20. Hukuk Dairesi 2013/2883 E. , 2013/5338 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... ile dahili davalı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ..., dava dilekçesi ile ... Köyü, 722 parsel sayılı 720,00 m² yüzölçümündeki taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu iddiasıyla tapusunun iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir. Mahkemece, tapulama tutanaklarının kesinleşmesinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü süre geçmiş olduğundan 3402 sayılı Kanunun 12/3 maddesi gereğince davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 07/03/2006 gün ve 2005/15382 - 2006/3039 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Hukuk Genel Kurulunun 24.03.1999 tarih ve 1-170 E.- 167 K. sayılı kararına göre, Hazinenin devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yer iddiasıyla açtığı davalarda 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilerek davanın reddine karar verilemeyeceği, bu nedenle, davanın esasına girilerek eski tarihli resmî belgelerin uygulanması suretiyle çekişmeli taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden ve orman sayılan yerlerden olup olmadığının araştırılması ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... dahili davalı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Taşınmazın bulunduğu yerde genel arazi kadastrosu işlemi 1961 yılında yapılmış ve kesinleşmiştir. Bölgede 20.06.1989’da kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamaları bulunmaktadır.
1) Dava konusu taşınmazın davalı gerçek kişiler adına tespit ve tescil edilmiş olduğu, Orman Yönetiminin usulüne uygun açılmış bir davası ya da 3402 sayılı Kanunun 26/D maddesi kapsamında bir katılımının bulunmadığı, yargılama sırasında mahkemenin ara kararı ile davaya dahil edilmesinin Orman Yönetimine taraf sıfatını kazandırmayacağı ve bir davada hükmü temyiz hakkının davanın taraflarına ait olduğu anlaşıldığına göre, dahili davalı ... Yönetiminin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2) Davacı Hazinenin temyiz itirazlarına gelince; incelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu, ... Tapulama Mahkemesinin 1964/725 - 1966/327 sayılı 16.12.1966 tarihinde kesinleşen ilâmıyla dava konusu 722 sayılı parsele ilişkin Orman Yönetimi ve dava dışı .... tarafından açılan kadastro tespitine itiraz davalarının reddedilerek tesbit gibi tapuya tesciline karar verildiği ve adına tescil kararı verilen kişiler yararına 3402 sayılı Yasanın 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığından hükmün onanması gerekmiştir.
SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle; Orman Yönetiminin temyiz dilekçesinin REDDİNE, alınan temyiz harcının istek halinde iadesine,
2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle; davacı Hazinenin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 09.05.2013 gününde oy birliği ile karar verildi.