20. Hukuk Dairesi 2012/14123 E. , 2013/4110 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekilleri ile birleşen dosya davacıları ... ve arkadaşları vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... vekili, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği... Köyü 824 parselin sınırında bulunan ve o parselle bir bütün olarak satın aldığı halde tapulama harici bırakılan taşınmazın Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir. Müdahiller ... ve arkadaşları da, aynı yerin kendi zilyetliklerinde olduğu, davacıya satılmadığı, sadece 824 parselin satıldığı iddiasıyla adlarına tescil edilmesini istemişlerdir.
Mahkemece, müdahillerin davasının reddine, davacının davasının kısmen kabulüne, 25.09.2007 havale tarihli raporda (A) işaretli (1793 m2) yerin davacı adına, (B) işaretli (693 m2) yerin orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş; müdahiller vekili ile davalı ... Yönetimi ve Hazine vekilleri tarafından hüküm temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2008/17907 E. - 2009/3616 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; " Dava dışı 824 parsel, 1971 yılında yapılan tapulama sırasında Mart 1951 tarih 75 numaralı tapu kaydı nedeniyle 4000 m2 yüzölçümüyle tarla niteliğiyle ... adına tespit ve tescil edildikten sonra mirasçıları tarafından 01.02.1994 tarihinde tapuda davacıya satılmıştır. Tespite esas alınan Mart 1951 tarihli tapu kaydı, 2757 m2 yüzölçümlü tarla niteliğinde, sınırları;...okumakta olup, miktarından fazla olarak 824 parsele revizyon görmüştür.
Mahkemece sözü edilen tapu kaydı, 1949 tarihli ilk geldisinden itibaren getirtilip uygulanmamışsa da değişir sınırlı olduğuna ve zaten miktarından fazla olarak 824 parsele revizyon gördüğüne göre davanın çözümünde etkisi bulunmamaktadır. Somut olayda, önemli olan, 824 parselin güney sınırında tespit harici bırakılan çekişmeli taşınmazın 824 parselle birlikte davacıya satılıp satılmadığı ve zilyedlikle kazanılacak yerlerden olup olmadığıdır. 824 parseli davacıya satan ... ve arkadaşları, tespit harici bırakılan çekişmeli taşınmazın satılmadığını, kendi zilyedliklerinde kaldığını, davacının bu bölüme de tel çit çekerek müdahale ettiğini iddia etmektedirler. 28.05.2007 günlü keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar da bu konuda net bir bilgi verememişlerdir. Dosyadaki belgelerden, çekişmeli taşınmazın sınırındaki tel örgüyü davacının satınaldıktan sonra çektiği, müdahillerin söktüğü ve 2006 yılında olayın jandarmaya intikal ettiği anlaşılmaktadır. Mahkemece taşınmazın tahdit dışında kalan (A) bölümünün davacı adına tesciline karar verilmişse de, bir yerin tahdit dışında kalması ayrı, zilyedlikle kazanılacak yerlerden olması ve kazanma koşullarının oluşmuş olması ayrı konulardır ki, mahkemece bu konularda yeterli araştırma yapılmamıştır. Öncelikle, çekişmeli taşınmazın 1971 yılında yapılan kadastro sırasında neden tesbit harici bırakıldığı belli değildir.
Ayrıca; çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede orman kadastrosunun 1966 yılında herhangi bir köy ya da belde sınırı esas alınmadan Boynuzçukuru Devlet Ormanı yönünden seri bazında yapıldığı ve köyün tamamını kapsamadığı anlaşılmaktadır. Orman kadastrosunun ilanının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanun ile değiştirilen 12/3 maddesine dayanılarak çıkartılan ve 19 Ağustos 1974 günlü Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Orman Kadastro Yönetmeliğinin "Sınırlama Dışı Kalan Ormanlar İçin Yapılacak İşlemler" başlıklı 128. maddesinin (b) fıkrasında “sınırlaması yapılan devlet ormanının dış ve iç sınırlarına bitişik olmayan Devlet Ormanları hakkında orman kadastro komisyonunca herhangi bir karar verilmiş olmayacağından ve bu gibi Devlet Ormanlarının orman kadastrosu yapılmış sayılmayacağından ıttıla hasıl oldukta hemen orman kadastrosunun yapılması merkezce sağlanır. Bu gibi ormanlarda orman kadastrosu yapılıncaya kadar ilgili kanun hükümlerine göre işlem yapılır” hükmü bulunmaktadır.
Bu durumda; yörede seri usulde yapılan orman kadastrosunda, Devlet Ormanı olarak sınırlandırılan yerlerin dış ve iç sınırlarına bitişik olmayan Devlet Ormanlarının orman kadastro komisyonlarınca incelemesi yapılamadığı ve niteliği belirlenmediğinden o yerde orman kadastrosunun yapılmış sayılmayacağı, bir başka anlatımla, o orman serisi dışında kalan yerlerde bir orman sınırlandırılmasının varlığından söz edilemeyeceğinden, bu nitelikte taşınmazların orman olup olmadıkları ve hukukî durumlarının eski tarihli memleket haritası, hava fotoğraflarının uygulanması, üzerindeki bitki örtüsü, toprak yapısı, eğimi ve çevresinin incelenmesi sonucu belirlenmesi gereklidir. Uzman bilirkişi tarafından çekişmeli taşınmazın eski tarihli resmî belgelerdeki konumu incelenmiş ve orman sayılmayan yerlerden oluğu bildirilmişse de kullanılan haritanın ölçeğinin çok küçük olması nedeniyle küçük yüzölçümlü çekişmeli taşınmazın konumu denetlenememektedir.
Bu nedenle; öncelikle, çekişmeli taşınmazın neden tesbit harici bırakıldığı araştırılmalı, komşu 822, 823, 825 ve 826 parsellerin tespit tutanakları ile dayanağı kayıt ve belgeler, mahkeme kararı ile tescil edilmişlerse dava dosyaları getirtilmeli, 1/5000 ölçekli eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve amenajman planı çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; taşınmazın eğiminin % 30 olduğu, üzerinde aşılı zeytin (ziraat uzmanı tarafından aşı yaşı belirtilmemiştir), keçi boynuzu olduğu, zeytin ağacının aşılanmamış hali olan delicelerin orman ağacı olması nedeniyle öncesinin orman olup olmadığı tartışılmalı, dava tarihinden 15 -20 yıl önce iki ayrı tarihte bindirmeli olarak çekilen çiftli hava fotoğrafları stereoskop aletiyle üç boyutlu olarak incelenip taşınmazın niteliği ve o tarihlerde kullanılıp kullanılmadığı belirlenmeli, kullanılmıyorsa dava reddedilmeli, orman olmadığı ve zilyedliğe konu edildiği anlaşıldığı takdirde, bu kez, davacıya bu kesimin de satılıp satılmadığı somut ve inandırıcı beyanlarla saptanmalı, usulünce zilyetlik araştırması yapılarak oluşacak sonuca göre hüküm kurulmalı" denilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman sınırları içinde bulunduğu gerekçesiyle davaların reddine, davalı tarafça taşınmazın tescili talep edildiği gerekçesiyle taşınmazın orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... vekilleri ile birleşen dosya davacıları ... ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uyulan bozma kararı gereğince uzman orman bilirkişi kurulu tarafından kesinleşmiş orman tahdit tutanakları ve haritası ile eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazın orman tahdidi
içinde kalan ve orman sayılan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere ayrı ayrı yükletilmesine 09/04/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.