Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/3013
Karar No: 2013/5273
Karar Tarihi: 08.05.2013

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/3013 Esas 2013/5273 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Dava, tapusuz olan taşınmazın tescili istemine ilişkindir. Ancak, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1957 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sonucunda düzenlenen orijinal kadastro paftasında, taşınmazın Devlet Ormanları ve fundalık niteliğiyle tespit harici bırakıldığı anlaşılmaktadır. Kadastro işlemi olan tesbit dışı bırakma işlemine, araziye ve eylemli duruma uygun düşmeyen bilirkişi ve tanık sözlerine değer verilemeyeceğinden, davaya konu taşınmazların yer aldığı arazi bölümünün orman olarak tesbit dışı bırakıldığının kabulü zorunlu bulunmaktadır. Taşınmazın zilyetlikle iktisabı mümkün olmayacağından, davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, mahkemece ayrıca, orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir. Orman Yönetimi davada davalı sıfatındadır ve usulüne uygun olarak açılmış bir davası bulunmadığı için, çekişmeli taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar vermek usul ve kanuna aykırıdır.
Kanun Maddeleri:
- Medenî Kanunun 713. maddesi
-
20. Hukuk Dairesi         2013/3013 E.  ,  2013/5273 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma talebinin değerden reddine karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R

    Davacı, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ..., ... Mevkiinde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre taşınmazın adına tescilini istemiştir. Mahkemece; davanın reddine, (A) ile gösterilen kısmın orman vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede dava tarihinden önce yapılan ve 19.10.1966 tarihinde ilân edilerek kesinleşen İvedik Serisi Devlet Ormanlarının orman kadastrosu yapılmıştır.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1957 yılında yapılan ve kesinleşen genel arazi kadastrosu bulunmaktadır.
    1) Çekişmeli taşınmazın yörede 1957 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında fundalık niteliğiyle tescil harici bırakıldığı, üzerinde 98 adet 30 - 35 yaşlı deliceden aşılanmış zeytin ağacı ile 2 - 3 yaşlı 30 adet zeytin fidanı ve yine 2 - 3 yaşlı 4 adet zeytin fidanı bulunduğu taşınmazın eğiminin % 16 ile 18 arasında olduğu anlaşılmaktadır.
    Yörede 1957 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sonucunda düzenlenen ve bir örneği dava dosyasına getirtilen orijinalinden fotokopisi çıkarılmış kadastro pafta örneğinden, çekişmeli taşınmazın bulunduğu alanın, bu yerde 1957 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında Devlet Ormanı ve fundalık niteliğiyle tespit harici bırakıldığı anlaşılmaktadır. H.G.K.’nun 21.01.2004 gün ve 2004/8 - 15 E. - 7 K. ve 12/05/2004 gün ve 2004/8 - 242 E. - 292 K. sayılı kararlarında da belirtildiği gibi, çekişmeli taşınmazın bulunduğu bölgede arazi kadastrosu 1957 yılında 5602 sayılı Kadastro Kanunun yürürlüğü sırasında yapıldığı ve davaya konu taşınmazın tesbit dışı bırakıldığı tartışmasızdır.
    3402 sayılı Kadastro Kanununun uygulanmaya başladığı 10/10/1987 tarihten önce 2613, 5602 ve 766 sayılı kanunların hükümlerine göre, kadastrosu yapılacağı ilân edilen ve önceden sınırları belirlenen çalışma alanları içerisindeki ormanlar tesbit dışı bırakılmışlardır. Bir diğer anlatımla; arazi kadastrosu ekipleri ormanların kadastrosunu yapmamış, ancak bölgede daha önce orman kadastrosu yapılıp kesinleşen ve tapuya tescil edilen ormanlara ait kayıtlar, o birliğin çalışma alanının tapu kütüğüne aktarılmıştır (766 sayılı Kanun, madde 46/3). Bölgede orman kadastrosu yapılmamış ise, arazi kadastrosunun yapılacağı bölgedeki ormanların sınırlandırılması Orman İdaresinden istenmiş, idarenin orman sınırlarını belirlemesinden sonra arazi kadastro ekipleri bu sınırlamayı esas almak suretiyle, belirlenen orman sınırına girmeden arazi kadastro çalışmalarını yürütmüşlerdir. Bu uygulama, 3402 sayılı Kadastro Kanununun yürürlüğe girdiği 10/10/1987 tarihine kadar sürdürülmüş, 3402 sayılı Kanunun yürürlüğünden sonra ise anılan Kanunun 4. maddesi gereğince işlem yapılmıştır. Her olaya, olayın meydana geldiği tarihte yürürlükte bulunan kanun hükümlerinin uygulanması gerekir. Bu nedenle; somut olayın 5602 sayılı Kanun hükümleri gereğince irdelemesi yapılıp uyuşmazlığın buna göre çözümlenmesi zorunludur.

    1957 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında davaya konu taşınmazla birlikte bu taşınmazların bitişiğinde bulunan arazi bölümlerinin tesbit dışı bırakıldığı, çekişmeli taşınmazların bitişiğindeki ya da yakınındaki arazi bölümünün ise tarım arazisi niteliğiyle hak sahipleri adına tesbit ve tescil edildikleri anlaşılmaktadır. 1966 yılında seri usulle yapılan orman kadastrosu sırasında davaya konu taşınmazın da içerisinde yer aldığı arazinin orman tahdit hattı dışında kaldığı, yapılan uygulama ile belirlenmiştir. Arazinin konumu ve davalı taşınmaz ile orman arasında ayırıcı bir unsurun olmayışı ve arazi kadastrosunun yapıldığı yıllardaki kadastro ekiplerinin ormanlarla ilgili yukarıda anlatılan çalışma yöntemleri gözönünde bulundurulduğunda, davaya konu taşınmazların yer aldığı arazi bölümünün de orman olarak tesbit dışı bırakıldığının kabulü zorunlu bulunmaktadır. Her ne kadar bilirkişi ve tanıklar taşınmazın öncesinin orman olmadığını, üzerinde imar ve ihyayı gerektirecek nitelikte maki veya benzeri bitki örtüsünün bulunmadığını, taşınmazların davacı tarafından 30 - 40 yıldır kullanıldığını ifade etmişler ise de, kadastro işlemi olan tesbit dışı bırakma işlemine, araziye ve eylemli duruma uygun düşmeyen bilirkişi ve tanık sözlerine değer verilemeyeceğinden ve 6831 sayılı Orman Kanununun 1. maddesi gereğince, "Tabiî olarak yetişen veya emekle yetiştirilen ağaç ve ağaçcık toplulukları yerleriyle birlikte orman sayılır." zaman içinde taşınmaz üzerindeki orman örtüsünün kaldırılmış olması o yerin orman niteliğini kaybettiği anlamına gelmez. Toprağı ile birlikte orman olan taşınmazın zilyetlikle iktisabı da mümkün değildir. Yine, H.G.K.’nun 24/10/2001 gün ve 2001/8 - 964 E.- 751 K. sayılı ve 13/02/2002 gün ve 2002/8 - 183 E. - 187 K. sayılı kararları ile kadastro (tapulama) komisyonlarınca orman sayılarak tesbit harici bırakılan yerlerde, yukarıda yazılı gerekçelerle orman kadastrosunun kesinleştiği güne kadar orman sayılacağından, sürdürülen zilyetliğe değer verilemeyeceği kabul edilmiş olduğundan ve taşınmazın % 16 - 18 eğimli olduğu da gözönüne alınarak bu tar yerlerin zilyetlikle kazanılması mümkün olmadığından ve mahkemece bu hususlar belirlenerek davanın reddine karar verilmiş olduğundan, davacının esasa ilişkin temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2) Ancak, mahkemece; davanın reddine karar verilmiş olmakla beraber (A) ile gösterilen kısmın orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir. Orman Yönetimi davada davalı sıfatındadır ve 08.06.2010 tarihli cevap dilekçesiyle davanın reddini ve dava konusu taşınmazın orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Her ne kadar, TMK’nun 713/6. fıkrasında davalılar ve itiraz edenler, aynı davada kendi adlarına tesciline karar verilmesini isteyebilirler denilmiş ise de, davalı ... Yönetimi 08.06.2010 tarihli dilekçesiyle taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tescil edilmesini talep etmiş olmakla birlikte Orman Yönetiminin usûlüne uygun olarak açılmış bir davası bulunmadığı gibi davacı gerçek kişiler tarafından açılan davaya da harcını yatırmak suretiyle müdahalesi de bulunmadığından, mahkemece davanın reddi ile yetinilmesi gerekirken, çekişmeli taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilmiş olması usûl ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ : Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle; davacının esasa yönelik temyiz itirazlarının reddi ile mahkemece davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün ONANMASINA,
    2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle, davacının çekişmeli (A) bölüme yönelik temyiz itirazlarının kabulüyle bu kısmın orman vasfıyla Hazine adına tesciline yönelik hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine 08/05/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi