Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/6418
Karar No: 2022/967
Karar Tarihi: 09.02.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/6418 Esas 2022/967 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Bu mahkeme kararı, uygulama kadastrosu sırasında tapularda kayıtlı olan taşınmazların yüzölçümlerinin doğru tespit edilip edilmediği konusuyla ilgilidir. Davacı taraf, kendilerine ait taşınmazın yüzölçümünün eksik tespit edildiğini ve yanlışlığın davalılara ait taşınmazlardan kaynaklandığını iddia etmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda, dava konusu taşınmazların yenileme kadastrosu sonucu hesaplanan yüzölçümleri ile tapu yüzölçümleri arasındaki farklılığın parsellere uygulanan toprak tevzi komisyon paftasının hatalı uygulanmasından kaynaklandığı tespit edilmiştir. Bunun üzerine davacının istinaf başvurusu esastan reddedilmiştir. Ancak, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen bu karar temyiz edilerek Yargıtay'a götürülmüştür. Yargıtay, hükme esas alınan tek kişilik teknik bilirkişi raporunun denetime elverişsiz olduğu gerekçesiyle üç kişilik uzman bilirkişi kurulundan yeni bir rapor alınmasını ve sonucuna göre karar verilmesini kararlaştırmıştır. Kararda, uygulama kadastrosuna itir
8. Hukuk Dairesi         2021/6418 E.  ,  2022/967 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
    MAHKEMESİ : ... Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasında ... Kadastro Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olup, bu kez davacı vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Uygulama kadastrosu sırasında, ... Köyü ... mevkii çalışma alanında ve tapuda davacı adına kayıtlı bulunan eski 1292 parsel sayılı 25.000 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, 145 ada 29 parsel numarasıyla 24.455,89 m2 yüzölçümlü olarak; davalılar adına kayıtlı bulunan eski 1295 parsel sayılı 14.000 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, 145 ada 42 parsel numarasıyla 17.295,54 m2 yüzölçümlü olarak; eski 1294 parsel sayılı 9.000 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, 145 ada 37 parsel numarasıyla 9.754,46 m2 yüzölçümlü olarak tesbit edilmiştir
    Davacı Hazine vekili, uygulama kadastrosu sırasında kendilerine ait taşınmazın yüzölçümünün eksildiğini ve yanlışlığın davalılara ait taşınmazlardan kaynaklandığını ileri sürerek tesbite itiraz etmiştir.
    İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; dava dilekçesi, cevap dilekçesi, davacı ve davalıların yargılama aşamasındaki beyanları, keşif, keşifte dinlenen mahalli bilirkişi fen ve ziraat bilirkişisi raporu ve tüm dosya kapsamı itibariyle davacı Hazine adına tespit gören davalı 145 ada 29 nolu parsel nolu taşınmazlarda 3402 sayılı Kanun'un 22/a maddesi sonucu yapılan yenileme kadastrosu çalışmaları sonrasında tesis kadastrosunda tespit edilen yüz ölçümünün 25.000.00 m2 iken 24.455.89 m2 olarak tespit edildiği, 11.07.2016 tarihli harita mühendisi tarafından düzenlenen bilirkişi raporu itibariyle dava konusu parsellerin müşterek sınırlarının yörece tırman olarak tabir edilen yarım metre yüksekliğindeki sınırlarla çevrili olduğu, bu sınırların hava fotoğrafı ve ortofoto harita üzerindeki sınırlarla çakıştığı, bu sınırların sabit sınır olarak alınması sonucu yapılan inceleme itibariyle dava konusu parsellerin yenileme kadastrosu sonucu hesaplanan yüzölçümleri ile tapu yüzölçümleri arasındaki farklılığın ilk tesis kadastro çalışmaları sırasında parsellere uygulanan toprak tevzi komisyon paftasının zeminde kuzey-güney yönünde sistematik bir kaydırma yapılarak hatalı uygulanması sonucunda sınırlandırma hatasına sebebiyet verdiği, yapılan sınırlandırma hatasının tersimat ve hesap hatasına yol açtığı (ölçüm hatası değil) söz konusu alan farkının zeminde mevcut olmayıp pafta üzerinde şeklen sanal olarak görüldüğü, aslında böyle bir alan farkının olmadığı, yenileme çalışmaları gereğince tespit edilen sabit sınırların doğru değerlendirme yapılarak sınırlandırıldığı, dava konusu parsellerin yüzölçümlerinin yenileme çalışmaları sonucunda doğru hesaplandığı tespit edilmiş olduğu anlaşılmakla davanın reddine, 145 ada 29, 145 ada 37, 145 ada 42 parsel sayılı taşınmazların uygulama tutanakları doğrultusunda tespit gibi tescillerine karar verilmiştir.
    Davacı vekilince hükme karşı isitnaf yoluna başvurulmuştur. ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesince, harita mühendisinin yöntemine uygun şekilde tesis kadastrosu ve 22/a maddesi gereğince yapılan uygulama kadastrosu paftaları ile ortofoto ve hava fotoğraflarının çakıştırılması neticesinde, davacı Hazineye ait 145 ada 29 sayılı parsel ile 145 ada 37 sayılı parsel arasındaki müşterek sınırın, yenileme çalışmalarında tesis kadastro pafta sınırının aynen alındığı, 145 ada 29 sayılı parsel ile 145 ada 42 sayılı parsel arasındaki müşterek sabit sınırın hava fotoğrafı ve ortofoto harita üzerindeki sınırlarla çakıştığı, dava konusu parsellerin yenileme kadastrosu sonucu hesaplanan yüzölçümleri ile tapu yüzölçümleri arasındaki farklılığın ilk tesis kadastro çalışmaları sırasında parsellere uygulanan toprak tevzi komisyon paftasının zeminde sınırlar sabit olmasına rağmen kuzey-güney yönünde sistematik bir kaydırma yapılarak hatalı uygulanması sonucunda sınırlandırma hatasına sebebiyet verdiği, yapılan sınırlandırma hatasının tersimat ve hesap hatasına yol açtığı, söz konusu alan farkının zeminde mevcut olmayıp pafta üzerinde şeklen sanal olarak görüldüğü, aslında böyle bir alan farkının olmadığı, dava konusu taşınmazlarla ilgili uygulama kadastrosunun, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/a maddesi ile bu madde uyarınca 29.11.2006 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren "Kadastro Haritalarının Yeniden Düzenlenmesi ve Tapu Sicilindeki Gerekli Düzeltmelerin Yapılmasında Uygulanacak Usul ve Esaslara İlişkin Yönetmelik" hükümlerine uygun yapıldığı, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı Hazinenin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiştir. Davacı Hazine vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiştir.
    Uygulama kadastrosu yapılırken öncelikle zeminde bulunan ve tesis kadastrosu tarihinde mevcut olan sabit nokta ve sınırlardan, aynı döneme ya da yöreye ait farklı amaçlarla üretilmiş haritalar ile benzeri verilerden yararlanılarak yapılan teknik çalışmalarla, tesis kadastrosuna ait pafta haritaları ortofoto üzerine işlenmekte; haritanın zemine uygun olmaması halinde farklılıkların nerelerden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı tespit edilip varsa hatalar yöntemine uygun şekilde giderilmekte, düzenlenen ada raporu ile yapılan teknik çalışmalar ve gerekçeleri açıklanmakta; bundan sonra yönetmelikte açıklanan ilkeler çerçevesinde taşınmazların bütün sınırları tek tek değerlendirmeye tabi tutularak ilk tesis kadastrosu sırasındaki gerçek fiili duruma ulaşılmaya çalışılarak, uygulama tutanağı düzenlenmekte ve uygulama kadastrosu haritaları üretilmektedir.
    İşte, uygulama kadastrosuna itiraz davaları, uygulama kadastrosu faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik davalardır. Bu nedenle mahkemelerce, uygulama faaliyetine eşdeğer ve amaca uygun bir araştırma yapılması zorunludur. Yönteme uygun inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmeli; değerlendirme yapılırken uygulama kadastrosunun amacının mülkiyet ihtilaflarını çözmek olmadığı ve mülkiyet uyuşmazlıklarının uygulama kadastrosuna ilişkin davalarda tartışma konusu yapılamayacağı göz önünde bulundurulmalıdır.
    Somut olayda Mahkemece dava konusu taşınmazların uygulama kadastrosu sonucunda oluşan müşterek sınırlarının ne sebeple mülkiyet değişikliğine yol açacak şekilde değiştirildiğini açıklamaktan uzak, denetime elverişsiz tek kişilik teknik bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle hüküm kurulması hatalı olmuştur. Mahkemece, yapılacak ...; Dairenin yerleşik ilke ve esaslarına uygun olarak ayrıntılı inceleme ve araştırma yapılması, üç kişilik uzman bilirkişi kurulundan denetime elverişli rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesidir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nin 373/1 maddesi uyarınca kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının HMK'nin 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 09.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi