Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/2156
Karar No: 2020/1281
Karar Tarihi: 13.02.2020

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2019/2156 Esas 2020/1281 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davalı, elektrik aboneliğinden kaynaklanan alacak için aleyhine başlatılan takibin bir bölümüne haksız olarak itiraz ettiği ileri sürülerek itirazın iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesi talep edilmiştir. Mahkemece, takibe konu asıl alacak bedeli ve ferilerinin tamamının davalı tarafından ödendiği belirlenerek, itirazın iptali davasının yerinde olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, Yargıtay tarafından yapılan incelemede mahkemenin eksik inceleme yaparak karar verdiği belirlenmiş, itiraz dilekçesi tebliğ edilmişse hak düşürücü sürenin dolup dolmadığına karar verildikten sonra uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda borçlu borca kısmen itiraz etmiş ve itiraz dilekçesi tebliğ edilmiştir. Ancak, itirazın iptali davası açmak için öngörülen bir yıllık hak düşürücü süre borçlunun itirazının alacaklıya tebliğ tarihinden itibaren başladığı belirtilmiştir. Mahkemece, yazılı şekilde davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Kanun Maddeleri:
- İcra ve İflas Kanunu Madde 67/1
- 7201 say
3. Hukuk Dairesi         2019/2156 E.  ,  2020/1281 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; davalının, elektrik aboneliğinden kaynaklanan alacak için aleyhine başlatılan takibin bir bölümüne haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek; itirazın iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı, itirazın iptali davasının bir yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını, davacı tarafça menfi tespit davasında borçlu olmadığı belirlenen kısım yönünden de takip yapılmış olması nedeniyle bu tutar yönünden takibe itiraz ettiğini savunarak; davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; takibe konu asıl alacak bedeli ve ferilerinin tamamının davalı tarafından ödendiği belirlenerek, itirazın iptali davasının yerinde olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dairemizin, 28.09.2017 T. 2016/1743 E. 2017/12915 K. sayılı ilamıyla; “Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davaya konu takibin 16.01.2012 tarihinde başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 25.01.2012 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 27.01.2012 tarihinde alacağın 4.651,26 TL"lik bölümüne itiraz ettiği, gerekli tebligat gideri olmadığından itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilemediği, davacı alacaklı vekilinin 28.03.2012 tarihinde itiraz dilekçesinin tarafına tebliğ edilmesi için icra müdürlüğüne dilekçe verdiği, ancak takip dosyası içerisinde itiraz dilekçesinin davacı alacaklı vekiline tebliğine dair belge bulunmadığı, eldeki itirazın iptali davasının ise 11.06.2013 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
    Bu durumda, mahkemece; öncelikle icra müdürlüğü tarafından itiraz dilekçesinin talepte bulunan davacı alacaklı vekiline tebliğ edilip edilmediğinin usulünce araştırılması, itiraz dilekçesi tebliğ edilmişse hak düşürücü sürenin dolup dolmadığının araştırılması ve ondan sonra ulaşılacak sonuca göre uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesi ile hüküm bozulmuştur.
    Mahkemece; bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde; Hatay İcra Müdürlüğü tarafından, davacı (alacaklı) vekiline gönderilen 22/05/2013 tarihli müzekkerede; borçlunun, borca kısmen itiraz ettiği, borçlunun kısmi itiraz dilekçesinin 28/03/2012 tarihinde davacı (alacaklı) vekiline dairede tebliğ edildiği açıkça belirtilmiştir. Bu bağlamda, icra müdürlüğünden gelen yazı cevabına göre, borçlunun kısmi itiraz dilekçesinin, davacı (alacaklı) vekiline 28/03/2012 tarihinde tebliğ edildiği, davacının, itirazın tebliğ edildiği 28/03/2012 tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde eldeki davayı açmadığı, davanın 1 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu tarihten sonra açıldığı gerekçesi ile davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Dava, kaçak elektrik kullanımından kaynaklı başlatılan takibe vaki “itirazın iptali” talebine ilişkindir.
    İcra ve İflas Kanununun 67. maddesinin birinci fıkrasında; "Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir." hükmü yer almaktadır.
    HGK’nın 01.03.2017 günlü ve 2015/22-1048 Esas, 2017/380 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere; itirazın iptali davası, bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması gereken bir dava olup, açık kanuni düzenlemeye göre dava açma süresi itirazın tebliği ile başlayacaktır. Ödeme emrine itiraz, 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine uygun olarak takip alacaklısına tebliğ edilmez ise dava açma süresi başlamayacaktır.
    Buna göre; itirazın iptali davası açmak için öngörülen bir yıllık hak düşürücü süre borçlunun itirazının alacaklıya tebliğ tarihinden itibaren başlar. Bunun dışında bir yol (harici öğrenme v.s) öngörülmemiştir. Nitekim, aynı Kanunun 62/2. madde ve fıkra hükmünde de, itirazın alacaklıya tebliği zorunluluğu getirilmiştir.
    Somut olayda; her ne kadar, alacaklı vekilinin itiraz dilekçesinin kendisine tebliğini istediğine dair talebi icra dosyasında yer almakta ise de; alacaklı vekiline itiraz dilekçesinin tebliğ edildiğine ilişkin tebligat evrakı ya da şerhine ilişkin hiçbir kayıt bulunmadığı anlaşılmakla; itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği ve 1 yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı, bu sebeple de itirazın iptali davasının süresinde açıldığı kabul edilmelidir. Mahkemece; işin esası hakkında yapılacak yargılama sonucunda hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 13/02/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi