
Esas No: 2013/30214
Karar No: 2015/3789
Karar Tarihi: 05.02.2015
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2013/30214 Esas 2015/3789 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
AVUKAT ...
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, fazla mesai, pazar çalışması, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, iş sözleşmesinin işveren tarafından feshedildiğini yıllık izin alacaklarının ödenmediğinden bahisle yıllık izin alacaklarının tahsilini istemiştir.
Davalı davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının işyerinde yaptığı işin mevsimlik iş olup olmadığı davacının mevsimlik işçi statüsünde çalıştığı döneme ilişkin yıllık izin ücretlerini isteyip isteyemeceği noktasında toplanmaktadır.
Çalışmanın sadece yılın belirli bir döneminde yoğunlaştığı işyerlerinde yapılan işler mevsimlik iş olarak tanımlanabilir. Söz konusu dönemler işin niteliğine göre uzun veya kısa olabilir. Her zaman aynı miktarda işçi çalıştırmaya elverişli olmayan ve işyerinde yürütülen faaliyetin niteliğine göre işçilerin her yıl belirli sürelerde yoğun olarak çalıştıkları ve fakat yılın diğer döneminde işçilerin iş sözleşmelerinin ertesi yılın faaliyet dönemi başına kadar ara vermeyi gerektiren işler mevsimlik iş olarak değerlendirilebilir.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 53/3. maddesi uyarınca, mevsimlik işlerde yıllık ücretli izinlere ilişkin hükümler uygulanmaz. Bir başka anlatımla, mevsimlik işçi, 4857 sayılı Kanun"un yıllık ücretli izin hükümlerine dayanarak, yıllık ücretli izin kullanma veya buna dayanarak ücret alacağı isteminde bulunamaz. Hemen belirtmek gerekir ki, 53/3. maddedeki kural, nispi emredici kural olup, işçi lehine bireysel iş sözleşmesi ya da toplu iş sözleşmesi ile yıllık ücretli izne ilişkin hükümler düzenlenebilir ve mevsimlik işçiler için yıllık izin hakkı tanınabilir.
./..
Davacının hizmet döküm cetveline göre 2005 yılına kadar yıllık çalışmaları genellikle 300 günün altında olup, yılın kalan bölümünde işyerinde çalışması olmayan davacı işçi bakımından yıllık izin hakkının doğmadığı kabul edilmelidir. Yılın çalışılmayan bölümünde davacı işçi bu hakkını kulanmış olup, kanun koyucunun mevsimlik işte yıllık izin öngörmemiş olmasının temel gerekçesi de çalışılan süre itibarıyla dinlenme ihtiyacının ortaya çıkmamış oluşudur. Bu durumda, mevsimlik iş sözleşmesi kapsamında çalışan davacı işçinin yıllık çalışma süresi 330 günü geçen yıllar hariç olmak üzere yıllık izin hakkının doğmadığı kabul edilmelidir.
Somut olayda hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının tüm hizmet süresi üzerinden yıllık izin alacağı hesaplanmıştır. Dosya kapsamında bulunan davacının hizmet döküm cetveline göre, 2005 yılına kadar (1995, 1996, 1998, 1999 yılları hariç) çalışmalarının 330 günden az olduğu için çalışılmayan sürelerde davacının izin hakkını kullandığı ve bu hakkın doğmadığı kabul edilmelidir. Davacının 1995, 1996, 1998, 1999 yılları 330 günden fazla çalışması olduğu için mevsimlik çalıştığı bu dönemde yıllık izin alacağına hak kazanır.
4857 sayılı Kanun"un 53. maddesinde mevsimlik işlerde yıllık izin hakkının doğmayacağı belirtilmiş ise de, yılın ne kadar bölümünde çalışılma halinde mevsimlik iş sayılacağı yönünde bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Yılın tamamına yakın bir bölümünde çalışılma halinde Anayasal temeli olan dinlenme hakkının tanınmasının gerekeceği açıktır. Somut olayda da, davacı işçi 2005 yılı ve sonrasında 11 ayın üzerinde çalışmış olmakla, fiili çalışma süresinin mevsimlik statüde değerlendirilemeyeceği dikkate alınarak, bu dönem için davacının yıllık izin alacağının kabulüne karar verilmesi gerekir.
Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının yılda 330 güne ulaşmayacak şekilde çalıştığı yıllar için yıllık izin alacağı hesaplanmaması gerekir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Kararın yukarıda yazılı gerekçeyle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 05.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
.