Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/6135
Karar No: 2020/1205
Karar Tarihi: 12.02.2020

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2019/6135 Esas 2020/1205 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Taraflar arasındaki kira sözleşmesine ilişkin uyuşmazlık nedeniyle açılan itirazın iptali davası sonucunda, icra takibi nedeniyle itirazın iptali ve %40 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verildiği ancak icra inkar tazminatı miktarının yanlış hesaplandığı gerekçesiyle karar düzeltme isteminin kabul edilerek asıl alacak miktarı üzerinden hesaplanacak %40 icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verildiği belirtilmiştir. İİK'nın 67. maddesi gereğince icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi gerekmektedir. Alacağın likit ve belli olması da gerekmekte, borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Bu nedenle alacağın likit ve muayyen olması nedeniyle davacı yararına icra inkar tazminatı verilmesi gerektiği, ancak yanlış hesaplama sonucu bu talebin reddedildiği belirtilmiştir. Kanun maddeleri olarak İİK'nın 67. maddesi ve HUMK'nın 438/7 ve 440. maddeleri kararda yer almıştır.
3. Hukuk Dairesi         2019/6135 E.  ,  2020/1205 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı, belediyeye ait dava konusu taşınmazın ... Belediyesi tarafından 18/05/2005 tarihli sözleşme ile davalı şirkete kiraya verildiğini, ... belediyesinin 5748 sayılı yasa kapsamında kapatılarak ... Belediyesine devrolunması ile kiraya veren sıfatının ... Belediyesine geçtiğini, kira sözleşmesinin 5. maddesinde artış şartı bulunduğunu, buna göre kira bedelinin 17/05/2010 tarihinden itibaren arttırılarak ödenmesi gerektiğini, buna ilişkin olarak ... belediye Encümeninin 10/04/2010 tarihli kararı ile kira parasının sözleşmeye uygun şekilde 41.776,69 TL olarak belirlendiğini, ancak davalının ilk ay kira bedelinin 30.195 TL sonraki aylar kira bedelinin ise 27.600 TL olarak ödediğini, öte yandan söz konusu kiralama işinin KDV’ye tabi olması nedeniyle tahakkuk eden kira bedelleri için ayrıca %18 oranında KDV ödenmesi gerektiğini, bu konuda davalıya yazılı bildirimde bulunulmasına rağmen davalının bildirim gereğini yerine getirmediğini, sonuç alarak davalı tarafından ödenmeyen veya eksik ödenen kira bedellerine yönelik olarak İzmir 26. İcra Müdürlüğü"nün 2010/12720 sayılı dosyası üzerinden KDV alacağına yönelik olarak ise İzmir 26. İcra Müdürlüğü"nün 2010/13226 sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlattıklarını ancak davalının her iki icra takibine de itiraz ettiğini belirterek KDV alacağına yönelik olarak başlatılan icra takibi nedeniyle itirazın iptali ve %40 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, KDV alacağına yönelik açılan davada görevli mahkemenin Vergi Mahkemesi olduğunu, sözleşme uyarınca ilk beş yılın kira parasının peşin olarak ödendiğini, beş yıllık süre bittikten sonra 17.05.2010 tarihinden itibaren geriye doğru Üfe oranında artış yapılarak 17.05.2010 tarihinden itibaren aylık kira bedelinin 41.776,69 TL olarak belirlenmesinin sözleşmeye aykırı olduğunu, öte yandan Belediyelerin tacir olmadığını ve
    fatura kesmelerinin mümkün olmadığını, dolayısıyla ödenen kira bedellerine KDV talep etmelerinin hukuka aykırı olduğunu, belediyelerin doğrudan yaptıkları kiralama işlerinin KDV’den istisna olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen hükme yönelik davalı tarafın karar düzeltme istemi üzerine, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi"nin 20/01/2015 tarih, 2014/10441 Esas- 2015/494 Karar sayılı ilamı ile,".... KDV alacağının konusunu teşkil eden aylara yönelik kira alacağına ilişkin açılan davada verilecek hüküm doğrudan KDV alacağını etkiler nitelikte olup davalardan biri hakkında verilecek kararın diğerini etkileyecek nitelikte olması nedeniyle mahkemece İzmir 8. Sulh Hukuk Mahkemesine görülmekte olan alacak davası sonucunun beklenerek ona göre karar verilmesi gerektiği..." gerekçesiyle bozulmuştur.
    Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; davanın kısmen kabulüne, İzmir 26.İcra Müdürlüğü"nün 2010/13226 takip sayılı icra dosyasına ana para yönünden 35.993,16TL, faizin ise 1.727,67TL "lik kısmı yönünden itirazın iptali ile takibin bu kısımlar üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %30 oranını geçmemek üzere değişken oranlarda avans faizi uygulanmasına, alacak yargılamayı gerektirdiğinden davalı aleyhine icra inkar tazminatı verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-Davacının icra inkar tazminatına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
    İcra ve İflas Kanunu"nun 67. maddesinin 2. fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur.
    Somut olayda, davada dayanılan ve hükme esas alınan 18/05/2005 başlangıç tarihli 15 yıl süreli kira sözleşmesine ilişkin, taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmenin 5. maddesinde," aylık kira bedeli net 27.600TL olup, KDV, stopaj vs. tüm vergiler ...kiracıya aittir. " düzenlemesi mevcuttur. KDV alacağının konusunu teşkil eden aylara yönelik kira bedeli kira sözleşmesinde açıkça yazılı olup, davalı borçlu ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumdadır. Bu nedenle alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü ile İİK"nun 67. maddesi gereğince kabul edilen KDV alacağı talebi yönünden davacı yararına icra inkar tazminatı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davacı tarafın icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmesi doğru değildir.
    Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK"nun 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün 3. bendinde yer alan " Alacak yargılamayı gerektirdiğinden davalı aleyhine icra inkar tazminatı verilmesine yer olmadığına, bu konudaki istemin reddine, " bendinin hükümden çıkartılarak, yerine " Asıl alacak miktarı üzerinden hesaplanacak %40 icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine " ifadelerinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu davalı yönünden açık, davacı yönünden kapalı olmak üzere, 12/02/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi