Esas No: 2021/24927
Karar No: 2022/5354
Karar Tarihi: 17.03.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/24927 Esas 2022/5354 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir kararda, sanığın gıyabında verilen kararın kovuşturma evresinde en son bildirdiği adresine yapılan tebligatın usulsüz olduğuna ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın henüz kesinleşmediğine karar verildi. Ayrıca, suç tarihinden itibaren sanığa isnat edilen suçun gerektirdiği cezanın 8 yıllık asli zamanaşımı süresine tabi olduğu ve bu sürenin sona erdiği belirtildi. Bu nedenle, hüküm yargılamaya devam edilerek yanlış verildi ve hükmün bozulması gerektiği kararı verildi. Kamu davası da zamanaşımı nedeniyle düşürüldü. Kanun maddeleri olarak; 5809 sayılı Yasa, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi, 5237 sayılı TCK'nun 66/1-e ve 67/4. maddeleri, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi, 1412 sayılı CMUK’nun 321. Maddesi ve 5271 sayılı CMK’nun 223/8. maddeleri geçmektedir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5809 sayılı Yasaya muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Sanığın gıyabında verilen kararın kovuşturma evresinde en son bildirdiği adresine tebliğ edilmesi ve anılan bu tebligatın sanığın adreste bulunmadığı şerhi ile iade olunması halinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi gereğince sanığın adres kayıt sistemindeki adresine yapılması gerekirken, sanığın son bildirdiği aynı zamanda mernis adresi olan adresine doğrudan MERNİS şerhiyle 7201 sayılı Yasanın 21/2. maddesi uyarınca yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğu, bu nedenle sanık hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın kesinleşmediği ve denetim süresinin işlemeye başlamadığı, dolayısıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildikten sonra da zamanaşımı süresinin durmadığı dikkate alınarak yapılan incelemede,
Suç tarihi itibariyle sanığa isnat edilen suçun gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırlarına göre 5237 sayılı TCK'nun 66/1-e ve 67/4. maddeleri gereğince eylemin 8 yıllık asli zamanaşımı süresine tabi bulunduğu, zamanaşımını kesen en son işlem olan sanık hakkındaki 24.12.2010 tarihli ilk mahkumiyet hükmünden sonra ikinci mahkumiyet hükmüne kadar zamanaşımını kesen başkaca bir işlem yapılmadığı, 24.12.2010 tarihinden karar tarihi olan 29.05.2019 tarihine kadar 8 yıllık asli zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş bulunduğu gözetilmeden, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kanuna aykırı olup, sanık ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321. Maddesi uyarınca BOZULMASINA, anılan maddeler uyarınca sanık hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nun 223/8. maddesine göre DÜŞÜRÜLMESİNE, 17.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.