen icra takibine itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatının tahsili istemlerine ilişkindir. Davacı taraf, işin yapılıp teslim edildiğini, bakiye iş bedelinin ödenmediğini ileri sürmüş, davalı ise işin eksik yapıldığını, bedelin ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir. İstanbul Anadolu ... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyası ile; davacı tarafından davalı aleyhine 10/02/2016 ve 15/02/2016 tarihli 2 adet fatura alacağına dayalı olarak 2.000,00 TL asıl alacak, 128,30 TL işlemiş faiz, 17.700,00 TL. asıl alacak ve 1.110,01 TL. işlemiş faiz olmak üzere toplam 20.938,31 TL. alacak için takip başlatıldığı, borçlunun itiraz süresi içinde verdiği itiraz dilekçesi ile "Alacaklı görünen tarafla ticari ilişkimiz yoktur. Biz işi sanat yönetmeni olarak çalışan soyadını hatırlamadığımız ... isimli şahsa verdik. Kendisi işi yapım aşamasında bıraktı. Biz iyi niyet çerçevesinde işimiz yürüsün diyerek parçalı ödemeler yaptık. Yapmış olduğumuz işe istinaden sadece cari muhasebemizde 2300 TL borcumuz kalmıştır. Talep edilen kadar borcumuz yoktur. Bu konuda şirket hesapları olmadığını belirterek kendi verdikleri aynı soyadı taşıyan bir bayanın şahsi hesabına (...-dekontları mevcuttur.) ve temsilen yolladıkları sahıslara elden ve banka aracılığıyla (dekont ve şahitleri mevcuttur) ödemeler yapılmıştır. Bahsi geçen tutarda borcum yoktur. Bu borcumuza istinaden sözleşme yapılmamıştır. Ancak bahsi geçen ticarete ait film dekor kurulum ve kaldırım hizmeti için anlaşılmış ancak kurulum yapılmış, dekorun kaldırılması hizmeti yapılmamıştır. Dekora ait elden verdiğimiz paralarda makbuzları ibraz edilmemiştir. Kaldırma ve moloz atım hizmeti kendi sorumluluklarında olmasına rağmen işleri olduğu bahanesiyle gelmediklerinden tarafımızdan yapılmıştır. Yapılmayan hizmet eksiğine dair alacak ve tazminat haklarımız saklı kalmak üzere; takibe, borca, ödeme emrine, faiz oranına ve işlemiş faize açıkça itiraz ediyoruz." beyanı ile itiraz edildiğinden itirazın tüm borca yapıldığı anlaşılmıştır. Eser sözleşmesi iş sahibinin ödemeyi taahhüt ettiği ücret karşılığında yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi ve teslim etmeyi üstlendiği iki taraf için hak doğuran ve borç yükleyen bir sözleşmedir. TBK’nın 470 ve devamı maddelerine göre, yüklenici bir bedel karşılığında iş sahibine bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de yapılan iş karşılığı bir bedel ödemeyi yükümlenmiştir. Yüklenici, eseri sözleşmeye fen ve sanat kurallarına ve iş sahibinin ondan beklediği amaca uygun olarak imal edip, tam ve eksiksiz olarak süresinde iş sahibine teslim ettiğini, iş sahibi de iş bedelini ödediğini ispatla yükümlüdür. Eser sözleşmesi ilişkisinin bulunduğu durumlarda kural olarak işin yüklenici tarafından yapılıp tamamlandığı karine olarak kabul edilir. Mahkemece alınan bilirkişi raporuna göre; davacının ticari defter ve kayıtlarının süresinde tasdikinin yapıldığı, kebir ve envanter defterlerinin ibraz edilmediğinden defterlerin birbirini teyit edip etmediğinin belirlenemediği, 2016 yılı yevmiye defterinin kapanış tasdikinin yapıldığı; davacı kayıtlarına göre 10/02/2016 tarih ve ... seri nolu, 5.900,00 TL ve 15/02/2016 tarih, ... seri nolu 17.700,00 TL olmak üzere 23.600,00 TL tutarlı iki adet faturanın alacağı oluşturduğu, bu iki faturaya karşılık 3.900,00 TL. tutarında ödeme yapıldığı ve davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 19.700,00 TL. tutarında alacaklı olduğu; davalı şirket ticari defter kayıtlarına göre, davacı tarafından tanzim olunan ... ve ... seri nolu faturaların davalı şirket kayıtlarında yer aldığı, bu faturaların davalı tarafça kendi ticari defter kayıtlarına bedelleri peşin ödenmiş olarak kayıt edildiğinden davalının davacıya borcunun gözükmediği tespit edilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sırasında, işin yüklenici tarafından yapılıp tamamlandığına dair karinenin aksinin davalı iş sahibi tarafından ispatlanmadığı, iş bedeli faturaların davalı defterinde kayıtlı olduğu ve bakiye iş bedelinin ödendiği resmi belgelerle ispat edilemediğinden rapor esas alınarak davanın kabulü yönünde verilen mahkeme kararı usul ve yasaya, açıklanan gerekçe ve gerektirici sebeplere uygun olup davalı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurularının HMK'nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 13/11/2018 tarih ve 2017/87 Esas, 2018/1121 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 1.345,71 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 357,58 TL harcın mahsubu ile bakiye 988,13 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK'nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 03/11/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.