Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/13718
Karar No: 2013/3034
Karar Tarihi: 21.03.2013

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/13718 Esas 2013/3034 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2012/13718 E.  ,  2013/3034 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı ..., 12.11.2007 tarihli dava dilekçesiyle, .... Köyünde bulunan 2128 sayılı parselin, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki orman sayılan yerlerden olduğu halde, kadastro sırasında davalı ve davalı bayi adına tesbitinin itirazsız kesinleşmesiyle tapuya kayıt edildiğini, hukukî dayanaktan yoksun ve yolsuz tescil niteliğindeki davalılar adına olan tapu kaydının iptaliyle ... adına tescilini istemiştir. Orman Yönetimi, taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu, orman niteliğiyle ... adına tapuya tescili istemiyle davaya katılmıştır. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... ve katılan Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
    Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2011/3766-7082 sayılı ve 09.06.2011 günlü bozma kararında özetle: “Aynı gün temyiz incelemesi yapılan dosyalarda, aynı yerde bulunan taşınmazlara ilişkin olarak mahkemece, kesinleşmiş orman kadastrosu, eski tarihli memleket haritası, amenajman planı ve hava fotoğraflarının uygulanmasına dayalı araştırma inceleme ve keşif sonucu düzenlenen orman uzmanı bilirkişi, ziraat uzmanı bilirkişi ve fen bilirkişi raporuyla, çekişmeli parsellerin öncesi itibariyle yüksek eğimli maki ve ormanlık alanların içinde yer aldığı, eğimlerinin % 12"den fazla olması nedeniyle, 6831 sayılı Kanunun 1/J maddesine göre orman sayılan yerlerden olduğu, yakın tarihlerde ormandan açılmak suretiyle muz bahçesi ve tarla haline getirildiği, bitki örtüsü ve toprak yapısı bakımından sınırdaki Devlet ormanı ile bütün oluşturacak, bu ormanlar ile aynı yapıdaki devlet ormanı olduğu, Orman Yönetimince geçirilen idari ve teknik orman sınırlarının belirlenmesi çalışmalarında dahi orman sınırları içinde gösterildiği, buna rağmen, 30.05.1988 tarihinde kesinleşen genel kadastro sırasında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle gerçek kişi adına yapılan tesbit(ler)inin kesinleştiği, Orman Yönetimi tarafından yörede 1990 ilâ 1993 yıllarında 3302 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 06.09.1993 ilâ 06.10.1993 tarihinde ilân edilen orman kadastrosunun iptali istemiyle hasımsız olarak açılan orman kadastrosuna itiraz davasının kabulüne ilişkin .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.07.2008 gün ve 2006/199-135 sayılı kararıyla iptal edildiği belirlenmiştir.
    Her şeyden önce, ....Asliye Hukuk Mahkemesinin sözü edilen 15.07.2008 tarihli hasımsız dava sonunda verdiği kararı, taraf olmayan davalı gerçek kişi(ler) yönünden kesin hüküm oluşturmasa da, somut olayda davanın tarafları için, orman kadastrosunun kanunî olmadığı yönünde delil oluşturmaktadır.
    Yüksek eğimli funda ve makilerle kaplı alanlar orman ve toprak muhafaza karakteri taşıması nedeniyle 6831 sayılı Kanunun 1/J maddesinin karşıt anlamından hareketle aynı Kanunun 1. maddesinin birinci fıkrası gereğince orman sayılan yerlerden olup, bilimsel ve teknik olarak toprak ve orman muhafaza karakteri taşıyacağı kabul edildiği gibi, 15.07.2004 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 23/p maddesi gereğince de, eğimi % 12"yi geçen yerler orman ve toprak muhafaza karakteri taşıdığından aynı Yönetmeliğin 26/i bendi gereğince orman olarak sınırlandırılır.


    02.12.2003 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 4999 sayılı Kanunun 3. maddesiyle değişik 6831 sayılı Kanunun 7. maddesinin birinci fıkrasıyla “Devlet ormanları ile evvelce sınırlaması yapılmış olup da herhangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanların, hükmî şahsiyeti haiz amme müesseselerine ait ormanların, hususî ormanların, orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve bitişiğinde bulunan her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırlarının tayini ve tesbiti ile 2. madde uygulamaları ile ilgili olarak kadastrosu kesinleşmiş yerlerde tesbit edilen fenni hataların düzeltilmesi işleri orman kadastro komisyonları tarafından yapılır.” hükmüyle, orman kadastro komisyonlarına, daha önce sınırlaması yapılmış olup da her hangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanların kadastrosunu yapma görev ve yetkisini verilmiştir. Keza 15.07.2004 günlü Resmî Gazete’de yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa göre Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin 10. maddesinin (a) bendinde de orman kadastro komisyonlarının aynı görev ve yetkisi tekrarlandıktan sonra 26/h maddesinde de “Her hangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanlar,”ın Devlet ormanı olarak sınırlandırılacağı öngörülmüştür. Orman Kadastro Komisyonlarına kanun ve yönetmelikle verilen bu yetkiyi ortadan kaldıracak ve kesin hüküm oluşturacak biçimde karar verilemez.
    Kadastro tesbit tarihi ve dava tarihi birlikte ele alındığında, dava tarihinde 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesindeki hak düşürücü sürelerin geçip geçmediği irdelenmelidir; çekişmeli parselin kadastro tesbitlerinin kesinleşmesinden sonra, 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde öngörülen 30 gün ve 10 yıllık hak düşürücü süreler geçmiş ise de, 5841 sayılı Kanunun 2. maddesiyle 3402 sayılı Kanunun 12. maddesinin üçüncü fıkrasına eklenen üçüncü tümcesinde yer alan “iddia ve taşınmazın niteliğine…” ibaresi Anayasa Mahkemesinin 12/05/2011 gün ve 2009/31-77 sayılı kararıyla iptal edilmiş olup, Anayasa Mahkemesinin aynı gün ve 2009/31-27 sayılı kararıyla da, “…bu madde ve ibarenin, uygulamasından doğacak sonradan giderilmesi güç veya olanaksız durum ve zararların önlenmesi ve iptal kararının sonuçsuz kalmaması için kararın Resmî Gazete"de yayımlanacağı güne kadar YÜRÜRLÜĞÜNÜN DURDURULMASINA” karar verilmiş ve 02 Haziran 2011 günlü ve 27952 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.
    Açıklanan hususlar gözetilerek, Hazinenin ve katılan Orman Yönetiminin davasının kabulüne karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kabulüne ve dava konusu Zeytinada Köyü 2128 nolu parselin davalı adına olan tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, 1987 yılında yapılan genel kadastroda gerçek kişiler adına tapuya kayıt edilen taşınmazın, öncesi ve eylemli durumu itibariyle orman sayılan yerlerden olduğu savına dayalı tapu iptal ve tesciline ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu Zeytinada Köyünde genel kadastro 1987 yılında yapılmış, çekişmeli 2128 sayılı parsel kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 1/2"şer pay ile ... ve Feyzullah Şimşek adlarına tesbit edilmiş, 30.04.1988 ilâ 30.05.1988 tarihlerinde yapılan askı ilânı sonunda itirazsız, taşınmaz tesbit gibi davalılar adına 31.05.1988 tarihinde tapuya tescil edilmiş, Feyzullah payı 18.05.2007 tarihinde Lütfullah Şimşek"e geçmiştir.
    Zeytinada Köyünde orman kadastrosu ve 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması dava tarihinden önce, ancak, genel kadastrodan sonra 1990 ilâ 1993 yıllarında yapılmış, sonuçları 06.04.1993 - 06.10.1993 tarihinde askıya çıkarılarak ilân edilmiştir.
    Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalılardan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 21/03/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi