3. Hukuk Dairesi 2012/21698 E. , 2012/25448 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:SULH HUKUK MAHKEMESİ
Dava dilekçesinde takibe itirazın iptali ile %40 inkar tazminatının faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesinde, müvekkili olan davacı ile davalının arkadaşlık yaptığını ve evleneceği vaadiyle davalıya çeşitli ödemelerde bulunduğunu, daha sonra davalının müvekkiline ümit vererek harcamalarda bulundurttuğunu, davaya konu harcamalara ait belgelerin bulunduğunu, yapılan harcamaların tahsili amacı ile, davalı aleyhine ... 3. İcra Müdürlüğü’nün 2009/7880 Esas sayılı dosyasında icra takibi başlattıklarını, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, davalının itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek davanın kabulü ile davalının icra dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, davalının %40 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine ve yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili ile davacının 2008 Haziran -Ağustos arası evlilik birliği kurmak üzere arkadaşlık yaptığını, taraflar arasındaki arkadaşlık ilişkileri devam ederken müvekkilinin rızası ve bilgisi dışında müvekkiline ait fatura bedellerini davacının ödediğini, davacının amacının müvekkili ile arkadaşlık ilişkisini devam ettirmek olduğunu, müvekkilini evliliğe ikna etmek için bu ödemeleri yaptığını, BK.gereği gayri ahlaki amacı gerçekleştirmek için verilen şeylerin hiç bir zaman geri istenemeyeceğini, haksız ve yersiz açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, kararın davalı tarafça temyiz edilmesi üzerine, 10.07.2012 tarihli ek karar ile temyiz talebinin süreden reddine karar verilmiş, bu ek karar da davalı tarafından temyiz edilmiştir.Somut olayda; gerekçeli karar, mahkeme kaleminde, yazı işleri müdürü tarafından, bizzat davalıya tebliğ edilmiştir. Ancak, Tebligat Kanununun 23/8.maddesi gereğince,”Tebliğ evrakında, tebliğ memurunun adı ve soyadının da bulunması zorunludur. Davalıya yapılan tebligatta, tebliğ memurunun ad ve soyadı bulunmadığından dolayı,bu hali ile yapılan tebligat usulsüzdür. Usulsüz tebliğ nazara alınarak temyiz talebinin reddine karar verilmiş olması doğru değildir.
Bu nedenle, mahkemenin 25.04.2011 tarihli ek kararının kaldırılmasına karar verildikten sonra temyiz isteminin süresi içerisinde olduğu anlaşıldı; dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davalı vekili, 16.12.2009 tarihli cevap dilekçesinde, "gayri ahlaki bir amacın gerçekleştirilmesi için verilen şeylerin geri istenemeyeceğini” açıkça belirtmiştir.
Dosyada mevcut, davacı ve davalının birlikte çekilmiş fotoğrafları ile dinlenilen tanık beyanlarının da davalının bu savunmasını doğruladığı görülmektedir.
Borçlar Kanununun 65. maddesinde “Haksız yahut ahlaka (adaba) mugayir bir maksat ihtihsali için verilen bir şeyi istirdata mahal yoktur" hususu düzenlenmiştir.
Öyle ise mahkemece, bu ilke ve esaslar gözetilerek, davacının dava konusu ettiği harcamaların, gayri ahlaki bir amacı gerçekleştirmek için verdiği kabul edilerek, BK. M. 65 gereğince, bu verilenlerin geri alınması da mümkün bulunmadığından, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu davanın kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.