20. Hukuk Dairesi 2019/1727 E. , 2019/3450 K.
"İçtihat Metni".........
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı-karşı davalı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı-karşı davalı vekili, (3) nolu bağımsız bölüm maliki davalı ..."nun kendisine düşen borçları ve yükümlülükleri yerine getirmediğini, davacı ve diğer kat maliklerinin yaşamını onlar için çekilmez hale getirdiğini beyanla, apartmanın 3 nolu bağımsız bölüm üzerindeki mülkiyet hakkının davalıdan müvekkiline devredilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili dilekçesinde; 24/01/2013 tarihli genel kurul toplantısının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece asıl davanın açılmamış sayılmasına, karşı davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacı-karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf mahkemesince, istinaf başvurusunun süreden reddine karar verilmiştir. Hüküm davacı-karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İstinaf mahkemesince; mahkeme kararının davacı-karşı davalı vekili ...... 13.01.2017 tarihinde yapıldığı, istinaf başvurusunun ise 14.02.2017 tarihinde yapıldığı, bu nedenlede istinaf başvuru süresinin geçmiş olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş ise de, Tebligat Kanununun 21/1. maddesine göre yapılan tebliğ evrakında, beyanına başvurulan ve imzadan imtina eden site görevlisinin ad ve soyadının belirtilmediği gibi haber bırakılan görevlinin ismininde derc edilmediği anlaşılmakla, tebliğ işlemi Tebligat Kanununun 21/1 ve 23/7 maddeleri ile Tebligat Yönetmeliğinin 30. ve 35. maddeleri hükümlerine uygun yapılmamıştır. Tebliğ memurunun gerçekten muhatabın adresine gittiği ve fakat bulamadığı belgelenmemiş, yapılan işlem tebliğ memurunun soyut ve daha önce hazır olan kaşesindeki beyandan ibaret kalmıştır. Bu durumda tebligatın usulüne uygun olduğu kabul edilemez. Davacı-karşı davalı vekiline yapılan gerekçeli kararın tebliğ işlemi usulsüz olduğuna göre, 7201 sayılı Kanunun 32. maddesi gereğince, davacı-karşı davalı vekilinin beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabulü ile süresinde yapılan istinaf başvurusunun incelenmesi gerekirken, süreden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı-karşı davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile........36. Hukuk Dairesinin 31/01/2019 tarih ve 2017/2825 E- 2019/170 K. sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın istinaf mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde iadesine 14/05/2019 günü oy birliği ile karar verildi.