16. Hukuk Dairesi 2013/993 E. , 2013/860 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında 119 ada 1 parsel sayılı 4402,04 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, toprak tevzii komisyonunca belirlenen mera parselinin haritası kapsamında kaldığı ve ... ile Hurşit Dündar"ın işgalinde olduğu belirtilerek mera olarak sınırlandırılmıştır. Davacı ..., çekişmeli taşınmazın 3400 metrekarelik bölümü için miras yoluyla gelen hakka, paylaşmaya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, kadastro tespitinin iptali ile, çekişmeli taşınmazın fen bilirkişi rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 3360,99 metrekarelik bölümünün davacı adına yeni bir parsel numarası ile tek katlı ev, ahır ve arsası niteliği ile tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacının çekişmeli taşınmazda 1963 yılından geriye doğru 20 yılın üzerinde zilyetliğinin bulunduğu gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Dava konusu taşınmazın Toprak Tevzi Komisyonu çalışmaları sırasında Hazinenin dayandığı ve mera olarak belirtilen 4 numaralı tevzii parseli kapsamında kaldığı dikkate alındığında çekişmeli taşınmazın öncesinin mera olup olmadığının tespiti yönünden yapılan araştırma yeterli olmadığı gibi ziraatçi bilirkişinin yetersiz raporu ile yetinilerek karar verilmesi de isabetsizdir. Doğru sonuca varılabilmesi için çekişmeli taşınmaz başında komşu köylerde ikamet edip davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, aynı yöntemle belirlenecek taraf tanıkları, üç kişiden oluşacak ziraatçı bilirkişi kurulu ve fen bilirkişisi hazır olduğu halde taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalıdır. Keşifte yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından çekişmeli taşınmazın Toprak Tevzi Komisyonu çalışmalarından önce ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, taşınmazın öncesinin mera olup olmadığı hususunda maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanakları ve dayanakları ile denetlenmeli, dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanık sözleri ile kadastro tespitine aykırı sonuçlara ulaşılması halinde; hazır bulunacak tüm kadastro tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilerek aykırılıkların giderilmesine çalışılmalıdır. Ziraatçı bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmazın niteliğini bildiren, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı değerlendirmeyi içeren, çekişmeli taşınmazın toprak yapısı, eğimi, bitki örtüsü ve diğer yönlerden komşu mera parselinden nasıl ayrıldığını, aralarında ayırıcı unsur niteliğinde doğal ya da yapay sınır olup olmadığını, öncesinin mera mı, tarım arazisi mi olduğunu açıklayan, çekişmeli taşınmazın değişik yönlerden çekilecek fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı rapor alınmalıdır. Çekişmeli taşınmazın niteliği değerlendirilirken Toprak Tevzi Komisyonunun aynı tevzi parseli içinde kalarak ve aynı şekilde mera olarak sınırlandırılan diğer taşınmazlar hakkında açılan dava dosyalarındaki delillerden de yararlanılması yönünden dava dosyalarının birleştirilmesine gerek olup olmadığı üzerinde durulmalı, keşfe katılacak fen bilirkişisinden yapılacak keşif ve uygulamayı izleyip denetlemeye olanak verir, çekişmeli taşınmazın komşu mera parselleri ile konum ve ilişkisini gösterir, varsa mera parseli ile çekişmeli taşınmaz arasında bulunan yapay ya da doğal ayrıcı unsur niteliğindeki sınırın durumunu açıklar yan kesit krokisi eklenmiş ayrıntılı rapor alınmalı, taşınmazın konumu ve niteliğine ilişkin mahkeme gözlemi tutanağa geçirilmelidir. Bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, bu hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, Hazinenin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 13.02.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.