Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/170
Karar No: 2013/4020
Karar Tarihi: 09.04.2013

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/170 Esas 2013/4020 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı Hazine, kaydında olmayan ancak kazandırıcı zamanaşımı yoluyla sahip olduğunu iddia ettiği taşınmazın davalı tarafından el atıldığını ve tesisler yapıldığını belirterek el atmanın önlenmesini ve tesislerin kal'ini istemiştir. Davalı ise taşınmazın orman niteliği taşıdığını iddia ederek tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. Mahkeme Hazinenin davasının reddine karar verirken, taşınmazların orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescil edilmesine karar vermiştir. Yargıtay ise önceki kararı bozarak taşınmazın orman niteliği taşıdığını ve davaya konu olan taşınmazların orman sınırı dışında kalan orman niteliğindeki arazilere dahil olduğunu belirtmiştir. Kararda Medeni Kanunun 713. maddesi, 3402 sayılı Kanunun 14. ve 17. maddeleri, 6831 sayılı Kanunun 7. maddesi ve 5602 sayılı Kadastro Kanunu gibi kanun maddelerine atıfta bulunulmuştur.
20. Hukuk Dairesi         2013/170 E.  ,  2013/4020 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:


    K A R A R

    Davacı Hazine, 16.10.2000 tarihli dilekçesiyle ... Köyü, Kaynaklar Mevkiinde bulunan Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmaza davalı ... tarafından, su kanalı ve dinamo yapılmak ve beton dökülmek suretiyle elatıldığını, davalının elatmasının önlenmesini ve taşınmaza yapmış olduğu tesisin kal"ini istemiştir.
    Davacı ..., 16.03.2001 tarihli dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ... Beldesi, ... mevkiinde bulunan 30474 m² yüzölçümündeki taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, dedesi ....olarak bilinen Hüseyin Tütüncü tarafından ekilip biçilirken babası ....’ye, ondan da kendisine intikal ettiği, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek, Medeni Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir. Davalar birleştirildikten sonra, ....02.04.2007, ... 28.05.2007, ... ve ... ise, 11.04.2007 tarihli dilekçeleriyle, taşınmazın ortak muris ...diye bilinen ....’den tüm mirasçılarına intikal ettiğini, taşınmazın tüm mirasçılara adına tescili istemiyle davaya katılmıştır. Orman Yönetimi, davalı sıfatyıla verdiği dilekçeden taşınmazın orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescilini istemiştir. Mahkemece, Hazinenin davasının REDDİNE, katılan gerçek kişilerin tescil istemlerinin REDDİNE, ...’nün tescil davasının KABULÜNE, fen bilirkişi krokisinde (A), (B) ve (C) ile gösterilen taşınmazların ... oğlu ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... Belediyesi, Hazine, Orman Yönetimi ve katılanlar Hasan ve ... ile ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 21.1.2010 tarih ve 2009/18365 E., 2010/400 K. sayılı bozma kararında özetle; "Mahkemece yapılan inceleme sonucunda çekişmeli taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olmadığı, Medeni Kanunun 713 ve 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddelerinde yazılı imar ve ihya ile kazandırıcı zamanaşımı yolu ile taşınmaz edinme koşullarının davacı ... yararına oluştuğu kabul edilerek davanın kabulü yolunda hüküm kurulmuştur.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde üç kez keşif yapıldığı, ilk keşifte dinlenen uzman bilirkişi taşınmazın üzerinde 5-15 yaşlarında zeytin ağaçları bulunduğunu, yine ikinci keşifte uzman bilirkişi ve ziraat uzmanı bilirkişi taşınmazın üzerinde 15 yaşlarında zeytin ağaçları bulunduğu, üçüncü keşifte dinlenen orman bilirkişi taşınmazın üzerinde 20 yaşını geçmeyen aşılı zeytin ağaçlarının bulunduğunu bildirmişler, son keşifteki ziraat uzmanı bilirkişi çoğunluğu 20 yaşın üzerindeki zeytin ağaçlarından bahsederek ilk iki keşifteki teknik bilirkişi raporları ve son keşifteki

    orman bilirkişi raporları ile çelişecek biçimde görüş bildirmiş, mahkemece bu çelişkiler üzerinde durulmamış, taşınmazın zeytin ağaçları dışında başkaca her hangi bir tarım şekliyle zilyet edilmediği yerel bilirkişiler ve tanıklar tarafından bildirildiği ve taşınmazın üzerindeki zeytin ağaçlarının yaşları 20"yi geçmediği halde, imar ve ihyadan sonra ne şekilde 20 yıllık zilyetlik süresinin dolduğu üzerinde durulmamış, soyut yerel bilirkişi ve tanık sözleri ile yetinilmişse de;
    Diğer taraftan; yörede 1955 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sonucunda düzenlenen ve bir örneği dava dosyasına getirtilen orijinalinden fotokopisi çıkarılmış kadastro pafta örneğinden, çekişmeli taşınmazın bulunduğu alanın, bu yerde 1955 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında Devlet Ormanı ve fundalık niteliğiyle tesbit harici bırakıldığı anlaşılmaktadır. H.G.K.’nun 21.01.2004 gün ve 2004/8-15-7 ve 12/05/2004 gün 2004/8-242-292 sayılı kararlarında da belirtildiği gibi, çekişmeli taşınmazın bulunduğu bölgede arazi kadastrosu 1955 yılında 5602 sayılı Kadastro Kanunu yürürlüğü sırasında yapıldığı ve davaya konu taşınmazın tesbit dışı bırakıldığı tartışmasızdır. Burada halledilmesi gereken sorun, kadastro çalışmaları sırasında taşınmazın hangi nitelikte tesbit dışı bırakıldığı konusudur.
    Somut olayın 5602 sayılı Kanun hükümleri gereğince irdelemesi yapılıp uyuşmazlığın buna göre çözümlenmesi zorunludur.
    1955 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında davaya konu taşınmazla birlikte bu taşınmazların bitişiğinde bulunan arazi bölümlerinin tesbit dışı bırakıldığı, çekişmeli taşınmazların bitişiğindeki ya da yakınındaki arazi bölümünün ise, tarım arazisi niteliğiyle hak sahipleri adına tesbit ve tescil edildikleri anlaşılmaktadır. 1967 yılında seri usulle yapılan orman kadastrosu sırasında davaya konu taşınmazın da içerisinde yer aldığı arazinin orman tahdit hattı dışında kaldığı, yapılan uygulama ile belirlenmiştir. Arazinin konumu ve davalı taşınmaz ile orman arasında ayırıcı bir unsurun olmayışı ve arazi kadastrosunun yapıldığı yıllardaki kadastro ekiplerinin ormanlarla ilgili yukarıda anlatılan çalışma yöntemleri gözönünde bulundurulduğunda, davaya konu taşınmazların yer aldığı arazi bölümünün de orman olarak tesbit dışı bırakıldığının kabulü zorunlu bulunmaktadır. Her ne kadar bilirkişi ve tanıklar taşınmazın öncesinin orman olmadığını, üzerinde imar ve ihyayı gerektirecek nitelikte maki veya benzeri bitki örtüsünün bulunmadığını, taşınmazların davacı tarafından 30 - 40 yıldır kullanıldığını ifade etmişlerse de, kadastro işlemi olan tesbit dışı bırakma işlemine, araziye ve eylemli duruma uygun düşmeyen bilirkişi ve tanık sözlerine değer verilemez.
    Davaya konu taşınmazın öncesi orman olup, bu niteliğini koruduğu sıradaki zilyetliğe değer verilemez. Zilyetlikle mülk edinme koşulları oluşmadığı gibi, dava konusu taşınmaz 6831 sayılı Kanunun 05/11/2003 gün ve 4999 sayılı Kanun ile değişik 7. maddesi gereğince "herhangi bir nedenle orman sınırı dışında bırakılan orman" olması nedeniyle yeniden orman sınırları içine de alınabilir.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı gerçek kişinin davasının reddine ve davalı ... Yönetiminin orman niteliğiyle tapuya tescil isteminin kabulüne, yine Hazinenin davasının kabulüne karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece, çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle davacı ..."nün davasının reddine, (A) ile gösterilen 4418,21 m², (B) ile gösterilen 2915,45 m2, (C) ile gösterilen 4449,73 m² yüzölçümlü taşınmazların orman niteliği ile Hazine adına tesciline, davacı ..."nün çekişmeli taşınmazlara yaptığı müdahalenin men"ine, taşınmazlar üzerindeki bina ve tesislerin kal"ine karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, el atmanın önlenmesi ve kal, karşı dava olarakda Medeni Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazların tesciline ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1967 yılında seri usulde yapılıp kesinleşen orman kadastrosu vardır.


    Taşınmazların bulunduğu yerde genel kadastro 1955 yılında yapılıp, 10.05.1956 ilâ 11.06.1956 tarihlerinde ilân edilmiş, çekişmeli taşınmazlar bu işlemde fundalık olarak tapulama dışı bırakılmıştır. Tapulamanın kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir.
    Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 09/04/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.













    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi