Esas No: 2021/29614
Karar No: 2022/5124
Karar Tarihi: 15.03.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/29614 Esas 2022/5124 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Asliye Ceza Mahkemesinde görülen bir dava sonucunda sanık hakkında 5607 sayılı Yasa'ya muhalefet suçu nedeniyle ceza verilmiştir. Ancak hüküm, birçok açıdan hatalı bulunmuştur ve temyiz edilmiştir. Temyiz incelemesi sonucunda ise şu noktalarda hata yapıldığı tespit edilmiştir:
1. Sanığın savunması alınmadan mahkumiyetine karar verilmesi.
2. Sanığın esas hakkındaki beyanlarına yer verilerek hükmün karışıklığa uğratılması.
3. Sanığın hukuki durumunu belirlemek için gerekli karşılaştırma yapılması gereken kanun maddelerinin yanlış uygulanması.
4. Etkin pişmanlık hükmünün uygulanması konusunda sanığın yanıltılması.
5. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması konusunda objektif koşulların var olmamasına rağmen yanlış karar verilmesi.
6. Davaya konu akaryakıtın tasfiye edilmiş olması durumunda tasfiye bedelinin hazine adına irad kaydedilmesi gerektiği kararının verilmemesi.
7. Davaya katılma talebi hakkında karar verilmemiş olan Gümrük İdaresi lehine vekalet ücreti hükmedilmesi.
8. Yargılama giderleri hakkında karar verirken usul ve yasaya aykırı davranılması.
Kanun Maddeleri:
- 5607 sayılı Yasa'nın 3/5, 3/10, 3/22, 5/2
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Yasaya muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük, erteleme, müsadere
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
1-Mahkemeye gelmemiş olan sanık hakkında duruşma yapılamayacağına ilişkin temel kuralın istisnalarından biri olarak öngörülen ve ancak derhal beraat kararı verilebilecek hallerle sınırlı olarak uygulama yeri bulunan 5271 sayılı CMK'nun 193. maddesinin söz konusu olayda uygulamasının mümkün bulunmadığı da nazara alınıp, sanığın savunması alınmadan, yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
2-Hükmün verildiği 29.04.2021 tarihli celsede, duruşmaya gelen olmadığı, sanığın mazeretsiz olarak duruşmaya katılmadığı belirtildiği halde tutanağın devamında sanığın esas hakkındaki beyanlarına ve son sözüne yer verilmek suretiyle hükmün karışıklığa uğratılması,
Kabule göre;
1-Suç tarihinde yürürlükte bulunan 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasa'nın 3/11. maddesi ile suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 6545 sayılı ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 3/11-son. maddesinin yollamasıyla 3/5, 3/10, 3/22. maddelerinin somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, sanık hakkında ceza tayin edilirken karma uygulama yapılarak 6455 sayılı Yasa ile değişik 3/11, 3/22. maddelerinden hüküm kurulması,
2-Suç tarihinde yürürlükte olan 5607 sayılı Yasanın 5/2. fıkrasının "Yedinci fıkrası hariç, 3 üncü maddede tanımlanan suçlardan birini işlemiş olan kişi, etkin pişmanlık göstererek, soruşturma evresi sona erinceye kadar suç konusu eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı kadar parayı Devlet Hâzinesine ödediği takdirde, hakkında, bu kanunda tanımlanan kaçakçılık suçlarından dolayı verilecek ceza yarı oranında indirilir. Bu fıkra hükmü, mükerrirler hakkında veya suçun bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde uygulanmaz" hükmünü içerdiği, 7242 sayılı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında da etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği ve 5607 sayılı Yasanın 5/2-son cümlesi kapsamında "Soruşturma evresinde ihtar yapılmaması hâlinde kovuşturma evresinde hâkim tarafından sanığa ihtar yapılır" düzenlemesinin getirildiği cihetle, soruşturma aşamasında kendisine etkin pişmanlık hususunda ihtarat yapılmayan sanık hakkında, mahkemece suça konu kaçak eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı kadar parayı Devlet Hazinesine ödediği takdirde cezada yapılacak indirimin "1/2" olacağının bildirilmesi gerekirken, 1/3 oranında indirim yapılacağı belirtilmesi suretiyle sanığın yanıltıldığı gözetilerek, sanık hakkında ödeme yapmadığından bahisle etkin pişmanlık hükmünün uygulanmaması,
3-Sanığın, kamu zararını ödemediğinden bahisle hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmiş ise de, sanığın savunmasının da alınmadığı göz önünde bulundurulduğunda CMK'nun 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesine objektif koşullar yönünden engel hali bulunmayan sanığa davaya konu eşyanın ithalinde öngörülen gümrük vergileri ve diğer eş etkili vergiler ile mali yükler toplamından oluşan kamu zararının bildirilmesi ve sonucuna göre gerektiğinde 5271 sayılı CMK'nun 231/9. maddesi hükmü de gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,
4-Davaya konu akaryakıt hakkında 10.03.2014 ve 26.06.2014 tarihlerinde tasfiye kararları verildiğinin anlaşılması karşısında, akaryakıt tasfiye edilmiş ise tasfiye bedelinin Hazine adına irad kaydına, tasfiye edilmemiş ise müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
5-Davaya katılma talebi hakkında olumlu ya da olumsuz karar verilmeyen Gümrük İdaresi lehine vekalet ücretine hükmedilmesi,
6-Yargılama giderleri ile ilgili olarak, 5271 sayılı CMK'nun 324. maddesinin 2. fıkrasında "Hüküm ve kararda yargılama giderlerinin kimlere yükletileceği gösterilir.” şeklindeki açık hükmü ile Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu'nun 26/05/1935 tarihli ve 111/7 sayılı "yargılama giderleri hükmün tamamlayıcı parçası olduğundan ilamlarda açıklanmalı, kime yükletileceği belirtilmedir" ve yine Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu'nun 02/05/1966 tarihli ve 4/3 sayılı "tefhim edilmekle hükmün esasını oluşturan kısa kararda yargılama giderinin miktarı ve kime ne miktarda yükleteceği belirtilerek, sanığın yükümlülüğü öğrenmesinin sağlanması ve bu sayede sanığın yargılama giderlerine karşı temyiz davası açıp açmama hususunda karar verme olanağı tanınması gerektiğini” belirten kararları karşısında, hükmün esasını oluşturan kısa kararda, sanığın yükümlülüğünü öğrenmesi ve buna göre yargılama giderleri yönünden temyiz yoluna başvurup başvurmayacağı hususunda karar vermesine imkan tanımak için, yargılama gideri yükümlülüğünün ne miktar olacağının belirtilmesi gerekmesi karşısında mahkemece kısa kararda yargılama giderleri ile ilgili miktar açıklanmadan usul ve yasaya aykırı hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aleyhe temyiz olmaması nedeniyle 1412 sayılı CMUK'nun 326/son maddesine göre sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 15.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.