Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/691
Karar No: 2013/5238

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/691 Esas 2013/5238 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı, tapuda Hazine adına kayıtlı olan bir taşınmazda zilyetlik iddiasıyla tapu iptali ve tescil davası açmıştır. Mahkeme, orman kadastrosunun yapılmamış olmasından dolayı davayı reddetmiştir. Ancak Yargıtay, 5304 sayılı Kanun ile değişen 3402 sayılı Kanun'un 4.maddesi uyarınca orman kadastrosu yapılmışsa, orman niteliğiyle tespit edilen taşınmazın tespiti kesinleştikten sonra kişiler tarafından ancak 10 yıllık süre içinde tapu kaydına dayalı olarak tespitin iptaline karar verilmesi istenebileceğini belirterek, davayı bozmuştur. Kanunun 4.maddesinin üçüncü fıkrası ve yapılan değişiklikler, orman kadastrosunun yapılması ve sınırlarının belirlenmesi sürecinde hangi prosedürlerin takip edileceğini belirtmektedir.
20. Hukuk Dairesi         2013/691 E.  ,  2013/5238 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili, 27/08/2008 tarihli dilekçesinde tapuda orman niteliğiyle Hazine adına kayıtlı Umut Beldesi 132 ada 123 parsel saylı taşınmaz içinde bir bölümün müvekkilinin zilyet ve tasarrufunda olup, yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğiyle taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu iddiasıyla, tapu kaydının iptaliyle müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, Hazine ve Orman Yönetimi aleyhine açılan davanın reddine, ... Başkanlığına açılan davanın ise husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, tapu iptali ve tescil niteliğindedir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu, 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, 31/12/2003 ilâ 29/01/2004 tarihleri arasında askı ilânı içerisinde itiraz edilmeyerek kesinleşmiştir.
    Mahkemece, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde yapılan orman kadastrosunun kesinleşmesi nedeniyle ancak; tapu kaydına dayalı olarak dava açılabileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, ulaşılan sonuç dosya içeriğine uygun düşmemektedir.
    10.10.1987 tarihinde yürürlüğe giren 3402 sayılı Kanunun 4. maddesinin üçüncü fıkrası;
    “Kadastro çalışma alanı sınırında orman bulunduğu takdirde; durum çalışmaya başlamadan iki ay önce Orman Genel Müdürlüğüne bildirilir. Bu yerlerin orman sınırlaması ve orman sınırları dışına çıkarma işlemleri 6831 sayılı Orman Kanunu hükümlerine göre orman kadastro komisyonlarınca tesbit ve haritasına işaretlenerek tutanakları ile birlikte kadastro ekiplerine teslim edilir. Bu yerlerin ölçü ve harita işlemleri yukarıdaki sınırlar esas alınarak kadastro ekiplerince ikmal edilir. İki ay içinde kadastro komisyonlarınca orman sınırlarının belirlenememesi halinde kadastro çalışma alanı sınırları kadastro ekiplerince belirlenir ve çalışmalar bu Kanun hükümlerine göre yürütülür. Kadastro ekiplerince bu şekilde tesbit ve ilân edilen yerlerde orman kadastro işlemleri de ikmal edilmiş sayılır. Orman kadastrosu kesinleşmiş yerlerde bu sınırlara aynen uyulur.” şeklinde iken 22.02.2005 gün 5304 sayılı Kanun ile sözü edilen üçüncü fıkra değiştirilmiş ve aynı maddeye dördüncü, beşinci ve altıncı fıkralar eklenmiştir. Bu düzenlemede üçüncü fıkra "Çalışma alanında orman bulunması ve 6831 sayılı Orman Kanununa göre orman kadastrosuna başlanılmamış olması halinde orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve bitişiğinde her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırlarının tayini ve tesbiti kadastro ekibi tarafından yapılır. Ancak; bu çalışmalarda kadastro ekibine Orman Genel Müdürlüğü taşra teşkilatınca görevlendirilecek en az bir orman yüksek mühendisi veya orman mühendisi ile tarım müdürlüklerince görevlendirilecek bir ziraat yüksek mühendisi veya ziraat mühendisinin bildirimden itibaren yedi gün içerisinde iştirak ettirilmesi zorunludur. Bu çalışmalara muhtar ve bilirkişilerin katılmaması halinde çalışmalar re’sen devam ettirilir." şeklinde değiştirilmiş; eklenen beşinci ve altıncı fıkralarda ise, "Çalışma alanındaki ormanların bu ekipçe sınırlandırılma ve tesbitleri yapılarak otuz günlük kısmî ilâna alınır. Bu alanlarda orman kadastrosu yapılmış sayılır", "Orman kadastrosu kesinleşmiş yerlerde bu sınırlara aynen uyulur." hükümlerine yer verilmiştir. Yine, 27.01.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5831 sayılı Tapu Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 2. maddesi ile 6831 sayılı Orman Kanununun 7. maddesinin birinci fıkrasının sonuna; "Ancak, henüz orman kadastrosuna başlanılmamış yerlerde, 3402 sayılı Kadastro Kanunu hükümlerine göre belirlenen orman sınırı, orman kadastro komisyonlarınca belirlenen orman sınırı niteliğini kazanır" cümlesi eklenmek suretiyle 6831 sayılı Kanun hükümleri 3402 sayılı Kanun hükümleri ile uyumlu hale getirilmiştir.
    Yukarıda belirtilen kanunların getirdiği bu yeni düzenlemeler ışığında; yörede 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi uyarınca orman kadastro çalışmaları yapılmış ise, orman niteliğiyle tespit edilen taşınmazın, tespiti kesinleştikten sonra kişiler tarafından ancak 10 yıllık süre içinde tapu kaydına dayalı olarak tespitin iptaline karar verilmesi istenebilir ise de, çekişmeli taşınmazın tespiti 5304 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden önce 31/12/2003 tarihinde yapılmış olup, gerçek kişiler tarafından 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesi uyarınca 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde zilyetliğe dayalı olarak genel mahkemede dava açılabilir.
    Mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarında açıklanan nedenlerle; davacı ...’nin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 07/05/2013 günü oy birliği ile karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi