Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/2904
Karar No: 2022/985
Karar Tarihi: 09.02.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2020/2904 Esas 2022/985 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacılar vakfın gelir fazlasından faydalanma amacına yönelik olarak, vakıf evlâdı olduklarının tespiti için dava açmıştır. Ancak, 1196 ve 1197 tarihli iki ayrı vakfiyenin bulunması sebebiyle, 1196 tarihli vakfiyede kız-erkek ayrımı yapılmadan evlada bırakıldığı için bu vakfiye yönünden davayı kabul etmiştir. 1197 tarihli vakfiyede ise erkek evlat soyundan gelen erkek evlatlara şartın getirildiği ve davacıların kız evlat soyundan geldikleri gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, ilk kararda sadece 1196 tarihli vakfiyeden bahsedilerek, yargılama sonucunda her iki vakfiye yönünden ayrım yapılmaksızın davanın reddine karar verilmiştir. Bu durumun hukuka uygun olmadığı belirtilerek, ilk kararda belirlenen vakfiye yönünden yeniden hüküm kurulmasına ve diğer vakfiye yönünden ise davanın reddine karar verilmesine karar verilmiştir. Kararın dayandığı kanun maddeleri ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370/2. maddesi ile değişen 6217 sayılı Kanun'un 29. maddesidir.
8. Hukuk Dairesi         2020/2904 E.  ,  2022/985 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü.
    K A R A R
    Dava dilekçesinde, davacıların ...'ta ... ...'nın ... fazlasına müstehak vakıf evladı olduklarının tespiti istenmiş; Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Davanın kabulüne dair verilen karar, davalı ... vekili tarafından istinaf edilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine ise Dairemizin 15.01.2020 tarihli ve 2018/15085 Esas ve 2020/166 Karar sayılı ilamında aynen;
    "1. Dosya içindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; dava konusu ...’nın 1945 yılında ... vakıf statüsüne alındığı, dava konusu vakfın 1196 ... (1781 Miladi) ve 1197 ... (1783 Miladi) olmak üzere iki ayrı vakfiyesinin mevcut olduğu, bu vakfiyelerde ... fazlasının evlada verilmesi ile ilgili olarak ayrı ve özel düzenlemelerin bulunduğu, 1196 ... (1781 M.) tarihli vakfiyede "...evladı evladı evladıma zükuren ve inasen ala tarikıl, irs ve biemrillahi teala ve kazaihi evladımdan birisi vefat ettikde ann evlatları valitlerine hisselerine zükuren ve inasen tarikıl, irs mutasarrıf olalar..." denilerek ... fazlasının kız erkek ayrımı yapılmadan batın şartı getirilmeden evlada bırakıldığı anlaşılmakla Mahkemenin bu vakfiye yönünden davayı kabul etmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığına göre, dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2. 1197 ... (1783 Miladi) tarihli vakfiyede ... fazlasına dair 1196 ... (1781 M.) tarihli vakfiyeden farklı düzenlemenin mevcut olduğu, buna göre; "...evladi zükurumun evladı zukurumun evladı evladı zükuruna hassaten inasdan ari olmak üzre..." denilerek ... bu vakfiyedeki taşınmazların ... fazlası için erkek evlat soyundan gelen erkek evlatlara şart kılındığı, davacıların nüfus kayıtları incelenmesinde anneleri Sebahat ile Hican ve anneanneleri Hediye üzerinden vakfeden ile soybağı kurulduğu yani vakfedenin erkek evlat soyundan gelmedikleri anlaşılmakla bu vakfiye yönünden davanın reddine karar verilmesi yerine kabulü doğru görülmemiştir." denilerek; 1196 ... tarihli vakfiye yönünden davanın kabulüne dair karar yönünden davalının temyiz itirazları reddedilmiş, 1197 ... tarihli vakfiye yönünden ise ... fazlasının erkek evlat soyundan gelen erkek evlatlara şart kılındığı, davacıların ise kız evlat soyundan geldikleri gerekçesi ile bu vakfiye yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğine işaret edilerek mahkeme kararı bozulmuştur.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak dava konusu vakfın ... fazlası için birbirinden farklı şartlar içeren1197 ... (1783 M.) ve bozma kapsamı dışında kalan 1196 ... (1781 M.) tarihli vakfiyeler yönünden ayrım yapmaksızın davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, vakfın gelir fazlasından faydalanma amacına yönelik ... fazlasına müstehak vakıf evladı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
    1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, Mahkemece bozma gereklerine uygun biçimde hüküm verildiğine göre davacılar vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2. Davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; Usuli müktesep hak, bir davada taraflar, mahkeme ve ... tarafından yapılmış ve istisnalar kapsamında olmayan bir işlemle taraflardan biri lehine doğmuş uyulması zorunlu olan hakkı ifade eder. Mahkemenin ...’ın bozma kararına uymasıyla bozma kararı lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış bir hak doğabileceği gibi bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli müktesep hak gerçekleşebilir.
    Usuli müktesap hak ilkesi, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve yargı kararlarına karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla ... uygulamaları ve öğretide kabul görmüş usul hukukunun vazgeçilmez ilkelerinden biri haline gelmiştir. Bu ilke, özlü bir biçimde 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı İçtihadı Birleştirme Umumi Heyeti Kararı ile açıklanmış olup ... bu kararda da belirtildiği gibi, bozmaya uyulmakla bir taraf yararına "usulî müktesep hak" doğar. Artık bozmanın kapsamına girmeyen hususlarda yeni bir karar verilemez.
    Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden Mahkemece, davacıların dava konusu vakfın ... fazlasına müstehak evlat olduklarına dair verilen ilk karar davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizce; 1196 ... tarihli vakfiye yönünden davalı vekilinin temyiz itirazları reddedilmiş, 1197 ... tarihli vakfiye yönünden ise davanın reddine karar verilmesi gerekçesi ile bozulmuştur.
    Buna göre, 1196 ... tarihli vakfiye yönünden verilen önceki karar bozma dışı bırakılarak kesinleştiğinden, bu vakfiye bakımından yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken infazda tereddüt oluşturacak şekilde her iki vakfiye yönünden ayrım yapılmaksızın davanın reddine karar verilmesi doğru değil ise de; bu husus yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden bozma nedeni yapılmamış, 6100 sayılı HMK’nin 6217 sayılı Kanun'un 29. maddesi ile değişik 370/2. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte gösterilen nedenle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan sebeplerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yerel mahkeme gerekçeli kararının hüküm (1) nolu fıkrasındaki "Davanın REDDİNE," ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine; "Davanın kabulüne dair verilen ilk kararda dava konusu vakfa ait 1196 ... tarihli vakfiye yönünden verilen karar bozma dışı bırakılmakla ... bu vakfiye yönünden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, 1197 ... tarihli vakfiye yönünden ise davanın reddine" ibaresinin yazılmasına, Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nin 6100 sayılı HMK’nin 6217 sayılı Kanun'un 29. maddesi ile değişik 370/2. maddesi gereğince DÜZELTİLMİŞ BU ŞEKLİ İLE ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi