2. Hukuk Dairesi 2014/11244 E. , 2014/22538 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Konya 5. Aile Mahkemesi
TARİHİ :13.03.2014
NUMARASI :Esas no:2013/527 Karar no:2014/223
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, davalının her tartışmalarında kocasına "Allah cezanı versin, senden kurtulamayacak mıyım, sen nasıl bir insansın, beceriksiz, defol git, zürriyetin de senin gibi olacak" şeklinde sözler söyleyerek hakaret ettiği ve davacıyla birlikte yaşamaktan ısrarla kaçındığı anlaşılmaktadır. Devamlılık gösteren bu sözlerin, bir anlık öfke ile söylediğini ve sonradan pişmanlık duyulduğunu gösteren delil yoktur. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan bırakmayacak nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Davacının, bu olaylardan sonra davalıyla tekrar birleşmek yönündeki girişimi, iyiniyetini ve evliliğini kurtarma yönündeki samimiyetini gösterme girişimi olup, eşini af niteliğinde değildir. Buna rağmen davalının birlikte yaşamaktan kaçındığı da gerçekleşmiştir. Bu koşullar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya (TMK md. 166/1) karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile isteğin reddi doğru bulunmamıştır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi. 12.11.2014 (Çrş)
KARŞI OY YAZISI
Davacı boşanma davasını, eşinin kendini sinkaflı sözlerle küçük düşürdüğü vakıasına dayandırmıştır.
Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesinde düzenlenen boşanma sebebi, nispi boşanma sebeplerindendir.
Nispi boşanma sebeplerinde, kanunda boşanma sebebi olarak gösterilen olgunun ispatlanmış olması, tek başına boşanma kararı verilebilmesi için yeterli değildir. Oysa mutlak boşanma sebeplerinde, kanunda boşanma sebebi olarak gösterilen olgunun gerçekleşmesi, tek başına boşanma kararı verilebilmesi için yeterlidir. Örneğin zina veya cana kast olgusunun (eyleminin) gerçekleşmesi, boşanma kararı verilebilmesi için yeterlidir. Başka bir koşula gerek yoktur.
Evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle açılan boşanma davalarında, evlilik birliğinin temelinden sarsılması olgusu kanıtlanmış da olsa, bu olgu tek başına boşanma kararı verilmesi için yeterli değildir. Bu olguların yanında, davacı eş için evlilik birliğinin çekilmez hale gelmiş olması da gerekir.
Dosya kapsamına göre, davacı eşin davalı eşini hakaret içeren sözlerle aşağıladığı sabittir. Ancak davacı eşin, davalı eşini kendine yönelik hakaret eylemlerinden sonra, ortak konuta geri çağırdığında da çekişme yoktur. Davacı eş bu olaylardan sonra evlilik birliğini sürdürmek amacıyla eşini geri çağırdığına göre, davacı eş için evlilik birliği çekilmez hale gelmemiştir.
Davacı eşin evliliği sürdürmek amaçlı iyiniyetli ve samimi davetini kabul ettikten sonra, davacı eş için evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini kabule olanak yoktur. Davacının eşini ortak konuta davet etmesi, evliliğin kendisi için çekilebilir olduğunu gösterir.
Değerli çoğunluğun bozma ilamındaki, davalının birlikte yaşamaktan kaçındığı gerekçesine de katılmam mümkün değildir. Çünkü davacının, dava dilekçesinde ve aşamalarda davalı eşinin birlikte yaşamaktan kaçındığı yönünde bir iddiası bulunmamaktadır. Davacı bu olguya dayanmamıştır. Davacının dayanmadığı bir olguyu dairenin bozma ilamında dikkate alması doğru değildir.
Yukarıda açıkladığım nedenlerden dolayı yerel mahkeme kararının onanması gerektiği görüşündeyim. Farklı düşünüyorum.