10. Hukuk Dairesi 2015/3152 E. , 2015/5361 K.
"İçtihat Metni"Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraf avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Kanunun 26’ncı maddesindeki halefiyet ilkesi uyarınca, Kurumun rücu alacağı; hak sahiplerinin tazmin sorumlularından isteyebileceği maddi zarar (dış tavan) miktarı ile sınırlı iken, Anayasa Mahkemesi’nin, 21.03.2007 gün ve 26649 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 23.11.2006 gün ve 2003/10 Esas - 2006/106 Karar sayılı kararı ile 26’ncı maddedeki “sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarlarla sınırlı olmak üzere” ibarelerinin Anayasaya aykırılık nedeniyle iptaline karar verilmiştir. Anayasa’nın 153’üncü maddesine göre, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararlarının, Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmesi ve giderek elde bulunan ve kesinleşmemiş tüm davalarda uygulanmasının zorunlu olması; iptal kararının Resmi Gazetede yayınlandığı 21.03.2007 gününden sonra Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 76’ncı maddesi uyarınca yürürlükteki kanunları uygulamakla yükümlü bulunan mahkemelerin ve Yargıtay’ın yürürlükten kalkan bir yasa maddesine dayanarak inceleme yapma ve karar verme yetkilerinin bulunmadığının kabulünün doğal bulunması; 26’ncı maddedeki anılan ibarelerin iptali ile Kurumun rücu hakkının, kanundan doğan, kendine özgü, sigortalı veya hak sahiplerinin hakkından bağımsız basit rücu hakkına dönüşmüş olması karşısında, ilk peşin değerli gelirlerin; tazmin sorumlularının kusuruna isabet eden miktarıyla sınırlı şekilde hüküm kurulması gereklidir.
Bu bağlamda hemen belirtmek gerekir ki; 506 sayılı Kanun uyarınca açılan rücuan tazminat davalarına ilişkin olarak süregelen uygulamada olduğu gibi, maddi zarar (tavan) hesabı yapılması gerekmediği gibi; tazmin sorumlusunun sigortalıya veya hak sahiplerine yapmış olduğu her türlü ödemenin Kurumun rücu alacağından düşülmesine imkân bulunmadığı da göz önünde tutulmalıdır. Zira bu tür rücu davaları Anayasa Mahkemesi’nin
iptal kararından önce halefiyet esasına göre açılmakta iken, iptal kararından sonra kanundan doğan bağımsız rücu alacağına dönüşmüş olup, yasa maddesi bu haliyle yorumlandığında peşin sermaye değerli gelirlerde oluşan artışların istenilemeyeceği sonucuna ulaşılacağında kuşku ve duraksamaya yer yoktur.
Açıldığı tarihteki mevzuat hükümlerine uygun olan davanın, yasal dayanağını oluşturan düzenlemenin, yargılama sürecindeki yasa değişikliğiyle ortadan kalkması nedeniyle davacı Kurumun, ilk peşin sermaye değerli gelirin benimsenmesi nedeniyle davada haksız çıkan taraf olarak nitelenip yargılama gideri ve vekalet ücretiyle sorumluluğuna hükmedilmemesi gerekir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, Mahkemece, iş kazası sonucu yaralanan sigortalıya bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değeri gözetilmeksizin, yazılı şekilde tavan hesabına itibar edilerek, artışları içerir biçimde hüküm kurulması; birleşen dava dosyası ile talep edilen Kurum alacağının dikkate alınmaması; 5083 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Devleti Para Birimi Hakkında Kanunun 1 ve 2. maddeleri gereğince kurum alacağının Yeni Türk Lirası karşılığı belirlenmeden, infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki; bu aykırılıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesi gereği, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince, düzeltilerek onanmalıdır.
S O N U Ç : Hüküm fıkrasının tamamen silinerek yerine;
1-Davanın kısmen kabulüne, 6.528,21TL’nın; gelirler için onay, masraflar için sarf ve ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı Kuruma verilmesine, fazla istemin reddine,
2-Alınması gereken karar ve ilam harcı 445,94TL olup, bozma öncesi 529,75TL harcın tahsili için harç tahsil müzekkeresi yazıldığından, fazla alınan 83,81TL harcın talep halinde davalıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan toplam 2.620,85TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı Kurum kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T. uyarınca 1.500,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı Kuruma verilmesine,
5-Kullanılmayan avansın talep halinde ilgilisine iadesine,” yazılmasına ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davalıdan alınmasına, 23.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.