
Esas No: 2019/218
Karar No: 2021/1668
Karar Tarihi: 22.10.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2019/218 Esas 2021/1668 Karar Sayılı İlamı
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ
...
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : ... (...)
ÜYE : ... (...)
ÜYE : ... (...)
KATİP : ... (...)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/10/2018
ESAS-KARAR NO :....
DAVA : İstirdat
DAVA TARİHİ : 16/05/2018
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 22/10/2021
YAZILDIĞI TARİH : 16/11/2021
Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi asıl davada davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Asıl davada davacı vekili; taraflar arasında bir ticari ilişki olmadığı, davaya konu çekin davacı tarafından ticari ilişki çerçevesinde ...'a teslim ettiği, ...'ın çeki kaybettiği ve buna ilişkin Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin.... Esasa kayıtlı çek iptali davasını açtığı, söz konusu çek ve takip sebebiyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti, icra takibinin iptali, kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleştirilen dosyada davacı vekili; davacının yıllardır geri dönüşüm ile uğraştığını, ticaret yaptığı ... tarafından keşide edilerek kendisine verilen.... çek seri numaralı 45.000,00 TL' lik çeki 15.12.2017 tarihinde kaybettiğini, çek keşidecisinin mükerrer ödeme yapmaması ve davacının da hak kaybına uğramaması için davacının Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin ....Esas sayılı dosyasında çek iptali davası açtığını, Mahkemenin teminat mukabilinde ödeme yasağı koyduğunu ve aynı zamanda davacıya çıkardığı meşruhatlı tebligatta üçüncü kişi konumunda olup çeki elinde bulunduran ...' a çekin iadesi-istirdat davası açmak için 2 hafta kesin süre verdiğini ve süresi içinde bu davanın açıldığını, çeki bularak icra takibine koyan davalının kötü niyetli olduğunu ileri sürerek çekin davacıya iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Asıl davada Davalı ... vekili; davalının söz konusu çekin meşru yetkili hamili olduğunu, çekin ciro yoluyla davalıya geçtiğini, davanın reddi gerektiğini bildirmiştir.
Birleştirilen dosyada; dava dilekçesi usulüne uygun bir şekilde davalı ...'a tebliğ edilmiş ancak davalı cevap dilekçesi vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece, asıl davada davacı söz konusu çekin keşidecisi, davalı ise çekin meşru yetkili hamili olduğu, davacı ile davalı arasında doğrudan ticari ilişki bulunmaması, kambiyo senedini birbirine bağlı ciro silsilesi çerçevesinde iktisap eden iyi niyetli meşru hamile karşı ileri sürelemeyeceği, keşidecinin kambiyo senedinin asıl borçlusu olduğu, davacı vekilinin söz konusu çekin ticari ilişkin çerçevesinde ...'a verildiği, ...'a davacının borçlu olamayacağına yönelik iddiasının hukuki bir geçerliliği olmadığından asıl davanın reddi gerektiği, Davacı vekilinin icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmesinin durdurulması yönündeki talebi mahkememizce kabul edilip bu hususta ihtiyati tedbir kararı verildiğinden, davalı alacaklı lehine kötü niyet tazminatına hükmetmek gerektiği;
Birleştirilen dosya davacısı ...'a söz konusu çeki kaybettiğini iddia ederek çekin istirdadını istediği, davalı ...'ın söz konusu çeki ...'dan ciro yolu ile iktisap eden yetkili hamil olduğu, Davacı vekili davalı ...'ın kötü niyetli olduğunu, Davacı vekili davasına dayanak olarak Kayseri 1.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin hasımsız çek iptali dosyasını ve davalının kötü niyetli olduğu olgusunu gösterdiği, davalının söz konusu çeki ciro zinciri içerisinde ve geçerli cirolar sonucu iktisap etmiş olup, davacı vekili davalının kötü niyetli olduğuna yönelik yazılı bir delil sunamadığı, öninceleme duruşmasında verilen kesin süreye rağmen bu hususta tanık da bildirmediği, Davacı vekili davalı ...'ın kötü niyetle çeki iktisap ettiğini meşru hamili olamayacağını ispat edemediği, davacı vekilinin asıl dosya ve birleştirilen dosya yönünden yemin deliline de dayanmadığı belirtilerek asıl davanın reddine, davalı lehine İİK 72/4 maddesi uyarınca %20 oranıda takdir edilen 9.924,00-TL tazminatın davacıdan alınarak davalı alcaklıya verilmesine, birleştirilen davanın reddine, karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf kanun yoluna başvuran asıl davada davacı vekili tarafından;
Müvekkilinin bahse konu çeki ticari ilişkisi olan ......elden teslim ettiği, ... bahse konu çek elindeyken kaybetmiş ve bununla ilgili olarak da 22.12.2017 tarihinde Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin ... Esas sayılı dosyasıyla zayi belgesi için dava açtığı, ...’ın dava açtığı tarih 22.12.2017, kötü niyetli şikayetçinin icra takibi başlattığı tarihin ise 08.01.2018 tarihi olduğu, bu olayda göstermektedir ki kötü niyetli şikayetçi bulduğu çeki alacaklıymış gibi icrai işlem başlatarak müvekkili maddi ve manevi zarara uğratmak istediği, bunun karşılığında ise müvekkilinin Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinde....Esas sayılı dosyasıyla menfi tespit davası açtığı, müvekkilinin, kesinlikle şikayetçi ile hiçbir ticari ilişkisi olmadığı gibi tanımadığı, buna rağmen şikayetçi kötü niyetli olarak müvekkili icrai takibe koyarak sebepsiz zenginleşmek istediği, bahse konu çekin, ...’a daha önce verilen sıralı çeklerden olup müvekkilinin bu çeki de ticari ilişkisi olan ...’a ödeme olarak verdiği, izah edildiği üzere ...’ın çeki kaybetmesi sonucunda ise davalının bu çeki bilerek ve isteyerek kötü niyetli olarak icra takibi başlattığı, davalının kötü niyetli olduğu bildirilmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Davacının davaya konu çekten dolayı sorumluluğunun değerlendirilmesi uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Asıl dava çek nedeniyle menfi tespit istemi; birleşen dava ise çekin istirdadı istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Kayseri 4. İcra Müdürlüğünün ....Esas sayılı dosyasında;... tarafından ... aleyhine 08.01.2018 tarihinde 45.000 TL asıl alacak olmak üzere toplam 50. 206, 41 TL alacak için 29.12.2017 tarih .... Seri Nolu 45.000,00 TL tutarlı çek için kambiyo takibi başlatılmıştır.
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 25.06.2018 karar tarihli ... karar sayılı dosyasında davacı ... tarafından hasımsız olarak kıymetli evrak iptalinin istendiği, keşidecisi ...'e ait olan 29.12.2017 tarih .... nolu 45 bin TL bedelli çekin kaybolduğundan bahisle iptalini talep ettiği mahkemece verilen kesin süre içerisinde dava konusu Çekin ibraz eden üçüncü kişi ...'a karşı istirdat davası açıldı belirtilerek konusuz kalan dava hakkında karar vermeye yer olmadığına dair verilen karar kanun yoluna başvurulmaksızın 17.09.2018 tarihinde kesinleştiği belirtilmiştir.
Çeklerde de uygulanacak olan genel ilkelere göre; Kambiyo senetlerinde mücerretlik(soyutluk) ilkesi geçerli olup, bu ilke bütün mücerret alacaklarda olduğu gibi asıl bir borç ilişkisinin illi bir ilişkinin varlığını bertaraf eden nitelikte değildir. Diğer yandan kambiyo senetlerinden kaynaklanan alacakların mücerretliği bunların asıl borç ilişkisinden tamamen ve her yönden kopmuş olduğu şeklinde anlaşılmamalıdır (Prof. Dr. Fırat Öztan Kıymetli Evrak Hukuku 2.Baskı Sayfa 376-377).
Nitekim mücerretlik ilkesi senedin el değiştirmesi tedavülü halinde söz konusu olacaktır. Senedi elinde bulunduran ve bu senede dayanarak talepte bulunan hamil aynı zamanda kambiyo senedinin doğumuna neden olan alt ilişkinin tarafı ise bu alt ilişkiden doğan defiler ona karşı ileri sürülebilir (Mahmut Coşkun Kıymetli Evrak Hukuku 3.Baskı Sayfa 69).
Davalı TTK 790.madde gereği yetkili hamil olup, kambiyo hukukuna ilişkin bu genel ilkeler 6102 sayılı TTK'nun 778.maddesinin atfıyla bonolarda da uygulanması gereken TTK 687.maddesinde; "Poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğerki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun. " şeklinde ifade edilmiştir.
Buna göre kural olarak mücerretlik ilkesi gereğince keşideci ile hamiller arasında temel ilişki bulunmayan durumlarda kişisel defiler hamile karşı ileri sürülemez.
Senedin bedelsiz olduğu, temel bir borç ilişkisine dayanmadığı hususu kişisel defilerden olup, kural olarak senet hamiline karşı keşideci tarafından ileri sürülemeyecektir. Ancak maddede belirtildiği üzere hamil, senedi iktisap ederken senedin bedelsiz olduğunu biliyor veya bilmesi gerekiyor ve buna rağmen borçlunun zararına hareket etmiş ise senedin mücerretliği ve iyiniyetli hamil olduğu ilkesine dayanamayacaktır.
Somut olayda asıl dava keşideci tarafından hamile karşı açılan çeke dayalı menfi tespit istemine ilişkin; birleşen dava ise keşideci tarafından düzenlenerek kendisine verilen aynı çeki kaybetmiş olması nedeniyle çekin istirdadı için açıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece asıl davanın davalının çeki ciro silsilesi ile edinen iyi niyetli meşru hamili olduğu gerekçesi ile reddine; birleşen davanın ise davalının meşru hamili olduğu, çeki iktisabında kötü niyetinin kanıtlanamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. Kararı istinafa asıl dava davacısı getirmiştir.
Mahkemece, yargılamanın HMK'da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına göre ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nin 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 71,80 TL harcın mahsubu ile bakiye 12,50 TL harcın istinaf eden davacıya İADESİNE,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK'nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK'nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 22/10/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
....
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.