Esas No: 2020/560
Karar No: 2021/2002
Karar Tarihi: 02.11.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/560 Esas 2021/2002 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/560
KARAR NO: 2021/2002
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/12/2019
NUMARASI: 2018/955 Esas, 2019/1086 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 02/11/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili, taraflar arasında düzenlenen 10/04/2017 tarihli sözleşme gereğince davalı şirketin davacı şirkete fason tekstil işi yaptırarak ürettirdiği malları yurtdışına ihraç ettiğini, davacı şirketin davalıya sadece işçilik hizmeti verdiğini, kumaş, aksesuar ve örnek kalıbın davalı tarafından temin edildiğini, taraflar arasında düzenlenen sözleşme kapsamında davacı müvekkilinin sevk irsaliyeleri ile davalıdan fason dikim yapmak üzere teslim aldığı malları davalının talimatlarına uygun olarak diktiğini, 25/05/2017 tarihli fatura ve sevk irsaliyesi ile davalı şirkete teslim ettiğini, davacı müvekkili şirketin sözleşme gereğince üstlendiği tüm yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen bakiye iş bedelinin davalı yanca ödenmemesi üzerine davalı hakkında Küçükçekmece ...İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyasından ilamsız takip yapıldığını, ancak davalının haksız itirazı üzerine takibin durdurulduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasında imzalanan sözleşmesinin (d) bendinde tahkim şartı düzenlendiğini, bu nedenle davanın usulden reddinin gerektiğini, esasa ilişkin olarak da davacı tarafından üretilen ürünlerin ayıplı olduğunu ve ürünlerin geç teslim edildiğini, ürünlerde kol manşetlerindeki telaların hatalı yapıldığını, manşetlerde dalgalanma olduğunu, ürünlerin dikim hataları ve simetri hataları ile teslim edildiğini, ayıplı ürünler nedeni ile yurtdışındaki müşterisi tarafından kalitesi yeterli görülmeyerek müvekkili davalıya 11/05/2017 tarihli, 15.517,80 Euro bedelli debit note ile zarar yansıtıldığını, söz konusu zararlar ve ayıplı ifa nedeni ile 09/06/2017 tarihli, ... sıra numaralı reklamasyon faturası ve ... sıra numaralı ve ... sıra numaralı faturalar ile davacıya yansıtıldığını, sözleşmedeki maddeler gereğince ayıplı ürün teslim eden davacının müvekkili davalının uğradığı zararlardan sorumlu olduğunu, ayıplı ürünlerden kaynaklı uğradığı zarar nedeni ile müvekkilinin davacıdan 17.309,62TL alacaklı olduğunu savunarak davanın reddine ve davacı aleyhinde kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece 20/03/2018 tarihli karar ile, bilirkişi raporunda taraflar arasındaki cari hesap farkının 43.953,08 TL olup, davalı tarafından kesilen reklamasyon faturasının davacının kayıtlarında yer almadığından, bu faturanın da taraflar arasında imzalanan 10/04/2017 tarihli fason üretim sözleşmesinden kaynaklandığı anlaşıldığından ve taraflar arasında imzalanan 10/04/2017 tarihli fason üretim sözleşmesinde tahkim şartı bulunduğundan HMK' nın 413. maddesi gereğince tahkim ilk itirazının kabulü ile, HMK' nın 115. maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Mahkeme kararının davacı yanca istinaf edilmesi üzerine, Dairemizin 02/10/2018 tarih, 2018/1561 Esas, 2018/1198 Karar sayılı kararı ile, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 10/04/2017 tarihli olduğu, sözleşmede model nosunun ..., order nosunun ..., kesim adedinin 7000, üretim teslim tarihinin 18/04/2017 olarak belirlendiği, sözleşmede düzenlenen tahkim maddesinde; bu sözleşmeden kaynaklanan ihtilaflarda İstanbul Tahkim Merkezi Tahkim Kurallarının uygulanacağının düzenlendiği, sözleşme maddeleri ve içeriğinde bu sözleşme sonrası taraflar arasında oluşacak akdi ilişkilerde de bu sözleşme hükümlerinin aynen uygulanacağına ilişkin bir düzenlemenin olmadığı, dosyaya sunulan belgelerde, bu sözleşme kapsamında davalı tarafça 10/04/2017 tarihli sevk irsaliyesi ile 3582 adet, 11/04/2017 tarihli sevk irsaliyesiyle de 3514 adet olmak üzere toplam; 7096 adet ürünün fason dikimi için davacıya teslim edildiği, davacı tarafça da 20-25/04/2017 tarihleri arasında sevk irsaliyeleri ile yapılan imalat sonrası davalıya gönderildiği anlaşılan 7094 adet ürün için 25/04/2017 tarihli 27.297,71 TL bedelli fatura kesildiği, taraflar arasındaki 10/04/2017 tarihli sözleşmenin ... model, ... order nolu 7000 adet ürün için ve 18/04/2017 teslim tarihli olarak düzenlendiği, bu sözleşme kapsamındaki davalı tarafça 10/04/2017 ve 11/04/2017 tarihli sevk irsaliyeleriyle davacıya fason dikim için kumaş teslimi yapıldığı ve davacı tarafça yapılan dikim sonrası ürünlerin sevk irsaliyeleri ile 20-25/04/2017 'de davalıya teslim edildiği, faturanın 25/04/2017 tarihli olduğu, dava konusu faturanın ise; davalı tarafça 05/05/2017 ve 11/05/2017 tarihli sevk irsaliyeleri ile fason dikim için davacıya teslim edilen toplam 7599 adet (3 tanesi dikim yapılmadan davalıya iade edildiği için 7596 adet olduğu) ürün için kesilen 25/05/2017 tarihli fatura olduğu, davalı tarafça dayanılan sözleşmede, sözleşmede yazılan işler dışında taraflar arasında devam edecek akdi ilişkide sözleşme hükümlerinin aynen geçerli olacağına dair düzenlemede bulunmadığı da görülmüş olmakla, yazılı sözleşme dışında taraflar arasındaki akdi ilişki kapsamında dava konusu yapılan talebe ilişkin tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilerek davanın esası incelenmek suretiyle karar verilmesi gerekirken, davadaki talebe ilişkin olmadığı anlaşılan yazılı sözleşmedeki tahkim şartına atıfla davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına, esas hakkında inceleme yapılarak hüküm kurulmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Mahkemece dosya yeni esasa kaydedilerek yapılan inceleme sonucunda eldeki davada verilen 05/12/2019 tarihli karar ile, taraflar arasında 10/04/2017 tarihinde imzalanan fason üretim sözleşmesinin ... model ZN17-2202-08 order nolu 7.000 adet ürünün 3,50 TL birim fiyattan davacı tarafından imal edilmesi için olduğu, davacının sözleşme konusu ürünlerin imalatını yaparak 20-25/04/2017 tarihlerinde davalıya teslim ettiği karşılığında 27.297,71 TL tutarındaki 25/04/2017 tarihli 010455 nolu faturayı kestiği, fatura bedelinin davalı yanca davacıya 12/05/2017 tarihinde ödendiği, davalı yanca teslim alınan ürünlerin müşterisi ... firmasına ihraç edildiği, müşteri tarafından ürünlerin ayıplı olduğu gerekçesiyle11/05/2017 tarihli debit note’yi davalıya gönderdiği, davalının ... model ürünlerin ayıplı olduğu iddiasının ispata muhtaç olduğu, dosyaya ayıp ihbarı yapıldığına dair herhangi bir delil sunulmadığı, ayıbın niteliği ve niceliğinin açıklanmadığı gibi ayıpla ilgili herhangi bir tarafsız tespit raporu da sunulmadığı, ayıplı olduğu iddia edilen ürünlerin tamamının bilirkişi incelemesine de sunulmayıp sadece 1 adet orijinal ve 2 adet dikilmiş ürünün dosyaya ibraz edildiği, sunulan 2 adet numuneye bakılarak davacı yanca dikilen tüm ürünlerin ayıplı olduğu sonucuna varılamayacağı, taraflarca 10.04.2017 tarihinde imzalanan fason üretim çalışma sözleşmesinin, ... model ürünün 3,50 TL birim fiyattan imal edilmesiyle ilgili olduğu, sözleşme üzerinde ... model ürünlerin imalatı için olduğunun yazdığı, davanın konusun ise ... model ürünlerin fason imalatı için kesilen 26.869,45 TL tutarındaki 25/05/2017 tarihli ... nolu faturanın ödenmemesi üzerine yapılan icra takibine itirazın iptali talebine ilişkin olduğu, davalının dava konusu fatura içeriği ürünlerle ilgili ayıp iddiasının bulunmadığı, ... model ürünler ile ... model ürünlerin her ikisinin de order numarasının aynı olup ... olduğu, ancak taraflar arasında imzalanan fason üretim çalışma sözleşmesinin 7.000 adet ... model ürünün 3,50 TL birim fiyattan imal edilmesiyle ilgili olduğu, ... model ürünlerin fason dikim işleminin 3,40 TL birim fiyattan imal edildiği, ... model ürünle ... model ürünün birim fiyatının farklı olduğu, 10-04/2017 tarihli fason üretim çalışma sözleşmesinin ... model ürünlerin imalatını kapsamadığı, ... model ürünler ile ... model ürünlerin birbirinden farklı model ürünler olup farklı zamanlarda imal edildiği gerekçesiyle, davacı vekilinin davalı aleyhine açmış olduğu itirazın iptali davasının kabulü ile, davalı borçlunun Küçükçekmece ...İcra Dairesi' nin ... esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazının iptali ile, takibin devamına, asıl alacak üzerinden % 20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesiyle, sözleşmenin (d) bendine göre; taraflar arasında 10/04/2017 tarihli fason üretim çalışma sözleşmesinde uyuşmazlıkların tahkim yolu ile çözümleneceğine ilişkin anlaşma yapılmış olması nedeniyle davanın usulden reddinin gerektiğini, davacı tarafın, fason üretim sözleşmesine aykırı davrandığını, ürünleri ayıplı ve eksik ürettiğini, ayıplı numunelerin mahkemeye sunulduğunu ancak buna rağmen hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalı müvekkilinin ayıp iddiasının ispata muhtaç olduğu kanısının hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafından ayıplı üretim ve geç teslim yapıldığını, ürünlerde kol manşetlerindeki telaların hatalı yapıştırıldığını, manşetlerde dalgalanma ve ayıplar meydana geldiğini, ürünlerin dikim ve simetri hataları gibi birçok ayıpla birlikte teslim edildiğini, ayıplı ürünler nedeni ile yurt dışındaki müşteri tarafından kalitesi yeterli görülmeyerek müvekkiline dosyada mübrez 11/05/2017 tarihli 15.517,80 Euro bedelli debit note ile zarar yansıtıldığını, müvekkilinin de söz konusu zararı aralarındaki sözleşme ve ayıplı ifa nedeniyle 09/06/2017 tarihli, ... sıra numaralı reklamasyon faturası ve ... sıra numaralı ve .. sıra numaralı faturalar ile davacıya yansıttığını, bu faturalar ve ayıplara ilişkin resimlerin dosyada bulunmasına rağmen bilirkişi tarafından defaatle bu hususların gözardı edildiğini, ayıplı ürünü teslim eden davacının müvekkilinin uğradığı zarardan sorumlu olduğunu, bu hususun taraflar arasındaki sözleşmede de açıkça ifade edildiğini, ayıplı ürünlerden kaynaklı uğradığı zarar nedeniyle müvekkilinin davacıdan 17.309,62 TL alacaklı olduğunu, icra takibine konu faturanın order numarası ile sözleşmede belirtilen order numarasının aynı olduğunu, davacı yanca, Fason Üretim Sözleşmesi’nin 25/04/2017 tarihli faturaya ilişkin olduğu ve buna ilişkin ödemenin yapıldığı, icra takibine konu faturanın ise 25/05/2017 tarihli olduğunu belirtilmiş ise de, 25/04/2017 tarihli faturada ürün miktarının 3512 adet Fason Üretim Sözleşmesinde de taraflar arasında anlaşılan tutarın 7.000 adet olduğu, her iki faturanın da aynı ve sözleşmede belirtilen order numarasına ait olduğunu, faturaların aynı sözleşme ve aynı siparişe ilişkin olduğunu, order numaraları incelendiğinde de görüleceği üzere debit notta belirtilen ayıplı ürünün takibe konu fatura kapsamında bulunduğunu, debit notta belirtilen ürünler ile uyuşmazlığa konu ürünlerin order numarası aynı olup, aynı ürünleri kapsadığını, debit nottta belirtilen ürünün order numarasının ZN17-2202-08 olduğunu, bilirkişinin defaatle aynı hatalı incelemeye düştüğünü, taraflarca 10.04.2017 tarihinde imzalanan fason üretim çalışma sözleşmesinin 7.000 adet ... model ürünün 3,50 TL birim fiyattan imal edilmesiyle ilgili olduğu, ... model ürünlerin fason dikim işleminin 3,40 TL birim fiyattan imal edildiği, ... model ürünle ... model ürünün birim fiyatının farklı olduğu, 10/04/2017 tarihinde imzalanan fason üretim çalışma sözleşmesinin ... model ürünlerin imalatını kapsamadığı kanaatine varıldığını, ulaşılan bu sonucun gerçeğe aykırı olduğunu, bilirkişi raporunda bilirkişinin davaya konu cari hesap uyuşmazlığı aslen taraflar arasında imzalanan 10/04/2017 tarihli sözleşme ile başlayan üretim sürecinde müvekkili şirket tarafından yurtdışına ihraç edilmek üzere sipariş verilen ... model nolu ürüne ilişkin davacının sözleşme gereği edimlerini yerine getirmeyerek, kendisine 09/06/2017 tarihinde yönlendirilen 11/05/2017 tarihli ve 10.222 Euro karşılığı olan 40.697,29TL bedelli faturayı ticari kayıtlarına işlememesi sebebi ile oluştuğu hususunu değerlendirmeden gerçeğe aykırı sonuç ve kanaate vardığını, davaya ilişkin olarak her ne kadar davaya konu fatura esas alınarak inceleme yapılmakta ise de taraflar arasındaki cari hesap uyuşmazlığının aslen davacının sözleşme gereği edimlerini yerine getirmeyerek reklamasyon faturasını ticari kayıtlarına işlememesi sebebiyle davaya konu fatura bedelinden alacaklı olduğunu iddia ve beyan etse de davacının hali hazırda cari hesap kayıtlarına göre davaya konu fatura bedelinde alacaklı konumunda bulunmadığını, taraflar arasındaki uyuşmazlığın fason üretim sözleşmesinden kaynaklandığını, zira icra takibine konu faturanın order numarası ile sözleşmede belirtilen order numarasının aynı olduğunu, taraflar arasındaki uyuşmazlığa konu faturanın fason üretim sözleşmesinden kaynaklandığını, bu nedenle de taraflar arasında uyuşmazlık söz konusu olduğunda fason üretim sözleşmesi hükümlerine göre hareket edilmesi gerektiğini, taraflar arasındaki eser sözleşmesi gereğince de davacının kumaşlardaki ayıplardan dolayı müvekkili şirketin uğradığı menfi ve müspet zararlardan sorumlu olduğunu, 10/04/2017 tarihli taraflar arasında imzalanan fason üretim sözleşmesi uyarınca ... model ve ... order nolu sipariş için düzenlenen bir sözleşme olduğunu, davacı tarafça sözleşmenin ihlali neticesinde 12/05/2017 tarihinde müvekkili tarafından davacıya yapılan ödeme tarihinden sonra müvekkiline ulaşan 11/05/2017 tarihli debit note uyarınca davacıya 09/06/2017 tarihinde yansıtılması ile müvekkilinin davacıdan alacaklı konumunda olması gerekirken davacının işbu faturayı yok hükmünde kabul ederek ticari kayıtlarında bulundurmaması sebebi ile müvekkilinden haksız olarak davaya konu fatura bedelini talep ettiğinin aşikar olduğunu, bu hususların bilirkişi raporunda değerlendirilmeksizin rapor tesis edilmesi ve bu raporun hükme esas alınmasının hatalı olduğunu, takip başlatmakta kötüniyetli olan davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Taraflar arasında 10/04/2017 tarihli fason üretim sözleşmesi imzalanmış olup, bu sözleşme ile davacı yüklenici sıfatıyla davalı yanca teslim edilen ürünlerin dikim işini üstlenmiştir. Sözleşmede teslim tarihi 18/04/2017 olarak belirlenmiştir. Sözleşmenin 8. Maddesine gereğince; davacı yüklenici işçiliğin daima 1.kalite olacağı, hatalı işçilik nedeni ile ikinci kaliteye ayrılan mamül oranının dikim %1’i, ütü paket %1’i, baskı, nakış, taş ve yıkama için %1’i geçemeyeceğini, aksi halde fason üretici firmanın oluşan satış kayıpları ve kâr kayıpları gibi iş sahibinin her türlü doğrudan ve dolaylı zararını karşılayacağı kabul ve taahhüt edilmiştir. 9. Maddede; davacı fason üretici firmanın, sözleşmede belirtilen koşullara uygun birinci kalite mamülleri verilen termin tarihi içinde tamamlayarak irsaliye ile iş sahibine teslim edecektir. Fason üretici davacı firma, kendisine taahhüt edilen tarihte ürünlerin yarı mamül olarak tam ve eksiksiz bir şekilde teslimi halinde, verilen termin tarihinde teslim edilmeyen malların müşteriye gönderilmesindeki her türlü gecikmeden doğabilecek menfi veya müspet zarardan bizzat sorumlu olduğu kararlaştırılmıştır. Davacı yüklenici tarafından davalı iş sahibi hakkında Küçükçekmece ...İcra Müdürlüğü' nün ... Esas sayılı dosyası ile 25/05/2017 tarihli, 26.869,45 TL bedelli faturaya istinaden toplam 31.371,59 TL alacağın tahsili için 21/06/2017 tarihinde ilamsız takip yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmaktadır. Davalı vekilince hem usuli hem de esas yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulduğundan öncelikle davalı vekilinin usüli itirazlarının incelenmesi gerekmiştir. Dairemizin 02/10/2018 tarihli kesin kararında; taraflar arasında imzalanan 10/04/2017 tarihli sözleşmede üretilecek model nosu ..., order nosu ..., kesim adedi 7000, üretim teslim tarihi18/04/2017 olarak belirlenmiş olup, bu sözleşme kapsamında davalı tarafça 10/04/2017 tarihli sevk irsaliyesi ile 3582 adet, 11/04/2017 tarihli sevk irsaliyesiyle de 3514 adet olmak üzere toplam 7096 adet ürünün fason dikimi için davacıya teslim edildiği, davacı tarafça da 20-25/04/2017 tarihleri arasında sevk irsaliyeleri ile yapılan imalat sonrası davalıya gönderilen 7094 adet ürün için 25/04/2017 tarihli 27.297,71 TL bedelli fatura kesildiği, dava ve takip konusu faturanın ise; davalı tarafça 05/05/2017 ve 11/05/2017 tarihli sevk irsaliyeleri ile fason dikim için davacıya teslim edilen toplam 7599 adet (3 tanesi dikim yapılmadan davalıya iade edildiği için 7596 adet olduğu) ürün için kesilen 25/05/2017 tarihli fatura olduğu, yani sözleşme gereğince yapılan işler için tanzim edilen fatura ile sözleşme dışı ilave iş için düzenlenen faturanın farklı olduğu, sözleşmenin (d) bendine göre; taraflar arasında 10/04/2017 tarihli fason üretim çalışma sözleşmesinde uyuşmazlıkların tahkim yolu ile çözümleneceğinin kabul edildiği, bu itibarla ilave iş için düzenlenen fatura alacağından kaynaklanan uyuşmazlıklara bu maddenin uygulanamayacağı belirlenmiştir. Nitekim mahkemece Dairemizin kaldırma kararından sonra alınan ve tekstilci bilirkişi tarafından hazırlanan 27/05/2019 tarihli raporda; taraflarca 10/04/2017 tarihinde imzalanan fason üretim çalışma sözleşmesinin, ... model ürünün, 3,50 TL birim fiyattan imal edilmesiyle ilgili olduğu, ... model ürünlerin fason dikim işleminin 3,40 TL birim fiyattan imal edildiği, birim fiyatlarının farklı olduğu, 10/04/2017 tarihinde imzalanan fason üretim çalışma sözleşmesinin ... model ürünlerin imalatını kapsamadığı belirtilmiş, aynı bilirkişi tarafından düzenlenen ek raporda, kök rapordaki tespit ve değerlendirmelerde herhangi bir değişiklik omadığı bildirilmiştir. O halde, mahkemece Dairemizin kesin nitelikteki kaldırma kararından sonra uyuşmazlığın esastan çözümlenmesi yoluna gidilmesi usul ve yasaya uygun olmuştur. Davalı vekilinin esasa yönelik itirazlarının değerlendirilmesi sonucunda; kural olarak, eserin sözleşmeye uygun olarak tamamlanıp teslim edildiğini ispat yükü yüklenicidedir. TMK'nın 6. maddesinde düzenlenmiş olan genel ispat kuralından çıkarılan bu sonuç, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin bir çok kararında "kural olarak eser sözleşmelerinde eserin teslimini, sözleşmeye ve tekniğine uygun olup olmadığını kanıtlamak yükleniciye aittir." şeklinde ifade edilmiştir. Teslim edilen eserin ayıplı ve/veya eksik olduğunu ve bedelin ödendiğini ispat yükü ise iş sahibine aittir. İçtihatlarda, Yargıtay’ın da bu doğrultuda tutum sergilediği görülmektedir. “Eser sözleşmesine dayalı ilişkilerde eserin teslim edildiğini ispatlama yükümlülüğü yüklenicide, eserin ayıplı olduğu iddiası ve bedelin ödendiğini ispatlama yükümlülüğü ise iş sahibindedir.” (bkz.Yargıtay 15.Hukuk Dairesi'nin 30/05/2013 tarih, 2013/5906 Esas, 2013/3519 Karar sayılı kararı) Somut olayda; davalı iş sahibi teslimi yapılan ürünlerin ayıplı olduğunu ve sözleşmenin 8. ve 9. maddeleri gereğince ayıp bedellerinden davacı yüklenicinin sorumlu olduğunu iddia etmiş ise de; mahkemece davacı tarafça dikimi yapılan ve teslim edildiği uyuşmazlık konusu olmayan dava ve takip konusu fatura kapsamındaki ürünlere ilişkin ayıp iddiasının davalı yanca kanıtlanamadığı, ürünlerdeki ayıplarla ilgili olarak dava ve takip tarihinden önce yaptırılmış bir tespit bulunmadığı, bu itibarla davacı yanın bakiye iş bedeli alacağına hak kazandığı gerekçesiyle yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi isabetli olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurularının HMK'nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 05/12/2019 tarih ve 2018/955 Esas, 2019/1086 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 1.835,45 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan toplam 458,86 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.376,59 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK'nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 02/11/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.