Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/3016
Karar No: 2013/4999

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/3016 Esas 2013/4999 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2013/3016 E.  ,  2013/4999 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacılar vekili 30.07.2010 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; dava konusu ... Köyü 139 ada 21 parsel ile 243 ada 4 pasel sayılı taşınmazların, ... adına tesbit görerek tapuya tescil edildiğini, söz konusu taşınmazların öncesinde kök muris ..."e ait iken taksim ve pay satın alma nedeniyle müvekkilerine intikal ettiğini ve onlar tarafından kullanıldığını, dava konusu taşınmazların bir bütün olarak eski tapu kaydı ile kök muris .... adına tapuda kayıtlı olduğunu belirtirek tapu iptali ve tescil davası açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, tapu kaydının iptali ve tesciline ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 3402 sayılı Kanun uygulamalarına esas olmak üzere 112 nolu Orman Kadastro Komisyonu tarafından 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 29/11/2005 tarihinde ilân edilip 29/12/2005 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu vardır.
    Dava, tapu kaydına dayalı olarak açılan orman tahdidine itiraz ile birlikte tapu iptali istemine ilişkin olup, her ne kadar mahkemece; çekişmeli taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi kapsamında ... adına orman sınırları dışına çıkarılan alanda kalan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; mahkemenin kabulü dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
    Şöyle ki; çekişmeli taşınmazlar 2005 yılında yapılan orman kadastrosu ve genel arazi kadastrosu sırasında 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi kapsamında kaldığı belirlenip ... adına tesbit ve tescil edildiğine ve davacı gerçek kişi on yıllık kanunî süre içersinde bu parsellere gerek tapu kaydına gerekse zilyetliğe dayalı olarak dava açtığına göre, taşınmazların davacı tarafın dayandığı tapu kaydı kapsamında kalıp kalmadığı tam olarak belirlenmediği gibi orman tahditinin iptali niteliğinde olan bu davada eski ve yeni hava fotoğrafları ile bu fotoğraflardan elde edilmiş memleket haritaları ile topoğrafik fotogrametri yöntemiyle düzenlenmiş kadastro paftası örneği getirtilerek uygulanıp taşınmazın niteliği ile konumu ve tasarruf edilen yerlerden olup olmadığı saptanmamıştır. Eksik inceleme ve araştırmaya dayalı hüküm kurulamaz.
    Bu nedenlerle; davacının dayandığı tapu kaydının ilk oluşumundan itibaren tüm tedavülleri ve varsa krokileri ile revizyon gördüğü tüm parsel tutanakları, revizyon görmemiş ise neden revizyon görmediği, komşu parsel tutanak ve dayanakları, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde

    görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir harita mühendisi veya bir tapu fen elemanından oluşacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaza ve çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 3/3/2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı; öncesi orman olan bir yer üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; orman kadastrosu ve 2/B çalışmaları kesinleştiğine göre, fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli; dayanak tapu kaydı yöntemince zemine uygulanıp dava konusu taşınmazlara uyup uymadığı belinlenmeli,
    Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu dava konusu taşınmazların orman niteliğinde olmadığının ve dayanılan tapu kapsamında kalmadığının anlaşılması halinde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma (Medenî Kanunun 713. maddesi, 3402 sayılı Kanunun 14. ve 17. maddelerindeki) koşulların araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak, yapılacak keşifte imar ihya üzerinde durulup, bu konuda ve zilyetliğin tespiti yönünden tanık beyanlarına başvurulmalı, 1980"li yıllara ait hava fotoğraflarında taşınmazın ne şekilde göründüğünün belirlenmesi, tarafların bildirecekleri zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmesi, çekişmeli yerlerin öncesinin ne olduğu, imar ihyanın hangi tarihte tamamlanıp bittiği, zilyetliğin hangi tarihten başlayıp kimler tarafından, kaç yıl, ne şekilde sürdürüldüğü, kullanımın ekonomik amacına uygun olup olmadığı, tanıkların ve yerel bilirkişinin imar ihya ve zilyetlik olgusunu hangi olaylarla nasıl hatırladıklarının saptanması, ziraat bilirkişiden taşınmazların niteliği ve kullanım durumları ile ilgili ayrıntılı ve doyurucu rapor alınmalı, tesbit tarihinden itibaren geriye doğru yirmi yıllık zilyetlik süre ve koşullarının oluşup oluşmadığı tam olarak belirlenip oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin itirazlarının kabulü hükmün BOZULMASINA, alınan temyiz harcının talep halinde yatıranlara iadesine, 02/05/2013 günü oy birliği ile karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi