3. Hukuk Dairesi 2012/22051 E. , 2012/25684 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Dava dilekçesinde davalının ... 2. İcra Müdürlüğünün 2010/10495 Esas sayılı icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına ve %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesinde, müvekkili ile davalı şirketin ... İli ...İlçesi ... Mah. 3393 pafta, K:4, 7 nolu bağımsız bölümde kayıtlı taşınmazın satışı konusunda anlaştıklarını ve 16.02.2009 tarihinde bu hususta taşınmaz satış vaadi sözleşmesi imzaladıklarını, sözleşme gereğince müvekkilinin 17.02.2009 tarihinde 20.000 TL yi davalı şirkete ödediğini, davalı şirketin edimlerini yerine getirmediğini ve bağımsız bölümü teslim etmediğini, daha sonra sözkonusu yerin dava dışı ... isimli bir kişiye tapuda satışının yapıldığını öğrendiklerini, bu şekilde davalının sözleşme hükümlerine aykırı davranması ile müvekkilinin zarara uğradığını, davalı aleyhine, yapılan nakit ödeme ve gecikmeden kaynaklanan zarara karşılık 29.140.01 TL alacağın tahsili amacıyla ... 2. İcra Müdürlüğünün 2010/10495 Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine, davalının haksız ve kötüniyetli itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptali ve takibin devamı ile %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir,Davalı vekili , davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davalı borçlunun ... 2. İcra Müdürlüğünün 2010/10495 Esas sayılı takip dosyasında, 20.000 TL asıl alacak, 2.600 TL zarar ve faiz olmak üzere 22.600 TL üzerinden yapılan takibe vaki itirazının iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacak üzerinden %40 inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.4822 sayılı Yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Yine anılan yasanın 3/d maddesinde, “hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyet” olarak tanımlanmıştır.Bir hukuki işlemin 4077 sayılı Yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. 4077 sayılı Yasanın 23. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.Somut olayda; yüklenici satıcı (davalı) ile alıcı (davacı) arasında düzenlenen 16.02.2009 tarihli harici satım sözleşmesi ile davalının yapıp, davacıya satacağı ... İli, ... İlçesi ...Mah.3393 pafta 4. Kat 7 numaralı bağımsız bölümün 82.500 TL ye satılması konusunda anlaşma yapıldığı anlaşılmaktadır.
Harici satım sözleşmesine konu taşınmazın mesken niteliğinde olduğu, 4077 sayılı yasada tanımlandığı şekilde, davalı yüklenicinin satıcı, davacı alıcının tüketici olduğu anlaşılmakla; aynı yasanın 23. maddesi gereğince davaya bakmaya genel mahkeme değil Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi, yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. O halde mahkemece, davanın Tüketici Mahkemesinde görülmek üzere, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, davanın esasına girilerek hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.Bozma nedenine göre, taraf vekililerinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.