
Esas No: 2020/458
Karar No: 2021/486
Karar Tarihi: 15.03.2021
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2020/458 Esas 2021/486 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/458
Karar No : 2021/486
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Mermerciler Derneği
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- … Bakanlıığı
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …
2- … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Sekizinci Dairesinin 18/09/2019 tarih ve E:2014/11309, K:2019/7475 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 18/04/2014 tarih ve 28976 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Orman Kanununun 16ncı Maddesinin Uygulama Yönetmeliği'nin 10. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "bu yönetmelik hükümlerine göre" ve "teminat ve arazi izin bedeli güncellenir" ibareleri ile Orman Genel Müdürlüğünün ... tarih ve ... sayılı işleminin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Sekizinci Dairesinin 18/09/2019 tarih ve E:2014/11309, K:2019/7475 sayılı kararıyla;
Yönetmeliğin 10. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "bu yönetmelik hükümlerine göre" ve "teminat ve arazi izin bedeli güncellenir" ibareleri yönünden;
Dava konusu Yönetmeliğin dayanağı olan 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 16. maddesinden bahsedilerek, Yönetmeliğin "Kesin izin süre uzatımı" başlıklı 10. maddesinin 1. fıkrasında, izin sahibinin yenilenmiş ruhsat, revize edilmiş rehabilitasyon projesi ve bu Yönetmelik hükümlerine göre istenen evrak ile birlikte izin süresinin son günü mesai bitimine kadar bölge müdürlüğüne müracaatı halinde mevcut iznin bitim tarihinden itibaren bu Yönetmelik hükümlerine göre süre uzatımı yapılabileceği; süre uzatımının Bakanlıkça uygun bulunması halinde teminat ve arazi izin bedeli güncelleneceği ve onaylı taahhüt senedi alınacağı hükmüne yer verildiği;
Davacı tarafından, dava konusu Yönetmelik'te ağaçlandırma ve arazi izin bedellerinin hesaplama yöntemlerinin değiştirildiği, fakat bu yeni uygulamanın sadece yeni başvuranlara değil kazanılmış haklar dahil olmak üzere tüm başvuranlara uygulandığı, eski Yönetmelik hükümlerine göre kazanılan izinlerde eski Yönetmelik hükümlerinin uygulanması gerektiği, Yönetmelik ile getirilen hükümlerin belirlilik, açıklılık ve öngörülebilirlik ilkelerine aykırı olduğu, Yönetmeliğin Geçici 1. maddesi uyarınca bu Yönetmelik hükümlerinin uygulanabilmesi için ilgililerin talebi olması gerektiğinin ileri sürüldüğü;
Davalı idarelerce, davacı dernek üyelerinin tacir sıfatına sahip olup, basiretli şekilde hareket etmesi gerektiği, artan maliyetlerin yeni Yönetmelik hükümlerine yansımasının kamu yararı gereği ve hukuka uygun olduğu, dava konusu Yönetmelik hükümlerinin bir önceki Yönetmelik hükümleri ile benzer olduğu, dava konusu maddenin Yönetmeliğin Geçici 1. maddesi ile de uyumlu olduğu, uzatılan izinler önceki iznin devamı gibi gözükse de uzun süre faydalanılan söz konusu orman sahasının yürürlükteki mevzuat hükümleri ve bu mevzuatın getirdiği yeniliklere göre tekrar değerlendirilmesinin orman mevzuatı açısından zorunlu bulunduğunun savunulduğu;
Orman Kanunu'nun 16. maddesinin 1. fıkrası uyarınca, müktesep hakların süre uzatımları da dahil olmak üzere ruhsat süresince korunması gerektiğinde şüphe bulunmadığı; nitekim Yönetmeliğin Geçici 1. maddesinde, bu Yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden önce verilen izinlerin süre uzatımında ve devirlerinde, ayrıca devam eden izinlerde izin lehtarının talebi halinde bu Yönetmelik hükümlerinin uygulanacağı ve buna uygun yeni taahhüt senedi alınacağı belirtildikten sonra, mevcut izinlerle ilgili düzenlemelere, başka bir ifadeyle, müktesep haklara ilişkin hükümlere yer verildiği; söz konusu hükümler incelendiğinde, önceden verilmiş olan izinlerin süre uzatımlarında; dava konusu Yönetmeliğin tesis ve altyapı tesis tanımları içerisinde bulunmayan madencilik yapılarına ya da dava konusu Yönetmeliğe göre verilemeyecek olan izinlere ruhsat süresi dikkate alınarak izin verme veya uzatma hakkı tanındığı görüldüğünden, Yönetmeliğin bu haliyle müktesep hakları koruduğunun anlaşıldığı;
Ancak, Anayasa ve Orman Kanunu ile ormanlık alanların korunması, gözetilmesi ve orman alanlarının genişletilmesi açısından tedbir alma yükümlülüğü bulunan davalı idarelerin, bu yükümlülüklerini yerine getirmek adına -müktesep haklar korunarak- verilen izinlere ilişkin yeni düzenlemeler yapabileceği, bu bakımdan izinler için yeni bilgi, belge, tedbir ve bedeller istenilebileceği ya da mevcut olanların artırılabileceği;
Bu durumda, mevcut izinler yönünden müktesep hakların korunduğu, fakat korunan haklara yönelik istenilen yükümlülüklerin artırıldığı görülmekle, ormanların korunmasına hizmet ettiği anlaşılan dava konusu düzenlemede hukuka ve kamu yararına aykırılık bulunmadığı;
Dava konusu Orman Genel Müdürlüğünün 05/09/2014 tarih ve 2866 sayılı işlemi yönünden;
Davacı tarafından, Orman Kanunu’nun 16. maddesinde temditlerde müktesep hakların korunması gerektiği belirtildiğinden, dava konusu Yönetmeliğin getirdiği hesaplama yöntemi ve bedel artışlarının eski izinlere uygulanmaması yönünde başvuruda bulunulduğu, anılan başvuruya cevaben, Orman Genel Müdürlüğünce iş ve işlemlerinin mevzuat çerçevesinde yürütüldüğü belirtilerek dava konusu işlemin tesis edildiği;
Dava konusu Yönetmeliğin 10. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "bu yönetmelik hükümlerine göre" ve "teminat ve arazi izin bedeli güncellenir" ibarelerinin hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, dava konusu işlemde de hukuka aykırılık bulunmadığı;
Öte yandan, davacı Dernek üyelerinden izin süreleri bitip süre uzatımı talebinde bulunanların, dava konusu Yönetmelik hükümlerinin kendilerine uygulanmamasını isteyebilecekleri gibi dava konusu Yönetmelik hükümleri uygulanmak suretiyle belirlenecek bedellere yönelik işlemlere dava açabileceklerinin de tabii olduğu gerekçesiyle,
davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, dava konusu Yönetmelik'te hesaplama yöntemleri değiştirilen ağaçlandırma ve arazi izin bedellerine ilişkin yeni uygulamanın tüm başvuranlara uygulandığı, ancak eski Yönetmelik hükümlerine göre kazanılan izinlerde eski Yönetmelik hükümlerinin uygulanması gerektiği; hesaplama yöntemlerinin haksız ve orantısız şekilde değiştirildiği; öte yandan, Yönetmeliğin Geçici 1. maddesi uyarınca bu Yönetmelik hükümlerinin uygulanabilmesi için ilgililerin talebi olması gerektiği belirtilerek, Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davalı idarelerden Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından, Danıştay Sekizinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuş, Orman Genel Müdürlüğü tarafından ise savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Sekizinci Dairesinin temyize konu 18/09/2019 tarih ve E:2014/11309, K:2019/7475 sayılı kararının ONANMASINA,
3.Kesin olarak, 15/03/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.