Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/6429
Karar No: 2022/971
Karar Tarihi: 09.02.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/6429 Esas 2022/971 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2021/6429 E.  ,  2022/971 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
    MAHKEMESİ : ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasında ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen hükme karşı davalı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiş olup, bu kez davacı tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    ... İlçesinde 3402 Sayılı Kadastro Kanunu'nun Geçici 8. maddesi gereğince yapılan kadastro sonucunda, ... köyü ... mevkii çalışma alanında bulunan 252 ada 568 parsel sayılı 2.564,05 metrekare yüzölçümündeki ve 252 ada 504 parsel sayılı 302,34 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, beyanlar hanesinde "üzerlerindeki zeytin ağaçları ...'a ait olduğu" yönünde şerh verilerek tarla vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.
    Davacı ... vekili, kazandırıcı zamanaşımı, imar ve ihyaya dayanarak söz konusu taşınmazların tapusunun iptali ile davacı adına tescil edilmesi istemiyle dava açmıştır.
    Davalı Hazine vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Dahili davalılar ... vekili ve ... vekili, davanın reddini savunmuştur.
    İlk derece mahkemesince, keşif sırasında dinlenen tanık beyanları, alınan teknik bilirkişi raporları sonucunda, dava konusu taşınmazın kesinleşmiş orman kadastrosu dışında kaldığı, üzerinde orman bitki örtüsüne rastlanmadığı, bitişiğinde kalan taşınmazlarda da orman bitki örtüsüne rastlanmadığı, öncesinin de orman olmadığı, taşınmazlarda zilyetlikle kazanıma uygun yaşlarda zeytin ağaçlarının bulunduğu, taşınmazlarının davacı tarafından imar ve ihya edildiği, mera, yaylak ve kışlak da olmadığı anlaşılmakla, dava konusu taşınmazlarda davacının kadastro çalışmaları yapılmadan evvel 20 sene öncesine dayalı kesintisiz ve aralıksız malik sıfatıyla zilyetliği mevcut olup, taşınmazlarda imar ve ihya şartının da gerçekleştiği anlaşıldığından, Hazineye karşı açılan davanın kabulü ile 252 ada 568 parsel ve aynı yerde 504 parselde davalı hazine adına kayıtlı taşınmazların tapusunun iptali ile davacı adına zeytinlik vasfında tapuda kayıt ve tesciline, ... Belediye Başkanlığına ve ... Büyükşehir Belediye Başkanlığına açılan davanın husumetten reddine karar verilmiştir.
    Hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi'nce yapılan incelemede; davanın, zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescili davası olduğu, dava konusu taşınmazın bulunduğu yörede tapulama çalışmalarının 766 sayılı Kanun'a göre yapılarak 1963 yılında kesinleştiği, dava konu yerin bu çalışmalarda çalılık olması nedeni ile tescil harici bırakıldığı, dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarına göre de tescil harici bırakıldıktan sonra davacının babası tarafından çalılığın temizlenerek zeytin fidanları dikildiği, babasından davacıya kaldığı ve zeytinlere davacının baktığı, 2014 yılında taşınmazın bulunduğu bölgede 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun Geçici 8. maddesine göre kadastro çalışmaları yapıldığı, bu kadastro çalışmaları sırasında edinme sütununa taşınmazın 1979 yılından beri davacı ... tarafından tarla olarak kullanılıp 1980 yılında üzerine davacı tarafından zeytin dikildiği belirtilmek suretiyle Hazine adına tespit ve tescilinin yapıldığı, beyanlar hanesine de üzerindeki zeytin ağaçlarının davacı ...'a ait olduğunun yazıldığının dosya kapsamına göre sabit olduğu belirtilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesine göre; taşınmazın bulunduğu yörede orman kadastrosu 1948 yılında yapılarak kesinleşmiş olup dava konusu taşınmaz orman sınırları dışında bırakılmıştır. Yine 1985 yılında 2896 sayılı Kanun'a; 1989 yılında 6831 sayılı Kanun'un 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B maddesine göre yapılan ve kesinleşen kadastro çalışmalarında da dava konusu taşınmaz orman sınırları dışında bırakıldığı, orman mühendisi tarafından dosyaya sunulan bilirkişi raporunda, en eski tarihli hava fotoğrafı olan 1943 ve 1953 tarihli hava fotoğrafları ile bunların altlık oluşturduğu 1948, 1958 ve 1976 tarihli memleket haritalarında üzerinde çalılık rumuzu bulunan yeşil renkli çalılık alanda kaldığı, 1997 yılına ait hava fotoğrafında tarım alanı vasfında olduğu, taşınmazların kuzey-güney yönünde eğimli olup klizimetre aleti ile yapılan ölçümde 504 nolu parselin %40, 568 nolu parselin ise %20 eğimli olduğunun tespit edildiğinin belirtildiği, ziraat mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen raporda ise 504 parsel sayılı taşınmazın eğiminin kuzey-güney istikametinde %40 olduğu, 568 parsel sayılı taşınmazın eğiminin ise kuzey-güney istikametinde %20 olduğu, üzerinde 25-35 yaşlarında zeytin ağaçları ile kaplı olduğu ve zeytinlik vasfında bulunduğunun belirtildiği, 6831 sayılı Kanun'un 1/J maddesinde “funda veya makilerle örtülü orman ve toprak muhafaza karakteri taşımayan yerlerin orman sayılmayacağı" hükme bağlanmış olmakla birlikte, maddenin karşı anlamından orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan çalılık, fundalıklarla örtülü yerlerin orman sayılacağı açık olduğu, teraslama ve hafriyatla taşınmazın eğiminin düşürülmesinin taşınmazın gerçek niteliğini değiştirmeyeceği, bilimsel yönden eğimi % 12’nin üzerinde olan taşınmazların toprak muhafaza karakteri taşıdığı kabul edildiği gibi 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 23/P maddesinde % 12'den fazla eğimli olan maki ve fundalık yerlerin toprak muhafaza karakteri taşıyacağı ve 26/j maddesinde bu tür yerlerin orman olarak sınırlandırılmasının zorunlu olduğu ve aynı maddenin ikinci fıkrasında bu yerler orman rejimine girdiğinden herhangi bir nedenle orman kadastrosu sınırlarının dışında bırakılmış olmasının orman olma niteliğini ortadan kaldırmayacağı ve 4999 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 7. maddesi gereğince de herhangi bir nedenle sınırlama dışı bırakılmış orman olması nedeniyle her zaman orman sınırları içine alınabileceği hükme bağlandığı, öte yandan salt eğiminin yüksek olması bir yerin kazanılmasına engel olmadığı, yüksek eğimle birlikte söz konusu yerin eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarında fundalık ve çalılık olması da gerektiği, somut olayda, dava konusu taşınmazın en eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritalarında çalılık vasfında olduğu gibi eğiminin % 20 ile % 40 olduğu, davacının babasının çalılıkları temizleyerek tarla haline getirip zeytin diktiği devamında taşınmazın davacı tarafından kullanıldığı, dosya kapsamına göre sabit olduğuna göre mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğuna işaret edilerek istinaf başvurularının kabulüne, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/522 Esas, 2018/78 Karar sayılı 07.02.2018 tarihli kararının HMK'nin 353/(1)-b.2 maddesi gereğince kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına; davalı Hazineye yönelik davanın reddine, dahili davalılar ... ve ... Büyükşehir Belediyesine yönelik davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir. Davacı vekili, Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyiz etmiştir.
    Somut olayda çekişmeli taşınmazların, evveliyatı itibariyle, 6831 sayılı Kanun'un 1/J maddesi kapsamında eğimi %12'yi aşan (toprak muhafaza karakteri taşıyan) çalılık niteliğinde olduğunda ihtilaf bulunmamaktır. Ihtilaf, bu nitelikteki taşınmazların kazanımının mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Bu tür yerlerde mevcut taşınmazların orman kadastrosunda orman sınırları dışarısında bırakılma tarihinden sonra sürdürülen zilyetliğe kıymet verilmesi gerekmektedir. Taşınmazın orman sınırları dışarısında bırakıldığı tarihten 3402 sayılı Kanun'un Geçici 8. maddesine göre yapılan genel arazi kadastrosundaki tespit tarihine kadar kazanmaya yeterli zilyetlik süresi geçmiş ve 3402 sayılı Kanun'un 14. ile 17. maddesinde aranan şartlar da gerçekleşmiş ise taşınmazın gerçek kişiler adına tespit ve tescil edilmesi mümkün olabilecektir.
    Dosya kapsamındaki tüm bilgi ve belge, beyanlar, hükme esas alınan ziraat, orman ve fen bilirkişi raporları incelendiğinde, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu çalışmalarında orman sınırları dışarısında bırakıldığı tarihten tespit tarihine kadar Kanun'un aradığı 20 yıllık sürenin geçtiği, taşınmazlar üzerinde 35-40 yaşlı 70 adet ve 25-30 yaşlı 10 adet zeytin ağacının bulunduğu ve taşınmazda davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluştuğu açıktır. Davacının davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle davanın reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda gösterilen nedenlerle davacı vekilinin yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nin 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HMK'nin 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine 09.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi