10. Hukuk Dairesi 2014/14868 E. , 2015/5132 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İş Mahkemesi
Dava, ....sigortasına giriş tarihinin Türkiye’de sigorta başlangıcı olarak kabul edilmesi gerektiğinin ve yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ......tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı Kurum vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2 - 5754 sayılı Kanun ile 3201 sayılı Kanunun 5.maddesine 4.fıkra hükmü olarak eklenen ek fıkra ile de; “Yurtdışı hizmet borçlanmasına ait süreler 5510 sayılı ...... ve ........ Kanununa göre hangi sigortalılık haline göre geçmiş sayılacağının belirlenmesinde; Türkiye’de sigortalılıkları varsa, borçlanma talep tarihindeki en son sigortalılık haline göre, sigortalılıkları yoksa, aynı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında geçmiş sigortalılık süresi olarak kabul edilir.” hükmü getirilmiştir.
Anılan 5754 sayılı Yasa ile, 3201 sayılı Yasada yapılan değişiklikler ve getirilen ek düzenlemelere birlikte bakıldığında; başvurulacak kuruluşların belirlenmesinde, eski 3.maddede öngörülen değişik hallerden tümüyle vazgeçilmiş ve sadece; Türkiye’de sigortalılıkları varsa, borçlanma talep tarihindeki en son sigortalılık haline göre, sigortalılıkları yoksa, aynı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında geçmiş sigortalılık süresi olarak değerlendirileceği öngörülmüştür. Yasanın bu açık hükmü karşısında, artık borçlanılan sürelerin, mülga diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında bir sigortalılık süresi olarak değerlendirilmesi imkanı ortadan kalkmıştır. Yani, Türkiye’de hiçbir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi çalışması bulunmayan kişilerin, 3201 sayılı Yasaya dayalı borçlanma sürelerinin 5510 sayılı Yasanın 4/I-b kapsamında sigortalılık süresi olarak değerlendirilmesi yasal bir zorunluluk haline gelmiştir.
Somut olayda; davacının, 28.02.2012, 06.03.2012 ve 30.03.2012 tarihli dilekçeleri ile ...... ülkesindeki çalışılan ve boşta geçen süreyi 3201 sayılı Kanun kapsamında borçlanma talebinde bulunduğu, davacının hizmet cetvelinde 2011/12. ayında 5 gün 5510 sayılı Kanunun 4-1a maddesi kapsamında sigortalılık bildirimi bulunduğu, davacının 3201 sayılı Yasa kapsamında borçlanma istemlerinin her üçünün de Kurumca 5510 sayılı
Kanunun 4/1-a maddesi kapsamında tahakkuk ettirildiği, davacı tarafından Kurumca tahakkuk ettirilen yurtdışı borçlanma bedelinin kısmen 14.06.2012 tarihinde ödendiği, Kurumun iç yazışmalarındaki notlamalardan, davacının 5510 sayılı Kanunun 4/1-a maddesi kapsamında sigortalılığının .... ülkesindeki çalışmaları ile çakışmasından dolayı iptal edilerek, Kurumca yurtdışı borçlanma bedeli karşılığı 5510 sayılı Kanunun 4/1-b maddesi kapsamında 5.075 gün borçlanılan gün kabul edildiği, eldeki davada, davacı....sigortasına giriş tarihi olan 14.12.1981 tarihinin ilk sigorta başlangıcı olarak kabul edilmesi gerektiğinin ve yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitini istediği, mahkemece, davacının sigortalılık başlangıç istemi yönünden davanın kabulüne, yaşlılık aylığına hak kazanıldığının tespiti istemi yönünden ise davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında; davacının....sigortasına giriş tarihi olan 14.12.1981 çalışmasının Türkiye"de ilk sigorta başlangıç tarihi olarak kabul edilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakla birlikte, davacının, Kurum tarafından iptal edilen 2011/12. Ayındaki 5510 sayılı Kanunun 4/1-a maddesi kapsamındaki çalışmalarının, davacının yurtdışı borçlanmasının hangi sigortalılık kapsamında olduğunun belirlenmesi yönünde ve dolayısıyla sigortalılık başlangıcının 5510 sayılı Kanunun 4/1-a ya da 4/1-b maddesi kapsamında kabul edilip edilmeyeceği yönünden eldeki davayı etkileyeceği anlaşılmakla, mahkemece, davacıya, yurtdışı borçlanmasına istinaden Türkiye’de kabul edilmesini istediği sigortalılık başlangıç tarihini 5510 sayılı Kanunun 4/1-a maddesi kapsamında sigortalılık başlangıcına hasredip hasretmediği açıklattırılıp, 5510 sayılı Kanunun 4/1-a maddesi kapsamında sigortalılık başlangıcına hasredildiğinin tespit edilmesi halinde, davacıya mehil verilerek Kurum tarafından davacının 5510 sayılı Kanunun 4/1-a maddesine tabi iptal edilen çalışmalarına ilişkin dava açması için süre verilmeli, dava açılması halinde bekletici mesele yapılmalı, aksi halde davacının .... sigortasında giriş tarihinin, sigortalılık başlangıç tarihi olarak 5510 sayılı Kanunun 4/1-b maddesi kapsamında kabul edilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma gerekir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, 19.03.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.