Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/12639
Karar No: 2012/764

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/12639 Esas 2012/764 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davalı tarafın kadastro sırasında tapuya tescil ettirdiği taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı ve kumsala tecavüz ettiği gerekçesiyle dava açılmıştır. Mahkeme, davalının haklı ve geçerli nedeni olmadan yapılan müdahale sonucu elatmanın önlenmesi ve yapılan yapının yıkımına karar vermiştir. Ancak, mahkeme kararı daha sonra bozularak davanın reddine karar verilmiştir. Bu karar, 5841 sayılı Yasa gereğince hak düşürücü süre dolmadan verilmiştir. Ancak, 5841 sayılı Yasa Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. Bu nedenle, mahkeme kararı kesinleşmemiştir ve kazanılmış hak da bulunmamaktadır. Bu nedenle, davanın karara bağlanması gerekmektedir. Bu işlem sırasında, 6099 sayılı Yasa ve taraf iddiaları doğrultusunda gerekli araştırma ve inceleme yapılmalıdır. Kararda, Anayasanın 43, 3402 sayılı Kadastro Yasasının 16/C maddesi ve 10.3.1969 tarihli İçtihadı Birleştirme Kararı detaylı bir şekilde açıklanmıştır.
1. Hukuk Dairesi         2011/12639 E.  ,  2012/764 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BİGA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 26/10/2010
    NUMARASI : 2010/214-2010/543

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı vekili, kayden davalıya ait .. parsel sayılı taşınmazın kumsala tecavüzlü ve kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı halde kadastro sırasında davalı adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek, tapu kaydının iptaline ve terkinine, davalının kıyı alanına elatmasının önlenmesine ve yapının yıkımına karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Davanın kabulüne dair verilen karar, Dairece; “... 3621 sayılı Yasanın 6. maddesinde niteliği belirtilen bölümlere davalının haklı ve geçerli nedeni olmaksızın yapılanmak suretiyle müdahale ettiği belirlenmek suretiyle elatmanın önlenmesi ve yıkıma karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı,  öte yandan her nekadar, nizalı taşınmazın kıyı-kenar çizgisi içinde kalan bölümünün devletin hüküm ve tasarrufu altında ve kamu malı niteliğinde özel mülkiyete konu olamayacak (Anayasanın 43, 3402 sayılı Kadastro Yasasının 16/C maddesi gereğince) yerlerden olduğu keşfen saptanmış ise de; 25.2.2009 tarihinde kabul edilip, 14.3.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 sayılı Yasanın 2. maddesi ile 3402 Sayılı Yasanın 12. maddesinin 3. fıkrasında sözü edilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğunun sabit olduğu, hal böyle olunca; 5841 sayılı yasa ve belirtilen ilkeler gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi, ayrıca yargılama giderlerinin de buna göre hüküm altına alınması için kararın bozulması gerektiği  ” hususlarına değinilerek  bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi   raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.                                       
    Dava; 3621 sayılı Yasadan kaynaklanan tapu iptal, terkin, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkin olup, Mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca işlem yapılarak tapu iptal ve terkin isteği yönünden 14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 sayılı Yasa hükmü gereğince hak düşürücü süreden davanın reddine karar verilmiştir.
    Gerçekten de; tapu iptali ve terkin isteği yönünden 5841 sayılı Yasanın yürürlüğü döneminde davanın hak düşürücü süreden reddedilmiş olması doğrudur. Ancak anılan yasa Anayasa Mahkemesinin 12.05.2011 tarih 2009/31 E. 2011/77 K. sayılı kararı ile iptal edilmiş ve karar 23.07.2011 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak iptal hükmü yürürlüğe girmiştir.
    Öyle ise, kesin hüküm halini almamış ve kazanılmış hakkın istisnasını teşkil eden bu durum karşısında 5841 sayılı Yasa hükümleri uyarınca tapu iptal ve terkin  isteğinin reddine ilişkin olarak kurulan hükmün, verildiği tarih itibarıyla doğru olduğu düşünülse ve ayrıca Anayasanın 153. maddesine göre iptal kararı geriye yürümezse de 10.3.1969 gün ve 1/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçe bölümünde belirtildiği üzere iptal, kesin şekilde çözüme bağlanmış uyuşmazlıkları etkilemez ve henüz anlaşmazlık hali devam ediyorsa iptalin kapsamına girer. Öyleyse, davanın hak düşürücü süreden reddine ilişkin kurulan kararın Anayasa Mahkemesi’nin anılan iptal kararından sonra doğru olduğu söylenemez. Zira, kamu düzeninin söz konusu olduğu bütün haller istisnanın kapsamına girer.
    Hal böyle olunca; işin esasının 28.11.1997 tarih 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre değerlendirilmesi, davanın kısmen veya tamamen kabulü halinde de, 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasa hükümleri de gözetilerek taraf iddiaları doğrultusunda gerekli araştırma ve inceleme yapılmak suretiyle uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması bakımından karar bozulmalıdır.
    Davacı vekilinin, temyiz itirazları belirtilen nedenlerle yerindedir. Kabulüyle, hükmün 12.01.2011 tarihinde kabul edilen ve 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA,  02.02.2012  tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi