
Esas No: 2021/16805
Karar No: 2022/1462
Karar Tarihi: 22.02.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/16805 Esas 2022/1462 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Kadastro Mahkemesinde görülen bir davada, çekişmeli bir taşınmazın zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişti. Hazine vekili bunun üzerine 16. Hukuk Dairesine temyize başvurmuş ve karar bozulmuştu. Yapılan yeni yargılamada da mahkeme, taşınmazın imar ihya gerektirmeyen boşluk niteliğinde iken davacılar ve bayileri tarafından zilyet ve tasarruf edilmesi nedeniyle zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiği sonucuna varmıştır. Bu nedenle, Hazine vekilinin temyiz itirazları reddedilmiş ve yerel mahkeme kararı onanmıştır. Kararda, hangi koşulların zilyetlikle iktisap için gerektiği Kanun maddeleri ile açıklanmıştır: Türk Medeni Kanunu'nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kadastro Tespitine İtiraz
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın kısmen kabulüne dair kararın davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine ... (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 11.06.2021 tarihli ve 2017/3782 Esas, 2021/5258 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmiştir. Davacılar ... ve ... vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenmiş olmakla dosya incelendi,gereği düşünüldü:
K A R A R
Mahkemece verilen karar ... 8.Hukuk Dairesince bozulmuş olup, bozma ilamında özetle; tapusuz taşınmazın kazanılabilmesi için diğer koşulların yanında taşınmazın niteliği itibariyle de kazanılmaya elverişli yerlerden olması gerektiği, davalı Hazinenin mera iddiası bulunduğu halde mera araştırması yapılmadığı öte yandan yörede 1964 yılında ... Tevzii çalışması yapıldığına göre taşınmazın sınırında yer alan 144 ve 145 parsellerin belirtmelik ve dayanaklarının getirtilip uygulama yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sırasında çekişmeli taşınmaz, 156 ada 77 parsel sayısı ve 3900,24 metrekare yüzölçümü ile Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduğundan söz edilerek malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiş, davaya konu olan parsel hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Kadastro Mahkemesinde, çekişmeli parsel tutanağı ile aktarılan dava dosyası birleştirilerek yapılan yargılama sırasında ... ve ..., satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak davaya katılmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davacılar ... ve ...’ın davasının reddine, müdahilller Kasım ve ...’in davasının kabulü ile çekişmeli 156 ada 77 parsel sayılı taşınmazın ... ve ... adlarına müştereken tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiş, ... (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 11.06.2021 tarihli ve 2017/3782 Esas, 2021/5258 Karar sayılı ilamıyla; Mahkemece, çekişmeli taşınmaz üzerinde müdahiller ... ve ... lehine Kadastro Kanun'un 14 ve 17. maddesinde belirtilen zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de, taşınmazın zilyetlikle kazanılabilmesi için, öncelikle zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olması, bundan sonra da 3402 sayılı Yasa'nın 14 ve 17. maddeleri uyarınca, emek ve para harcanmak suretiyle imar-ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilmesi ve bu işlemlerin tamamlanmasından sonra kazanmayı sağlayacak zilyetlik süresinin geçmesi zorunlu bulunduğu, somut olayda; dinlenen tanıklar, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan ev, ahır ve samanlıkların müdahiller tarafından tadilattan geçirildiği, yine müdahillerin ev ile ahırları yaptıklarını açıkladıkları, ziraat bilirkişi raporunda ise, çekişmeli taşınmazın uzun yıllardır tarla olarak kullanılmadığı, halen ev yeri ve müştemilat kısımlarının kullanıldığı, boş olan kısımlarda tarım alet ve makinelerinin bulunduğu, zirai değeri olmayan ... yapısında olduğunun bildirildiği, bu haliyle müdahillerin, Yasanın aradığı şekilde ekonomik amaca uygun zilyetliklerinin bulunmadığı, sadece ... yapma ve tarım aletlerini koyma şeklinde gerçekleşen bir kullanımın imar-ihya ve ekonomik amaca uygun bir zilyetlik olarak değerlendirilemeyeceği ve buna bağlı olarak müdahiller lehine imar-ihya ile kazanım koşullarının oluşmadığı anlaşılmasına göre Mahkemece, müdahiller lehine zilyetlik yoluyla iktisap koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine ve çekişmeli taşınmazın Hazine adına tesciline, müdahiller tarafından yapılan ev, ahır ve samanlıkların müdahillere ait olduğu hususunda 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 19. maddesi gereğince beyanlar hanesine muhdesat şerhi verilmesi gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiş, bozma ilamına karşı davacılar ... ve ... vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu bölgede 1964 yılında yapılan ... tevzii çalışmalarının yapıldığı, taşınmazın bulunduğu yer ve çevresinin köy içi (diğer bir ifadeyle köy yerleşim alanı ) olarak bırakıldığı, yapılan keşifte dinlenen 2 tespit bilirkişisi ve 2 yerel bilirkişi birbirine benzer beyanlarından taşınmazın önceki malikleri tarafından ev, ahır ve samanlık vasfı ile kullanılırken davacılar tarafından satın alındığı yine aynı şekilde ve ilave ev ve ahırlar yapılarak kullanılmaya devam edildiğini, komşu köyden dinlenen 2 bilirkişi de taşınmazın mera ya da hazine parseli olmadığını, köy içerisinde arsa vasfında yer olduğunu beyan etmişler, zirai bilirkişi raporunda; taşınmazın hali hazırda ev ve müştemilat (ahır) kısımlarının bulunduğu, boşluklarının çeşitli tarım aletlerinin bırakılmak suretiyle ve basmalık (hayvan gübrelerinin serilerek sıkıştırıldığı ve kurutulduğu yer) kullanıldığı, köy yerleşim alanı içinde kaldığı bildirilmiştir. Fen bilirkişi raporu ve eki haritadan taşınmazın geniş çevresinin içinde binaların olduğu çok sayıda taşınmazlarla çevrili olduğu görülmektedir.
Hal böyle olunca; dosya kapsamı ve zirai bilirkişi raporunun ekinde bulunan fotoğraflardan da anlaşılacağı üzere köy taşınmazın köy yerleşim alanı içinde kaldığı, bu haliyle öncesinin imar ihya gerektirmeyen boşluk niteliğinde iken davacılar ve bayileri tarafından ev, ahır, basmalık niteliğiyle zilyet ve tasarruf edildiği, TMK’nin 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanun'un 14. madde koşullarının davacı taraf lehine gerçekleştiği, diğer bir anlatımla, imar ihya nedenine dayalı olarak iktisap koşullarının düzenlendiği 3402 sayılı Kadastro Kanun'un 17. maddesinin eldeki davada uygulanma yeri bulunmadığı bu nedenle; Hazine vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanması gerekirken sehven bozulduğu anlaşılmaktadır.
SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin karar düzeltme talebinin, 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK'un 442/3. maddesi gereğince kabulüne; ... (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 11.06.2021 tarihli ve 2017/3782 Esas, 2021/5258 Karar sayılı bozma ilamının ortadan kaldırılarak Yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca ONANMASINA, peşin harcın istek halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 22.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.