
Esas No: 2015/1262
Karar No: 2015/2884
Karar Tarihi: 04.02.2015
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2015/1262 Esas 2015/2884 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
....
DAVA : Davacı, ... tarafından, davalı sendikanın, İl... Dayanışma Vakıfları işyerlerinde yetkili olduğu yönünde yapılan tespitin iptalini talep etmiştir.
Mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde davacı ... feri müdahil ... avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, ... ...göndermiş olduğu 25.03.2014 tarihli yazı ile ..... Müdürlüğüne bağlı İl ve İlçe ...kanunun aradığı gerekli çoğunluğu sağladığının tespit edildiğinin bildirildiğini ancak verilen yetkinin iptali gerektiğini, sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarının işletme olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, 3294 sayılı S...."nun 7. maddesi uyarınca kanunun amacına uygun çalışmalar yapmak ve ihtiyaç sahibi vatandaşlara nakdi ve ayni yardımda bulunmak üzere, her il ve ilçede sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarının kurulduğunu, anılan vakıfların faaliyetlerini Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre yürüttüğünü, 5737 sayılı ...nun 4. maddesinde de vakıfların özel hukuk tüzel kişisi olduğunun açıkça belirtildiğini, .... 633 sayılı KHK"de düzenlenen görevleri nedeniyle anılan vakıflar üzerinde söz sahibi olduğundan bahsedilemeyeceğini, söz konusu vakıfların birbirinden bağımsız karar organına sahip olduğunu ve kararların mütevelli heyet eliyle alındığını, alınan kararlar üzerinde... hiçbir dahli ve etkisi bulunmadığı gibi bir mütevelli heyet kararının diğer bir mütevelli heyet kararını da hiçbir şekilde etkilemediğini, kimlere yardım yapılacağı, yapılacak olan yardımların niteliği ve miktarının tamamen vakıfların mütevelli heyeti tarafından belirlendiğini, işe alımlarda yapılan mülakat sonuçlarının da mütevelli heyetçe değerlendirildiğini, Bakanlık teşkilat ./..
- 2 -
yapısı da dikkate alındığında, anılan vakıfların Bakanlığın veya Genel Müdürlüğün alt birimi veya taşra teşkilatı olarak kabulünün olanaksız olduğunu, aynen ... olduğu gibi Fon Kuruluna verilen görevlerin, vakıf tüzel kişiliğini ve işveren sıfatını ortadan kaldıracak mahiyette olmadığını,...urulu"nun ve ..."de sayılı görevlerinden dolayı anılan vakıflar üzerinde söz sahibi olduğu varsayılsa dahi aynı mantıkla 5737 sayıl...r Kanunu"nda yer alan hükümlerden dolayı ..."nün de anılan vakıflar üzerinde söz sahibi olduğunu ve dolayısıyla işveren sıfatını taşıdığını kabul etmek gerektiğini, ancak bu şekilde bir yaklaşım düşünülemeyeceğine göre değerlendirmenin haksız ve hatalı olduğunun açıkça görüldüğünü, anılan vakıfların kamu tüzel kişisi olarak kabulüne de imkan bulunmadığını, zira Anayasa"nın 123. maddesinde “Kamu tüzelkişiliği, ancak kanunla veya kanunun açıkça verdiği yetkiye dayanılarak kurulur” hükmünün yer aldığını, ....vakıflarının kuruluş kanununa bakıldığında ise kamu tüzelkişiliği sıfatının ...vakıflarına verilmediği,... vakıflarının kanunla kurulmakla birlikte özel hukuk tüzel kişiliğine sahip diğer vakıflardan ayıran başkaca hiçbir özel düzenlemenin bulunmadığını, 3294 sayılı Kanun"un 7. maddesinin 3. fıkrasında belirtilen “Vakıf senetleri mahallin en büyük mülki idare amiri tarafından Medeni Kanundaki hükümlere göre tescil ettirilir" hükmüyle de, ... vakıflarının Türk Medeni Kanunu"na göre faaliyet göstermesi gerektiğinin vurgulandığını, mütevelli heyetin, atanmış ve seçilmiş üyelerden oluştuğunu ve vakıfların yönetiminde sadece kamu görevlilerinin yer almayıp sivil üyelerin de görev yaptığını, 3294 sayılı Kanun"un 8. maddesinde, vakfın gelirlerinin sosyal yardımlaşma ve dayanışmayı teşvik fonundan aktarılacak miktardan, işletme ve iştiraklerden elde edilecek gelirlerden ve diğer gelirlerden oluşacağının hüküm altına alındığını, anılan vakıfların gelirlerinin kamu alacağı mahiyetinde olmayıp... hükümlerine göre tahsil edildiğini, ayrıca, Uyuşmazlık Mahkemesi kararına göre de ...vakıflarının ayrı özel hukuk tüzel kişiliklerine sahip olduklarının kabul edildiğini, tüm bu özelliklerinden dolayı vakıfların ... Müdürlüğüne bağlı olduğundan söz etmenin mümkün olmadığını, sonuç olarak her bir ... vakfının ayrı ayrı birer işyeri olduğu ve bunların işletme olarak telakki edilemeyeceği, dolayısıyla ...vakıfları ile yürütülecek olan toplu iş sözleşmesi prosedürünün işyeri düzeyinde yapılması ve bu nedenle yarıdan fazla üyeye sahip bulunma şartının aranması gerektiği ve bu durumda da yetki almak için üye sayısı bakımından gerekli çoğunluğun sağlanamadığı hususlarını ileri sürerek, Ail..."ne bağlı il ve ilçe sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları işyerlerinde Koop İş Sendikası"nın yetkili olduğuna dair, ..."nın 25.03.2014 tarihli yetki tespitinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı yanında feri müdahil olarak davaya katılan ... Müdürlüğüde benzer gerekçelerle yetki tespitinin iptalini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı ... vekili, açılan davanın reddinin gerektiğini, yapılan incelemeler neticesinde iş müfettişleri tarafından düzenlenen 20.03.2014 tarihli rapor ile tespit edildiği üzere, her ne kadar söz konusu vakıfların ayrı bir tüzel kişiliği bulunsa da .... Bakanlığı ... tanınan işçi istihdam etme, ücret, ikramiye, görev tanımları, yıllık izin gibi iş sözleşmesinin kurulması, şartları ve sona ermesi konularında vakıf iradelerinin ...urulu ve idari düzenlemeler tarafından belirlendiği, Fon Kurulunun ...ü aracılığıyla vakıflarda çalışan kişiler üzerinde yönetim ve tasarruf hakkının bulunduğu ve vakıflarda yürütülen hizmetin kamu hizmeti olması ve Türkiye çapında 973 ./..
- 3 -
vakfın faaliyet gösterdiği göz önünde bulundurulduğunda vakfın kamusal yönlerinin ön plana çıktığı ve bu nedenlerle S... işletme kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, kayıtlara göre de, ...nın söz konusu işyerlerinde gerekli çoğunluğu sağladığının tespit edildiği hususlarını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dahili davalı ... vekili ise, 633 sayılı.. Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile ülke genelinde sosyal yardım faaliyetlerine ilişkin kamu hizmetlerinin görülmesinin bu Bakanlığın görev alanına dahil edildiğini, bahse konu görevlerin yerine getirilmesi için Bakanlık merkez teşkilatı içerisinde "... nün oluşturulduğunu, 633 sayılı KHK"nın 11. maddesinde, 3294 sayılı... amaçlarını gerçekleştirmek ve uygulanmasını sağlamak için gerekli idari ve mali tedbirleri almanın.... görevi olduğunun belirtildiğini, hal böyleyken, 3294 sayılı... ile amaçlanan sosyal yardımların ülke genelinde ihtiyaç sahibi vatandaşlara dağıtılması ve bu Kanuna göre kurulan ...Vakıflarının iş ve işlemlerini... görevleri ve idari teşkilatlanması içerisine alındığını, diğer bir ifadeyle; ...nın bir kamu hizmeti niteliğindeki sosyal yardım faaliyetlerin...vakıfları aracılığıyla gerçekleştirdiğini, bu anlamda.....akıflarının, kanunla kurulmuş ve tüzel kişiliğe sahip vakıf şeklinde örgütlenmiş olsa da, bağımsız niteliklerinin bulunmadığı ve mevcut mevzuat ve idari teşkilatlanma dikkate alındığında Bakanlığın sosyal yardımlarla ilgili görevlerini bir tür taşra teşkilatı olarak icra ettiği ve dolayısıyla da Bakanlığın idari örgütlenmesi içerisinde kaldığının rahatlıkla söylenebileceğini, Türkiye genelinde kurulu 973 ...vakfının her birinin ayrı tüzel kişiliklerinin bulunmasının onların bağımsız birer işveren oldukları sonucunu kendiliğinden doğurmayacağını, iş hukukundan doğan ve işveren kimliğinin tespitinde başvurulan pek çok yetkinin,... Bakanlığı tarafından kullanıldığını, tüzel kişilik perdesinin kaldırılması teorisi kapsamında...gerçek işveren olduğu ve... görünürde işveren niteliğine sahip olduğunun somut uyuşmazlıkta açıkça görüldüğünü, ...ayrı tüzel kişilikleri bulunsa da iş hukuku bakımından bağımsız işverenler ve işyerleri olarak değerlendirilmesi mümkün olmayıp, ...yerlerinde işveren sıfatının...olduğunu ve yetki tespitinin hukuka aykırı olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, Aile ve S....l Müdürlüğünün ve alt birimi olan... vakıflar üzerinde yönetim ve denetim yetkilerinin bulunduğu, sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarının, vakıf tüzel kişiliği olarak kurulmuş olsalar da sosyal yardımların ülke genelinde yürütülmesi ve ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmasınd..aşra örgütü gibi faaliyet gösterdiği ve idari örgütlenme olarak Bakanlık teşkilatı içerisinde yer aldığının anlaşıldığı, vakıflarda çalışan işçilerin işe giriş, işten çıkış gibi kimi özlük işlemlerinin ... Daire Başkanlığı tarafından gerçekleştirildiği, ...sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarında çalışan işçiler üzerinde yönetim yetkisi bulunduğu, sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları işyerlerinde işveren sıfatına ilişkin yetkilerin... tarafından kullanıldığı, vakıf tüzel ./..
kişiliğinin işveren sıfatının görünürde olup, vakıf işyerlerinde çalışan işçilerin gerçek işvereninin ... olduğu, anılan vakıflarda ancak işletme toplu iş sözleşmesi bağıtlanabileceği ve ... yetki tespitinde hukuka aykırı bir yön bulunmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı, davacı ... davacı yanında feri müdahil ... temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Dava, ... tarafından yapılan olumlu yetki tespitinin iptali istemine ilişkindir.
6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu"nun 41. maddesinin birinci fıkrasının başvuru tarihinde yürürlükte olan metnine göre “Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde üçünün üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu iş sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilidir.”
Madde gerekçesinde de ifade edildiği üzere, işçi sendikasının toplu iş sözleşmesi yapabilmesi ve bu hususta yetkili olabilmesi için öncelikle kurulu bulunduğu veya toplu iş sözleşmesi yapılacak işyerinin girdiği işkolunda başvuru tarihinde çalışan toplam işçilerin en az yüzde üçünü üye kaydetmiş olması gerekir. Bundan sonra sendikanın toplu iş sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde çalışan işçilerin yarısından fazlasını üye kaydetmiş olması halinde bu işyeri için yapılacak toplu iş sözleşmesinde yetkili olacaktır. İşletme toplu iş sözleşmesinde ise, işçi sendikasının, yarıdan fazla çoğunluk yerine yüzde kırk çoğunluk koşulunu sağlaması gerekmektedir. Yüzde kırkı birden çok sendikanın aşması durumunda ise en çok üyesi olan sendika yetkili olacaktır. Bu cümleden olarak, işletme toplu iş sözleşmeleri için işyerleri bir bütün olarak dikkate alınacak ve yüzde kırk veya fazla üyesi olması durumunda en çok üyeye sahip sendika toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkili olacaktır.
6356 sayılı Kanun"un 34. maddesinin ikinci fıkrasına göre de “Bir gerçek ve tüzel kişiye veya bir kamu kurum ve kuruluşuna ait aynı işkolunda birden çok işyerinin bulunduğu işyerlerinde, toplu iş sözleşmesi ancak işletme düzeyinde yapılabilir.” Dairemizce, belirtilen düzenlemenin emredici nitelikte ve kamu düzenine ilişkin olduğu kabul edilmektedir. (Yargıtay 22. Hukuk Dairesi, ...karar sayılı ilâmı)
İşletme kavramı 4857 sayılı İş Kanunu"nda tanımlanmamıştır. İktisadi anlamda işletme, genel olarak, iktisadi bir amacın gerçekleştirilmesi için aynı işverene ait bir veya birden fazla işyerinin örgütlenmesi ile oluşmuş ünite olarak tanımlanabilirse de ... İş Hukukunda İşyeri ve İşletme, İstanbul, 2007, sh.32) toplu iş hukuku anlamında işletme kavramı, farklı bir nitelik arz etmektedir. 6356 sayılı Kanunun 2. ve 34. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, kanundaki “işletme” deyiminin, gerçek anlamdaki işletmeyle ilgisi bulunmadığı, “bir işverenin aynı işkolundaki birden çok işyerini” ifade etmek için kullanıldığı anlaşılmaktadır (...Toplu İş Sözleşmesinin Düzeyi ve Türleri, İstanbul, 2013, sh.126). Bu itibarla, bir toplu iş sözleşmesi birimi olarak “işletme” niteliğinin varlığını tespit için, “işveren” kavramı en önemli unsurdur.
İşveren kavramı, 4857 sayılı İş Kanunu"nun 2. maddesinde “işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişi yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlar” şeklinde tanımlanmıştır. Maddenin gerekçesinde de, işveren kavramının tanımı yönünden nazara alınan tek unsurun “işçi çalıştırma” olduğu belirtilmiştir. Buna göre, iş hukukumuzda, işveren kavramı belirlenirken “işçi” kavramının esas alındığı ifade edilebilir. (....İş Hukuku, İstanbul, 2005, sh. 130).
./..
İşçi kavramı da, “bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişi” olarak 4857 sayılı Kanun"un 2. maddesinde tanımlanmıştır. Tanıma göre, işçi sıfatının kazanılması için tek unsur, bir iş sözleşmesinin varlığıdır. Yine aynı Kanun"un 8. maddesine göre “İş sözleşmesi, bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi, diğer tarafın (işveren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşmedir.” Mezkur tanım karşısında, iş sözleşmesinin unsurlarının, iş görme, ücret ve bağımlılık olduğunu belirtmek gerekir.
Bu genel açıklamalar ışığında olmak üzere inceleme konusu davayı değerlendirmek gerekmektedir.
Somut olayda, davalı ..."nca 19.03.2014 tarihinde yapılan başvuru neticesinde, ... tarafından 25.03.2014 tarih ve 5387 sayı ile,.... Genel Müdürlüğü işverenine bağlı,... işyerlerinden oluşan işletmede Koop İş Sendikası"nın yetkili olduğu tespit edilmiştir. Yapılan tespit karşısında, sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarının niteliği ile bağımsız işveren sıfatını haiz olup olmadıklarının yahut söz konusu vakıflar üzerinde işveren sıfatının kime ait olduğunun ve bu suretle bir toplu iş sözleşmesi birimi olan işletme niteliğinin belirlenmesi gerekmektedir.
.... 14.06.1986 tarihinde yürürlüğe giren 3294 sayılı S.... ile kurulmuştur. Kanun"un 1. maddesinde, kanunun amacının, “fakru zaruret içinde ve muhtaç durumda bulunan vatandaşlar ile gerektiğinde her ne suretle olursa olsun Türkiye"ye kabul edilmiş veya gelmiş olan kişilere yardım etmek, sosyal adaleti pekiştirici tedbirler alarak gelir dağılımının adilane bir şekilde tevzi edilmesini sağlamak, sosyal yardımlaşma ve dayanışmayı teşvik etmek” olduğu belirtilmiştir. Kanun"un 7. maddesine göre ise “Bu Kanunun amacına uygun faaliyet ve çalışmalar yapmak ve ihtiyaç sahibi vatandaşlara nakdî ve aynî yardımda bulunmak üzere her il ve ilçede sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları kurulur.” Aynı maddede, anılan vakıfların karar organı olan mütevelli heyetlerinin nasıl teşekkül edeceği ayrıntılı olarak ifade edilmiştir. Maddenin son fıkrasında da, vakıf senetlerinin, mahallin en büyük mülki idare amiri tarafından Medeni Kanundaki hükümlere göre tescil ettirileceği ifade edilmiştir. Öte yandan vakıflar, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 101 ve devamı maddeleri ile 5737 sayılı ...anunu"nda düzenlenen özel hukuk tüzel kişileridir. Bu itibarla, öncelikle ifade etmek gerekir ki, .... özel hukuk tüzel kişisi olduğu açıktır.
3294 sayılı Kanun"un 8. maddesinde ise, anılan vakıfların gelirlerinin, S...aktarılacak miktardan, işletme ve iştiraklerden elde edilecek gelirlerden ve diğer gelirlerden oluşacağı ifade edilmiştir. Bu noktada... ."na değinmekte yarar vardır. 3294 sayılı Kanun"un 3. maddesine göre “Bu Kanunda öngörülen hizmetlerin gerçekleştirilmesi için Başbakanlığa bağlı ve...nezdinde.... kurulmuştur.” Kanun"un 5. maddesinde, fonun çalışma ve usul ve esaslarının yönetmelikle tespit edileceği belirtilmiştir. 14.06.1986 tarihinde yürürlüğe giren 3294 sayılı Kanun ile kurulan ..., uzun bir süre başbakanlığa bağlı şekilde idare edilmiş, ancak 09.12.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5263 sayılı Kanun ile ihdas edilen “...Kurulu” tarafından yönetilmesi öngörülmüştür.
Bugün yürürlükte bulunmayan 5263 sayılı Kanun"un beşinci maddesinin birinci fıkrasına göre “... Başbakanın görevlendireceği Bakanın başkanlığında Başbakanlık Müsteşarı, ... bakanlıklarının müsteşarları ile S... Müdürü ve...oluşur.” Aynı maddenin ikinci fıkrasında da, Kurulun sekretarya hizmetlerinin Vakıflar Genel ./..
Müdürlüğünce yerine getirileceği ifade edilmiştir. 5263 sayılı Kanun ve ekli bir sayılı cetvele göre,...anılan Genel Müdürlüğün hizmet birimleri arasında sayılmamıştır.
Daha sonra ise, 08.06.2011 tarihinde yürürlüğe giren 633 sayılı ... Bakanlığı"nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile 5263 sayılı Kanun yürürlükten kaldırılmış, ....anılan Bakanlık bünyesinde teşkil edilmiştir.
....Kurulu da 633 sayılı KHK"nın 34. maddesinde yeniden düzenlenmiştir. Anılan maddenin birinci fıkrasında Kurulun “Bakanın başkanlığında Başbakanlık Müsteşarı, Müsteşar, İçişleri, ...bakanlıklarının müsteşarları ile ... Genel Müdürü”nden oluşacağı belirtilmiş ve ikinci fıkrada da Kurulun toplanma zamanları düzenlendikten sonra aynı fıkranın son cümlesinde Kurulun sekreterya hizmetlerinin...tarafından yerine getirileceği belirtilmiştir.
...ı"nın merkez teşkilatı, 633 sayılı KHK"nın 3. maddesi gereği ekli bir sayılı cetvelde, hizmet birimleri de aynı KHK"nın 6. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, Fon Kurulu, anılan Bakanlık merkez teşkilatına dahil değildir. Diğer taraftan Anayasamızın 113. maddesinde, Bakanlıkların kurulması, kaldırılması, görevleri, yetkileri ve teşkilatının kanunla düzenleneceği ve 123. maddesinde de idarenin, kuruluş ve görevleriyle bir bütün olduğu ve kanunla düzenleneceği ifade edilmiştir. Bu itibarla, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı"nın, Fon Kurulu"nun sadece sekreterya hizmetlerini yerine getireceği, bunun haricinde arada hiyerarşik bir ilişkinin bulunmadığı açıktır. Nitekim, 633 sayılı KHK"nın 34. maddesinin birinci fıkrasında belirtilen oluşum şekli nazara alındığında, Fon Kurulu"nun kendine özgü bir kuruluş vasfında olduğu ortadadır.
Fon Kurulu"nun görevleri, 633 sayılı KHK"nın 34. maddesinde belirtilmiştir. Maddenin üçüncü fıkrasının (a) bendine göre “Fonda toplanan kaynakların, Bakanlıkça ve il ve ilçe sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları tarafından yürütülecek sosyal yardım proje ve programları ile yatırım programları çerçevesinde dağıtım önceliklerini belirlemek ve dağıtımına karar vermek” ve (c) bendine göre ise “İl ve ilçe sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarında çalıştırılacak personelin nitelikleri ile özlük hakları ve diğer hususlarla ilgili belirlenecek kriterleri görüşmek ve karara bağlamak” kurulun görevleri arasındadır. Fon Kurulu, (c) bendinde belirtilen görev ve yetkisi kapsamında, .... Personelinin Norm Kadro Standartları, İş Tanımları, Nitelikleri, Özlük Hakları ve Çalışma Şartlarına İlişkin Esaslar” başlığı altında maddede belirtilen konulara dair gerekli ilkeleri karara bağlamıştır. Madde kapsamında karara bağlanan esaslar ve ilkeler, ....ı"nın gelirlerinin önemli bir kısmının Fon"dan karşılanması sebebiyle, fon kaynaklarının etkin ve rasyonel bir şekilde kullanılması amacına yöneliktir. Bununla birlikte, işçi alma ve işten çıkarma yetkisi münhasıran anılan vakıflarda olduğu gibi, iş sözleşmesinin tarafı da yine bağımsız tüzel kişiliği bulunan vakıflardır. Nitekim, anılan vakıflarda çalışan işçilerin ücreti iş sözleşmesinin tarafı olan vakıflar tarafından ödendiği gibi, işçi üzerindeki yönetim hakkı da münhasıran vakıflar tarafından kullanılmaktadır. Diğer taraftan, vakıflar tarafından bağıtlanacak sözleşme içeriğinin, Fon Kurulu tarafından karara bağlanan ilke ve esaslara aykırı olmasının, iş sözleşmesinin geçerliliğine herhangi bir etkisinin olmadığı da izahtan varestedir.
Bu noktada şu hususu da ifade etmek gerekir ki, 633 sayılı KHK"nın 11. maddesi ile .. ..e, anılan vakıfların harcamaları, iş ve işlemleri üzerinde denetim yetkisi verilmesi de işveren sıfatının kazanılması yönünden yeterli değildir. Nitekim, 5737 sayılı Vakıflar Kanunu"nun 36. maddesi ile ..."nün de, ./..
mülhak, cemaat ve yeni vakıflar ile esnaf vakıfları üzerinde denetim yetkisi bulunmakta olup, aynı husus ... için de geçerlidir.
Söz konusu vakıfların gelirlerinin hemen hemen tamamının fondan sağlandığı dikkate alınarak, kaynaklarının amaca uygun bir şekilde kullanılması, yoksul ve ihtiyaç sahiplerine ulaşması amacıyla ...a ...için norm kadro belirlenmesi ve denetlenmesi öngörülmüştür. Ülkemizde personel istihdamı norm kadro ile denetlenen bir çok kamu kurum ve kuruluşu vardır. Örneğin, belediyelerin norm kadroları ..."nca belirlenip denetlenmektedir. Keza .... ve... gibi ayrı tüzel kişiliği ve işverenlik sıfatı bulunan kamu kurumlarının istihdam politikaları bağlı oldukları bakanlıklarca belirlenmektedir. .... işçi alma-çıkarma ve vakıflar arasında işçi nakillerinin kurulan sistem üzerinden norm kadro denetiminin yapılması işverenlik yetkilerinin ...."na veya davalı bakanlığa devredildiği anlamında değerlendirilemez.
Öte yandan, kural olarak, tüzel kişi, kendisini oluşturan kişilerden ve organlarından bağımsız bir hak sujesi olup, organları aracılığıyla yapılan işlemler kendisine isnat edilir. Ne var ki, uygulamada, sözleşmeden veya kanundan doğan yükümlülüklerden ve sorumluluktan kurtulmak için tüzel kişiliğin bir araç olarak kötüye kullanıldığı, bir başka anlatımla hukuk normlarının amaçları dışında kullanıldığı, kişilerin tüzel kişilik perdesinin arkasına sığındığı zaman zaman görülmektedir. Kuşkusuz, hakkın kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz. Somut olayda davalı Bakanlığın oluşumunda ve yönetiminde yer almadığı ....tüzel kişiliğine dayanması hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilemez. Keza davalı Bakanlık kendi teşkilatı içinde yer almayan Fon Kurulu"nun kanundan kaynaklanan norm kadro belirleme ve denetleme yetkisini kullanmasından dolayı vakıf personeli üzerinde işverenlik sıfatını kazanmış sayılamaz. Bu sebeple Dairemizce olayda tüzel kişilik perdesinin kaldırılmasını gerektiren koşulların bulunmadığı kabul edilmiştir.
Tüm bu hususlar muvacehesinde, ...."nın, her birinin ayrı tüzel kişiliğe sahip bağımsız işveren sıfatını haiz olduğu tartışmasızdır. Nitekim, Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğü"nün görevlerine ilişkin 633 sayılı KHK"nın 11. maddesinin (h) bendinde yer alan, Genel Müdürlük ile Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları"nın "işbirliği" yapmasına dair açık ifade de, anılan vakıfların tüzel kişiliği haiz ve bağımsız işveren sıfatına sahip olduğunu aralarında idari yönden hiyerarşik bir ilişki bulunmadığını ortaya koymaktadır. Bu itibarla, her bir...nın ayrı işyerleri olduğu ve bağımsız işverenlere bağlı olduğu nazara alındığında, somut olayda, her bir vakıf yönünden işyeri toplu iş sözleşmesi bağıtlanması gerekmektedir. Şu halde, ... tarafından, ...rı"nın, ... işverenine bağlı, bir işletme olarak kabulü ile yapılan 25.03.2014 tarih ve 5387 sayılı yetki tespiti hatalı olduğundan, davanın bu yönden kabulü ile yetki tespitinin iptali gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
Diğer taraftan, 6356 sayılı ...özleşmesi Kanunu"nun 42 ve 43. maddelerinde, yetki tespitine itirazın, ancak işçi veya işveren sendikaları veya sendika üyesi olmayan işveren tarafından yapılabileceği ve bu hususta hukuki yararın da bunlara ait olduğu açık olarak belirtilmiştir. Bu cümleden olarak, somut olayda, hukuki yararı bulunmayan ..."nün de temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
./..
Belirtilen nedenlerle, 6356 sayılı...Sözleşmesi Kanunu"nun 43. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda belirtilen nedenlerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın kabulü ile ... tarafından yapılan 25.03.2014 tarih ve 5387 sayılı yetki tespitinin İPTALİNE,
3-..."nün temyiz isteminin REDDİNE,
5-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli olan 27,70 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 25,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 02,50 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
6-Davacı vekille temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre 1.500,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 30,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
8-Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, kesin olarak 04.02.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
...
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.