
Esas No: 2021/11299
Karar No: 2022/1079
Karar Tarihi: 10.02.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/11299 Esas 2022/1079 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Taraflar arasındaki tespite itiraz davasında 131 ada 478 parsel sayılı taşınmazın davalıların zilyetliği olduğu ancak davacıların dayandığı eski tapu kayıtlarındaki yerin 24.000 m2'lik kısmının davacı adına tapuya kaydedilmesine ve diğer yarısının müteveffa mirasçıları arasında paylaştırılmasına karar verilmiştir. Ancak kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluştuğu için karar bozulmuştur. Kanunlardan T.C. Anayasası'nın 141. maddesi, HMK'nin 297/2 ve 298/2 maddeleri kararda atıfta bulunulmuştur.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tespite İtiraz
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı Hazine vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Mahkemece verilen önceki karar ... tarafından bozulmuş olup bozma ilamında özetle; "Dava konusu 131 ada 478 parsel sayılı taşınmaz yönünden askı ilan süresi içerisinde dava açılmış olması nedeniyle Kadastro Mahkemesinin görevli olduğu, belirtilen nedenle Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi" gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davacı ... ve davacı müteveffa ... mirasçılarının davalarının kabulüne, davacı ... ve davacı müteveffa ... mirasçılarının zilyetlik koşulları oluştuğu gibi davacının dayandığı eski tapu kayıtlarının dava konusu yeri kapsaması nedeniyle 131 ada 478 nolu parsel içerisinde bulunan, fen bilirkişi raporunda "A'' harfi ile gösterilen 24.000 m2 lik yerin davacı ... adına 1/2 hisseli olmak üzere tapuya kayıt ve tesciline, davacı müteveffa ...'ın 1/2 hissesinin ise mirasçıları arasında veraset ilamındaki 1'er payları oranında kayıt ve tesciline; dava konusu ... İli ... İlçesi ... Mahallesi 131 ada 478 parsel için düzenlenen 2006 tarihli mera kaydındaki fen bilirkişi raporunda ''A'' harfi ile gösterilen 24.000 m2 kısmın tespitinin iptaline karar verilmiştir.
Hüküm, davalı Hazine vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Somut olayda, Mahkemece, karar duruşmasında "... Davacı ... ve davacı müteveffa ... mirasçılarının zilyetlik koşulları oluştuğu gibi davacınıın dayandığı eski tapu kayıtlarının dava konusu parseli kapsaması nedeniyle davalarının kabulüne, ilgili parselin davacılar adına tesciline, dava konusu ... İli ... İlçesi ... Mahallesi 131 ada 478 parsel için düzenlenen 2006 tarihli mera kaydının tespitinin iptaline ..." yönelik olarak tefhim edilen hükmün, gerekçeli kararın yazımı sırasında "... davacı ... ve davacı müteveffa ... mirasçılarının davalarının kabulüne, davacı ... ve davacı müteveffa ... mirasçılarının zilyetlik koşulları oluştuğu gibi davacının dayandığı eski tapu kayıtlarının dava konusu yeri kapsaması nedeniyle 131 ada 478 nolu parsel içerisinde bulunan, fen bilirkişi raporunda ''A'' harfi ile gösterilen 24.000 m2 lik yerin davacı ... adına 1/2 hisseli olmak üzere tapuya kayıt ve tesciline, davacı müteveffa ...'ın 1/2 hissesinin ise mirasçıları arasında veraset ilamındaki 1'er payları oranında kayıt ve tesciline; dava konusu ... İli ... İlçesi ... Mahallesi 131 ada 478 parsel için düzenlenen 2006 tarihli mera kaydındaki fen bilirkişi raporunda ''A'' harfi ile gösterilen 24.000 m2 kısmın tespitinin iptaline..." yönünde düzeltilmiş olması nedeniyle, iptal edilen kısım ve mera kaydı yönünden kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki ve aykırılık oluşturulmuştur.
T.C. Anayasası'nın 141. maddesi hükmü uyarınca, duruşmaların aleniyeti kuralı gereği, tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli kararın birbirine aykırı ve çelişik olmaması gerekir. Buna göre, yargılama açık olarak yapılacak ve HMK'nin 297/2. maddesi hükmü gereğince de yargılama sonunda verilen kararda taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan haklar sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde açıkça gösterilir. Aynı Kanun'un 298/2. maddesi hükmü ise sonradan yazılacak gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağını amirdir. Bu nedenle mahkeme hükmü tek olduğundan ve kısa kararla aynı sonuçları taşıyacağından kısa karar ve gerekçeli karar arasında çelişki halinde ortada yasaya uygun bir hükmün varlığından söz edilemez. Nitekim ... İçtihatları Birleştirme Genel Kurulunun 10.04.1992 tarihli ve 7/4 sayılı kararında da, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili bulunmasının bozma nedeni sayılacağı belirtilmiştir.
O halde, Mahkemece yapılacak ...; önceki karar ile bağlı olmaksızın çelişki giderilmek suretiyle yeni bir karar vermekten ibarettir. Açıklanan nedenlerle, hüküm, Kanuna ve ... İçtihadı Birleştirme Kararına aykırı olarak tesis edildiğinden bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalıların temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulüyle, Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre hükmü temyiz eden davalıların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince ... ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalı ... Başkanlığına iadesine 10.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.