Esas No: 2021/5993
Karar No: 2022/968
Karar Tarihi: 09.02.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/5993 Esas 2022/968 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Davacı taraf, yapılan sayısallaştırma çalışmalarında tapuda kayıtlı bulunan mera vasfındaki taşınmazın yüzölçümünün azaldığını ileri sürerek tespite itiraz etmiştir. İlk derece mahkemesi bu itirazı reddetmiş, bölge adliye mahkemesi de istinaf başvurusunu esastan reddetmiştir. Ancak davacı vekilinin temyiz itirazları sonucunda, çekişmeli taşınmazların 2016 yılında toplulaştırma sonucu yeni parsel numaraları aldığı ve bu nedenle kurulan hükmün infaz kabiliyeti bulunmadığı belirlenmiştir. Bu nedenle, mahkemece yeniden keşif yapılıp toplulaştırma sonucu oluşan yeni parsel numaraları ve yüzölçüm miktarları dikkate alınarak infazı kabil bir karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kanunlar ise; davacının itiraz ettiği sayısallaştırma çalışmalarına ilişkin olarak 3402 sayılı Kadastro Kanununun 1. maddesi açıklanırken, temyiz itirazlarına ilişkin olarak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371, 373/1 ve 353/(1)-b.1 maddelerine yer verilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Kadastro
MAHKEMESİ : ... Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasında ... Kadastro Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olup, bu kez davacı vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
... İlçesi ... Mahallesinde yapılan sayısallaştırma çalışmaları sırasında, tapuda davacı adına kayıtlı bulunan 113 ada 37 parsel sayılı mera vasfındaki 97.500 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, 113 ada 254 parsel 93.409,33 m2 ile 113 ada 255 parsel 17,89 m2 yüzölçümlü olarak; 103 ada 37 parsel sayılı mera vasfındaki 363.025 m2 yüzölçümündeki taşınmaz ise, 280.151,95 m2 yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir.
Davacı Hazine, sayısallaştırma çalışmaları sırasında Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerin bir kısmının idarenin hatası nedeniye azaldığını ileri sürerek tesbite itiraz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; dava konusu edilen 103 ada 17 numaralı mera parselinin 18.05.1971 tarihli kadastro tutanağında yüzölçümünün 363.025 m2 olduğu, 28.05.1997 yılında baraja terkin tutanağı ile; B:51.943, B1:32.081m2 (Maliye istimlak), kalan A:279.001 m2 olarak belirlendiği, parselin mera çalışmaları öncesinde 1997 yılında Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığının 3.8.90 tarihli G3-1394 sayılı kararına istinaden yaklaşık 84 hektarlık alan meradan terkin edilerek ... Barajına katıldığı, daha sonra 2011 yılında yapılan mera çalışmaları sırasında 1997 yılında baraja terkin edilen kısım sehven unutulup, ilk hali gibi tespit gördüğü, davaya konu edilen 2015 yılındaki sayısallaştırma çalışmalarında da yüzölçümü 280.151,95 m2 olarak tespit gördüğünün anlaşıldığı, ... bu davadan sonra 3083 sayılı Yasa'ya göre 3.6.2016 tarihli 6279 sayılı toplulaştırma işlemi ile 128 ada 11 nolu mera parseli olarak belirlendiğinin anlaşıldığı, diğer dava konusu edilen 113 ada 37 numaralı mera parselinin 25.05.1971 tarihli kadastro tutanağında yüzölçümü 97.500 m2 olduğu, 23.05.1997 yılında terkin ve ifraz tutanağı ile; A:3.435 (baraja terkin), kalan B:94.065 m2 (ifrazen 113 ada 254 parsel oldu) olarak belirlendiği, 14.06.2009 tarihli kadastro tutanağı ile 113 ada 37 parsel ifrazen iki parsele ayrılarak; 113 ada 254 parsel, 113 ada 255 parsel olduğu, 255 parsel de keşifte zeminde gözlemlenen ... direk yeri olduğu, ancak buna rağmen kamulaştırma yapılmadığı için 255 parsel (17.90 m2) mera vasfında kaydedildiği, davaya konu edilen 2015 yılındaki sayısallaştırma çalışmalarında da 113 ada 254 parselin yüzölçümü 93.410,26 m2, 113 ada 255 parselin direk yeri olarak yüzölçümü 17.89 m2 olarak tespit gördüğünün anlaşıldığı, ... bu davadan sonra 3083 SY göre 3.6.2016 tarihli 6279 sayılı toplulaştırma işlemi ile 128 ada 1 ve 5 nolu mera parseli olarak belirlendiği, bu haliyle, davaya konu edilen sayısallaştırma çalışmasında yanılma sınırı dışında kalan alanın, meradan terkin edilerek 1997 yılında ... Barajına katılan ve 2011 yılındaki mera çalışmalarında terkin edilen bu kısmın sehven unutulan kısım olduğu, mera çalışmalarında daha önceki tarihte baraja terkin edilen kısmın unutulduğunun anlaşıldığı, dava konusu 113 ada 37 parsel ayrıca 2009 yılında 113 ada 354 ve 255 parsel olarak ifraz edildiği, 255 parselin ... direk yeri olarak ayrıldığının anlaşıldığı, neticeten davalı taşınmazın sınırları değişmediği halde parselin ilk tesis kadastrosu ile sayısallaştırma tutanağında belirlenen yüz ölçümleri arasındaki farkın ve dolayısıyla davacı tarafın yüzölçümü farklılığı olarak düşündüğü farkın yukarıda açıklanan baraja terkin ve ... direk yeri olarak ifrazdan kaynaklandığı ve bu hususların yüzölçümü sayısallaştırma çalışmalarında göz önünde bulundurularak, parsellerin sınırlarının paftasıyla ve araziyle uyumlu olarak ve değişiklik belgelerindeki cephelerine dikkat edilerek yapıldığının anlaşıldığı, dava konusu edilen parsellerin muhtelif işlemlere tabi tutulduğu, idareden kaynaklanan herhangi bir hata ve kaybın bulunmadığı, yüzölçümü sayısallaştırma işlemlerinde hata olmadığı anlaşılmakla davanın reddine, dava konusu 103 ada 17 parsel ve 113 ada 37 parselden ifrazen oluşan 113 ada 254 ile 113 ada 255 parsel sayılı taşınmazların 3402 sayılı Kadastro Kanun'un Ek-1 maddesi uygulaması sonucu oluşturulan sayısallaştırma komisyon tutanağındaki tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
Hükme karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. ... Bölge Adliye mahkemesi 16. Hukuk Dairesince yapılan istinaf incelemesi sonucunda; dava konusu taşınmazlardan 103 ada 17 parsel numaralı taşınmazın 84.024 m2'sinin, 113 ada 37 parselin 3.435 m²'sinin, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın 03.08.1990 tarihli ve G3-1394 sayılı kararına istinaden 1997 yılında ... Barajı alanına terk edildiği, ayrıca 113 ada 37 parselin 2009 yılında 254 ve 255 parsellere ifraz görerek 17,90 m²'sinin ... için direk yeri olarak 255 parsel olarak ifraz edildiği, sonuç olarak taşınmazlardaki eksilmenin sayısallaştırma işlemlerinden kaynaklanmadığı ve sayısallaştırma işlemlerinde hata olmadığı, bu nedenle yerel mahkemenin kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, davacı tarafın istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK'nin 353/(1)-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir. Davacı vekilince, süresi içerisinde bölge adliye mahkemesi kararı temyiz edilmiştir.
1. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, yapılan yargılama ve uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere, hukuki ilişkinin nitelendirmesine göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kadastro hakimi doğru, infazı kabil, infaz sırasında tereddüt oluşturmayacak şekilde ve çekişmeli taşınmazın tamamı hakkında sicil oluşturmaya elverişli bir karar vermek zorundadır. Dosya kapsamı incelendiğinde çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede ... bu temyize konu yargılama devam ederken 2016 yılında toplulaştırma yapıldığı ve taşınmazların sırasıyla 128 ada 1 parsel, 128 ada 5 parsel ve 128 ada 11 parsel numarası aldığı sabittir. Eski parsel numaraları ile sayısallaştırmadaki tesbit gibi tescile şeklinde hükümle yetinilmesi hatalı olup, kurulan hükmün infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Mahkemece yapılacak ...; taşınmazlar başında keşif yapılıp, toplulaştırma sonucu oluşan yeni parsel numaraları, yüzölçüm miktarları dikkate alınarak infazı kabil bir karar verilmesidir.
SONUÇ: Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nin 373/1 maddesi uyarınca kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının HMK'nin 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine 09.02./2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.