
Esas No: 2019/194
Karar No: 2021/1669
Karar Tarihi: 22.10.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2019/194 Esas 2021/1669 Karar Sayılı İlamı
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ
....
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : ... (...)
ÜYE : ... (...)
ÜYE ....
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ ....
...
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 22/10/2021
YAZILDIĞI TARİH : 22/11/2021
Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 352.maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacılar vekili, müvekkilleri hakkında davalının Ankara Batı İcra Müdürlüğünün ......esas sayılı takip dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibi başlattığını, senedin 2005-2009 yılları arasında piyasada kullanılan senetlerden olduğunu, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin sadece davalıya ait dairenin davacılara kefile kiraya verilmesi sebebiyle alınan teminat senedine ilişkin olduğunu, kira tarihinin başlangıcının 2006 yılı olduğunu, o tarihte Türkiye'de TL yerine YTL kullanıldığını, 2015 yılında senet üzerinde YTL yazmasının söz konusu olmayacağını, senedin müvekkillerinin rızası dışında üzerinde tahrifat yapılarak doldurulduğunu ve icraya konulduğunu, senedin tanzim tarihi, vade tarihi ve miktara ilişkin olan yazıların müvekkillerine ait olmadığını, senetlerin üstünün sonradan doldurulduğunu, davalıya borçlu olmadıklarını ileri sürüp, takibe konu 01.08.2015 tanzim tarihli 01.09.2015 vade tarihli 25.000,00TL bedelli senet gereği müvekkillerinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili; davacı ...'nın 2006 yılından itibaren yaklaşık 10 yıl müvekkilinin kiracısı olduğunu, ... ...... kefil olduğunu, bu kira ilişkisi nedeniyle tarafların arasında yakınlaşma ve güven ilişkisi tesis edildiğini, bu nedenle davacıların müvekkilinden borç para istediğini, müvekkilinin de bu güvene istinaden borç para verdiğini, karşılığında takibe konu seneti aldığını, senet bedeli ödenmeyince icra takibi başlatmak zorunda kaldıklarını, senetin kira sözleşmesinin veya herhangi bir şeyin teminatı olmadığını, kesinlikle anlaşmaya aykırı doldurulmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece, davacının iddialarını yazılı delille kanıtlayamadığı, beyanlarının da yazılı delil başlangıcı niteliğinde olmadığından, tanık dinletilmesi talebinin reddedildiği, takip dayanağı senedin teminat senedi olduğu iddiasının, hangi ilişkinin teminatı olduğu senet üzerine yazılmak suretiyle ya da takip dayanağı senede açıkça atıf yapan İİK'nın 169/a-1. maddesinde yazılı nitelikte bir belge ile ispatlanması gerektiği, takip dayanağı senedin hangi ilişkinin teminatı olduğunun senet metninde belirtilmediği, davacı borçlular tarafından da bu iddialarına ilişkin yazılı bir belge ibraz edilmediği gerekçesi ile DAVANIN REDDİNE karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf kanun yoluna başvuran davacılar vekili; bahse konu senedin müvekkili ...'nın davalının kiracısı olması sebebi ile tanzim tarihi, vade tarihi ve miktarı boş bir şekilde teminat senedi olarak verildiği, kira bedellerinin ödenmemesi durumunda senetler ile işlem yapılacağı düşüncesi ile müvekkilinin kiralarını düzenli bir şekilde ödemiş ve tamamını aldığını düşünerek bir takım senetlerini geri aldığı, kira bedellerinin düzenli ödendiği davalı tarafından da kabul edildiği, ancak davalının senedin müvekkillerine borç karşılığı verildiğini iddia ettiği, davalının verdiği tüm beyanların hem kendi içerisinde çelişkili olduğu hem de somut belgelerle uyuşmadığı, müvekkillere borç parayı 2013 yılında verdiğini söylediği, ancak dava konusu senet üzerinde YTL ibaresi kullanılmakta olup davalının iddia ettiği üzere 2013 yılında borç verilmesi durumunda TL ibaresi kullanılması gerektiğinden iddialar tamamen gerçek dışı olup kurgudan ibaret olduğu, ayrıca açık senedin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu yazılı delille ispatı gereken bir husus olup, senet üzerinde YTL ibaresi olması delil başlangıcı sayılmalı ve tanık deliline dayanılabilmesi gerektiği, davalının kendi el yazısı ile senedin verildiği tarihi 2013 olarak belirtmesi, senedin üzerinde tanzim tarihinin 2015 olması, senet üzerinde müvekkilin kiralanana taşındığı tarihte kullanılmakta olan YTL ibaresinin bulunması birlikte değerlendirildiğinde, senede karşı senetle ispat kuralının istisnası nitaliğinde olan HMK madde 202'de bulunan delil başlangıcının şartları oluştuğundan diğer delillerle davanın ispatlanması mümkün iken mahkemesince bu hususun göz ardı edilmesinin hatalı olduğu, yine HMK'nin 184/2. maddesi hükmü gereğince tahkikatın bittiği tefhim edildikten sonra taraflara sözlü yargılama için duruşmanın başka bir güne bakılmasını isteyip istemediklerinin sorulması, talep halinde başka bir gün tayin edilmesi; başka bir duruşma gününü istemedikleri halinde sözlü yargılama aşamasına geçilerek aynı Kanunun 186. maddesi gereğince taraflara sözlü yargılamada beyanda bulunma hakkı verilmesi gerektiği, bu usule uyulmadığı bildirilmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Davacının davaya konu senetten dolayı sorumluluğunun değerlendirilmesi uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, senet nedeniyle menfi tespit istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Ankara Batı İcra Dairesinin .... esaslı dosyasının incelenmesinde; alacaklı-davalı ..., borçlular-davacılar ... ile ... aleyhinde 23.09.2016 tarihinde kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile 25.000,00TL asıl alacak olmak üzere toplam 27.783,22 TL alacak için icra takibi başlattığı, Takibe dayanak bononun keşidecisinin ..., kefilin de ..., lehdarı ise ... oldukları, 25.000,00TL bedelli senetin 01.08.2015 tanzim tarihli ve 01.09.2015 vadeli olduğu görülmüştür.
... icra dosyasına sunmuş olduğu 01.11.2016 tarihli dilekçesinde böyle bir borcunun olmadığı ...'a dava konusu senede istinaden kefil olduğu kardeşi ...'nın kiracı olarak oturduğu memur kefil istemiş olması nedeni ile kefil olduğu güvence olarak borç senedi verdikleri her ay düzenli kiranın ödenmesine rağmen takibe konulduğu bildirilmiştir.
Mahkemece davacı iddialarının yazılı delille kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmişse de; davacı yan dava dilekçesinde yemin delilini bildirmiştir.
Bir vakıayı ispat yükü kendisine düşen taraf o vakıayı başka delillerle ispat edemezse diğer tarafa yemin teklif eder. Yemin teklifini ispat yükü kendisine düşen taraf yapar. Yemin teklifine dayanan taraf bunu dava dilekçesinde veya cevap dilekçesinde açıkça belirtmesi gerekir. Mahkeme ancak bu halde (dava dilekçesinde veya cevap lahiyasında yemin deliline dayanıldığının bildirilmesi halinde) yemin teklifini hatırlatmakla yükümlüdür. Kendisine yemin teklif edilen taraf, yemin teklifinin kabulünden sonra, usulüne uygun biçimde (HMK m. 233) yemin eder ise, yemin teklif eden tarafın iddia ettiği vakıanın mevcut olmadığı kesin delil ile ispat edilmiş olur. Yemin teklif eden taraf, bundan sonra iddiasını ispat için başkaca delil gösteremez.
Açıklanan bu nedenlerle mahkemece; davacının yemin deliline de dayandığı dikkate alınarak, davacıya karşı tarafa yönelik olarak yemin teklif etme hakkı hatırlatılmadan, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu durumda, davacı yanın yemin teklif etme hakkının hatırlatılması suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, dava dosyasının kapsamı ile mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri birlikte değerlendirildiğinde; mahkemenin hüküm kurmasını sağlayacak olan tüm esaslı delillerin toplanmamış, mahkemece değerlendirilmemiş olması nedeniyle, davacı yanın istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerden ötürü kabulüne, yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a-6.maddesi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin, ... Karar sayılı ve 17/10/2018 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.'nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde davacılara İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran vekiline vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davacılar tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK'nin 362/1-g maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 22/10/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
"5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur."
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.