Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/5156
Karar No: 2020/1261
Karar Tarihi: 13.02.2020

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2019/5156 Esas 2020/1261 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı, davalının borcu ödenmesine rağmen aboneliğin sonlandırılmamasından dolayı borçlu olmadığının tespiti ve takibin iptali ile kötü niyet tazminatı talep etmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, bu kararın temyizi üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesi davacının borçlu olmadığının tespitine hükmetmiştir fakat hükümle gerekçe arasında çelişki bulunmaktadır. Bu nedenle hüküm davalı yararına bozulmuş, diğer temyiz itirazları incelenmemiştir. Kararda, Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesi ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 187 ve devamı maddelerinde belirtilen ispat yükümlülüğüne ve tarafların haklarına dayandıkları olguları ispatla yükümlü olduklarına vurgu yapılmıştır.
3. Hukuk Dairesi         2019/5156 E.  ,  2020/1261 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; davalı tarafından, aleyhine başlatılan icra takibinin konusunun elektrik borcundan kaynaklandığını, borcunu ödeyip adına kayıtlı olan aboneliği kapatmak istediğini yazılı olarak beyan ettiği halde, davalının dilekçe gereğini yerine getirmediğini, aboneliği sonlandırmadığını ve borcun birikmesine sebebiyet verdiğini belirterek, borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline, borç miktarının %40"ından az olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı; davacının aboneliğinin devam ettiğini, dava dilekçesinde iddia edildiği gibi abone kaydının iptaline ilişkin dilekçe verilmediğini, davacının borçtan sorumlu olduğunu ileri sürerek, davanın reddine, %40"tan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, davanın reddine, dava konusu alacak yargılamayı gerektirdiğinden, davalı kurum lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına dair verilen kararın davacı tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 18.09.2014 tarihli ve 2014/5345 E., 2014/12085 K.sayılı ilamı ile özetle; davacı tarafından ibraz edilen alındı belgelerine konu dilekçelere istinaden davalı tarafından ne tür işlemler yapıldığının kurumdan sorulması ve işlem yapılmış ise yapılan işlemlere ilişkin belge ve bilgilerin celbedilmesi, davacı tarafın tutanak tarihinden önce bizatihi aboneliği sona erdirmek için başvurusunun olup olmadığının tespit edilerek toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne, davacı adına Malatya 3. İcra Müdürlüğünün 2011/ 5825 Esas sayılı takip dosyası ile başlatılmış takip kapsamında ödemesi talep edilen 8.807,30 TL açısından borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    1) Bilindiği üzere, mahkemece verilen kısa karar (hüküm), bir davayı esastan çözümleyen ve uyuşmazlığı sona erdiren nihai kararlardandır. Bu kararla, mahkeme davadan elini çeker ve davayı sona erdirmiş olur. Bu aşamada yapılması zorunlu iş; gerekçeli kararı, kısa karar doğrultusunda ve yasal gerekçeleriyle birlikte hakimin yazmasından ibarettir. Eş söyleyişle, kararın asli unsurlarından olan gerekçenin de hüküm fıkrasına uygun biçimde kararda yer alması gerekir. Esasen, ilamın tefhim edilen kısa karara uygun yazılması ve gerekçe taşıması, kamu düzeni ile doğrudan ilgili temel kurallardan olup, bu kurala yasa koyucu HMK"nun 297. maddesiyle varlık kazandırmıştır.
    Yine Anayasamızın "Duruşmaların açık ve kararların gerekçeli olması" başlıklı 141. maddesinin 3. fıkrasında; "Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır." hükmüne yer verilmiştir.
    Buna göre; gerekçe, hükümle çelişik olamaz. Aksinin kabulü, mahkemelere güveni sarsacağı gibi Anayasa ve yasalarda yer alan açık kurallara aykırılık oluşturur.
    Somut olayda, gerekçeli kararda; "4721 sayılı TMK’nın 6. maddesi gereği tarafların hakkını dayandırdığı olguları ispatla yükümlü oldukları ve yine 6100 sayılı HMK’nın 187 ve devamı maddeleri uyarınca ispat yükünün davacı tarafta olduğu ve ispat etmesi gereken hususları açıklaması gerektiği ancak mevcut haliyle tanık delili ile iş bu davanın ispatlanamayacağı anlaşılmakla davacının subut bulmayan davasının reddine" karar verilmesi gerektiği belirtilmiş ise de; hükümde "Davanın kabulüne, davacı adına Malatya 3. İcra Müdürlüğünün 2011/ 5825 Esas sayılı takip dosyası ile başlatılmış takip kapsamında ödemesi talep edilen 8.807,30 TL açısından borçlu olmadığının tespitine" karar verilmiştir. Bu haliyle gerekçe ile hüküm arasında sonuca etkili çelişki olup, bu durum usul ve yasaya aykırıdır.
    Mahkemece, yukarıda açıklanan bu hususlar gözetilmeksizin, gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratılması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    2) Bozma nedenine göre, davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bendde açıklanan nedenle davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 13/02/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi