
Esas No: 2021/3338
Karar No: 2022/1398
Karar Tarihi: 21.02.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/3338 Esas 2022/1398 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Sulh Hukuk Mahkemesi'nde görülen bir kullanım kadastrosu tespitine itiraz davasında, taşınmazın kullanımı ile ilgili çelişkili beyanlar olduğu ve yeterli inceleme yapılmadığı gerekçesiyle önceki karar bozulmuş. Mahkeme, yeniden yapılan yargılamada davanın kısmen kabulüne ve taşınmazın kullanımına ilişkin şerhin iptaline, tapu kaydına yeni bir kullanıcı şerhi konulmasına karar vermiş. Ancak yeniden yapılan incelemenin yetersiz olduğu gerekçesiyle karar temyiz edilmiş ve Yargıtay, incelemenin tam olarak yapılmadan verilen kararın bozulmasına karar vermiş. Yargıtay, taşınmazın üzerinde kimin kullanımında olduğu, murisin ölümüyle mirasçıları arasında usulüne uygun bir taksim yapılıp yapılmadığı gibi hususların bilirkişi ve tanıkların yardımıyla araştırılıp toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonuca göre karar verilmesi gerektiğini belirtmiş. Kararın hukuki dayanağı ise HUMK'un 428. maddesi ve 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri olarak belirtilmiş.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kullanım Kadastrosu Tespitine İtiraz
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı Hazine vekili, davalı ... vekili, davalı ... ve ... vekili ile katılma yoluyla davacı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Mahkemenin verdiği önceki karar ... tarafından bozulmuş olup, bozma ilamında özetle; “mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin yeterli olmadığı, 2/B vasıflı taşınmazların 3402 sayılı Kanun'un Ek-4. maddesi uyarınca kullanıcı bilgilerinin güncellenmesi ve listelerin askı ilan yapılarak itiraza uğramadan kesinleşmesinden sonra kullanıcı şerhlerinin değiştirilmesi için dava açılamayacağına dair mevzuatta hüküm bulunmadığı belirtilerek, bu nedenle taraflara delillerini bildirmeleri için süre verilip delilleri toplandıktan sonra mahallinde keşif yapılarak öncesi tarafların müşterek murisi Nebi'nin kullanımında olan taşınmazın bu kişinin ölümünden sonra taksimen davacıya bırakılıp bırakılmadığı, taşınmazın ve üzerindeki muhdesatların kullanımının kimde olduğu hususlarının mahalli bilirkişi ve tanıklardan etraflıca sorularak sonucuna göre karar verilmesi” gereğine değinilmiş; hüküm sair yönler bakımından incelenmemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 14812 ada 1 parsel sayılı (Eski 2770 parsel) taşınmazın beyanlar hanesindeki kullanıcı şerhinin iptaline, taşınmazın beyanlar hanesindeki kullanıcı şerhinin fen bilirkişisinin 16.01.2019 tarihli krokili raporlarında gösterilen ve içerisinde ''A, B, C, D harfleri ile işaretli yapıların da bulunduğu 8081,91 metrekarelik bölüm ...'in kullanımındadır, bunun dışında kalan E ve F harfleri ile işaretli yapıların da bulunduğu 4.319,11 metrekarelik bölüm Döndü Bölükbaşı'nın kullanımındadır'' şeklinde taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesine şerhine, davacının fazlaya ilişkin açtığı davasının reddine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili, davalı ... vekili, davalı ... Bölükbaşı ve ... vekili ile katılma yoluyla davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak, dava konusu taşınmaz üzerinde davacının uzun süreli kullanımın harici paylaşımın karinesi olduğu kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme yeterli olmadığı gibi bozma ilamının gerekleri de tam olarak yerine getirilmemiştir.
İlk olarak hatırlatmak gerekir ki bozma ilamına uyulmakla taraflar yararına usuli kazanılmış hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozma gereklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Hükmüne uyulan bozma ilamında, taşınmazın taksimen davacıya bırakılıp bırakılmadığı ile taşınmaz üzerindeki muhdesatların kimin kullanımında olduğu hususlarının araştırılması gereğine değilmiş olmasına rağmen, bozma ilamından sonra yapılan keşif sırasında dinlenen kişiler taşınmaz ile taşınmaz üzerindeki inşaii ve ziraii muhdesatların kime ait olduğu ile kimin kullanımında olduğu hususularında çelişkili beyanda bulunulduğu halde bu çelişkiler giderilmeden karar verilmiştir. Bu şekilde eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak karar verilemez.
Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşılabilmesi için, taşınmazı bilebilecek yerel bilirkişiler tespit edilmeli, taraflara beyan ve delilleri, varsa tanıklarını bildirmeleri için süre ve imkan tanınmalı, daha sonra taşınmaz başında yerel bilirkişilerin ve bildirdikleri taktirde taraf tanıklarının katılımı ile keşif yapılmalı, taşınmazın evveliyatından beri kimin kullanımında olduğu, tarafların murisine ait ise ölümüyle mirasçıları arasında usulüne uygun bir taksim yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise hangi mirasçıya taksim sonucunda ne verildiği, taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatların kullanımının kimde olduğu hususları mahalli bilirkişi ve tanıklardan etraflıca sorularak toplanmış ve toplanacak bütün deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, tüm temyiz temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK'un 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalılar ..., Döndü Bölükbaşı, ... ile katılma yoluyla davacı ...'e ayrı ayrı iadesine 21.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.