16. Hukuk Dairesi 2013/222 E. , 2013/1164 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Yargıtay bozma ilamında özetle...müdahil ... ve davacı ...’ın dayandığı tapu kayıtlarının tesisinden itibaren tedavülleri ile birlikte getirtilmesi, revizyon durumunun araştırılması, kayıt malikleri ile akti ve ırsi ilişkinin kurulması, hukuki değerini yitirip yitirmediğinin belirlenmesi, zilyetlikle mülk edinme şartlarının oluşup oluşmadığının tespit edilmesi ve davacının aynı kayda dayanarak açtığı dava var ise birleştirilmesi" gereğine değinilmiştir...Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda çekişmeli 290 parselin davacı ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkeme tarafından bozma ilamına uyulmakla, taraflar yararına usuli müktesep hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozma gereklerinin tam olarak yerine getirilmesi zaruridir. Mahkemece, temyiz konusu taşınmazın müdahil davacı ..."ın dayandığı tapu kaydı kapsamında kaldığı ayrıca müdahil davacı yararına zilyetlikle iktisap şartlarının da gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuştur. Ancak, müdahil davacının dayandığı 25.8.1939 tarih 116 nolu sicilden gelen 16.2.1966 tarih 44 nolu, 9190 metrekare miktarındaki, ..., ..., Ev Kayası ve ... (Yol) yönlü tapu kaydında geçen ""... ve ..."" sınırları mahallinde yapılan keşiflerde belirlenmemiş, bilinemeyen sınırlar yönünden müdahil davacıya tanık dinletme imkanı da verilmemiştir. Ayrıca, müdahil davacının dayandığı 257 tahrir sayılı vergi kaydının dava konusu taşınmaz ile dava dışı 272 parseli kapsadığı mahkemece yapılan uygulama ile belirlenmiş olup, vergi kaydı doğuda okunan ""ev kayası"" sınırı nedeniyle miktarı ile geçerlidir. Bu kaydın miktarına yakın olarak dava dışı 272 parsele revizyon gördüğü, bu parselin de dava konusu olduğu gözetildiğinde kayıt miktarının kesinleşip kesinleşmediğinin ve miktar fazlasının zilyetlikle iktisap edilebilmesi için doğuda okunan ""ev kayası"" sınırı ile 302 nolu mera parseli arasında sabit sınır olup olmadığının bu şekilde miktar fazlasının meradan açma yapmak suretiyle kazanılıp kazanılmadığının belirlenmesi gerekirken bu yönde bir araştırma yapılmamış olması nedeniyle yukarıda özetlenmiş olan bozma ilamının gereklerinin yerine getirildiğinden söz edilemez. Hal böyle olunca, sağlıklı sonuca varılabilmesi için, mahallinde yeniden keşif yapılarak tapu kaydında geçen ""... ve ..."" sınırları yönünden müdahil davacı ..."a tanık dinletme olanağı sağlanmalı, tanık göstermesi halinde dinlenilmeli, kaydın kapsamı belirlenmeli, kaydın ""... ve İbrahim"" sınırları itibariyle taşınmaza uymadığının anlaşılması halinde tapu kaydında geçen ""yol ve ev kayası"" sınırlarının her yerde bulunabilecek sınırlar niteliğinde olduğu göz önüne alındığında kaydın taşınmazı kapsadığından söz edilemeyeceği dikkate alınmalı, çekişmeli taşınmazı kapsadığı belirlenen vergi kaydının yüzölçümü 33000 m2 olup kaydın dava dışı 32350 m2 yüzölçümündeki 272 sayılı parsele revizyon gördüğü belirlendiğinden bu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleşip kesinleşmediği saptanmalı; vergi kaydının doğusunda yer alan "ev kayası" sınırının sabit sınır sayılıp sayılmayacağı hususunda ziraatçi bilirkişiden rapor alınmalı, bu sınır ile mera parseli arasında ayırıcı unsur niteliğinde bir sınır olup olmadığı belirlenmeli, bu nedenle taşınmaz ile mera parseli arasındaki sınırın sabit sınır sayılıp sayılamayacağı konusunda ziraatçi bilirkişiden rapor alınmalı, bu sınırın fotoğrafları çekilmeli, 15.9.1986 ve 20.6.1988 tarihlerinde yapılan keşiflerde dinlenilen tanık ..."in kendi beyanları ile 8.11.1989 tarihinde yapılan keşifte dinlenilen yerel bilirkişi ... ve tespit bilirkişilerinin beyanları arasındaki çelişki giderilmeli, bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın ilk maliki, intikali ve tasarrufu hususlarında...maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, ziraatçi bilirkişiden taşınmazın niteliğiyle ilgili ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, fen bilirkişisine keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bozma gerekleri yerine getirilmeden karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi 05.09.2008 gün 2000/154 Esas, 2008/62 Karar sayılı ilamla taşınmazın eşit paylarla müdahil davacı ... ve davalı Hazine adına tesciline karar verildiği, hükmün müdahil tarafından temyiz edilmediği gözetildiğinde taşınmazın kesinleşen 1/2 payı yönünden davalı Hazine lehine oluşan usuli kazanılmış hakkı ihlal edecek şekilde karar verilmesi de isabetsiz olup, davalı Hazinenin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 21.02.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.