3. Hukuk Dairesi 2019/2506 E. , 2020/1296 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : GAZİANTEP BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali-alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda,davanın reddine dair karar verilmiş olup,tarafların istinaf kanun yoluna müracaat etmesi üzerine,bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan inceleme neticesinde tarafların istinaf taleplerinin esastan reddine yönelik olarak verilen hükmün,süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine;temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra,dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı , davalı ile aralarında akdedilen 20.01.2015 tarihli sözleşme uyarınca davaya konu ilgili adreste kain dairenin davalıca kendisine 105.000 TL bedelle satıldığını,davalıya sözleşme uyarınca toplam 92.500 TL ödeme yaptığını,bakiye 12.500 TL"nin ise dairenin tesliminde ödeneceğinin kararlaştırıldığını,davaya konu dairenin 30.12.2015 tarihinde teslim edileceği kararlaştırılmasına rağmen bu tarihte teslim edilmediğini,bu nedenle sözleşmede belirtilen bitmiş daire bedeli olan 150.000 TL"yi Kahramanmaraş 1. İcra Dairesi"nin 2016/635 E."lı dosyası ile takibe koyduklarını,davalının haksız şekilde takibe itiraz ettiğini,buna ilişkin icra hukuk mahkemesinde itirazın kaldırılması davası açtıklarını ileri sürerek;davanın kabulü ile,150.000 TL alacağın davalıdan tahsilini,aksi halde ödediği bedel olan 92.500 TL"nin ödeme yaptığı 20.01.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini; Kahramanmaraş 1. İcra Dairesi"nin 2016/635 E."lı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve lehine %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı, emlakçı olduğunu, satımına aracılık ettiği işlerden %2 komisyon aldığını, davacının taşınmazın maliki dava dışı ... inşaat ile 16/01/2015 tarihli sözleşmeyi yaparak ilgili dairenin 130.000 TL bedelle satımı konusunda anlaştığını, davacının kendisinin emlakçı olduğunu ve dava dışı ... inşaatın yetkili temsilcisi olmadığını bildiğini,davacının dava dışı ... inşaat ile sözleşmesinin devam ettiğini, sözleşmede belirtilen tarihten daha geç teslim edilmesi halinde davacının yapımcı dava dışı firmadan aylık kira bedeli talep etme hakkı olduğunu savunarak,davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince,taraflar arasında 20/01/2015 tarihli harici daire satışı niteliğindeki sözleşme resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğundan sözleşmenin fer"isi niteliğindeki şartların da geçersiz olduğu, geçersiz sözleşme uyarınca tarafların aldıklarını geri vermekle yükümlü olduğu, davacının, sözleşmede belirtilen ve davalıya verilen 63.000 TL ve aracın dava dışı ... İnşaata ödendiği, bu nedenle davalının iade edeceği herhangi bir bedelin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı taraf vekilleri istinaf isteminde bulunmuşlardır.
Bölge Adliye Mahkemesince,kararın, mahkemece dosyada bulunan delillerin takdirinde hata yapılmadan iddia ve savunma ile birlikte hukuka uygun şekilde değerlendirilmek suretiyle dairelerince de benimsenen yasal ve hukuksal gerekçelere ve maddi delillere dayandırılarak verildiği ve davacının başlattığı takipte kötüniyetli olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle istinaf incelemesine konu mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davalı ve davacı tarafın istinaf başvurusunun HMK"nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş,hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre,davalı vekilinin tüm,davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-)Dava, harici taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklı alacağa yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davaya konu 20.01.2015 tarihli sözleşme; TMK"nın 706, BK"nın 213 (TBK"nın 237), Tapu Kanunu"nun 26 ve Noterlik Kanunu"nun 60 ve 89 uncu maddeleri uyarınca resmi şekilde yapılmadığı için geçersizdir. Bu nedenle, taraflar verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri isteyebilirler.
Yine,özel hukukta, bir borç ilişkisinden doğan alacak hakkı da nisbi hak niteliğindedir. Böyle olunca alacak hakkı ancak o borç ilişkisi nedeniyle borçlu olan kişi ya da kişilere karşı ileri sürülebilir, yargısal kararlarda ve doktrinde borç ilişkilerinin nisbiliği ilkesi denilen bu ilke uyarınca sözleşmeler kural olarak yalnızca sözleşmenin tarafları bakımından hüküm ve sonuç doğururlar.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında ise,davacı eldeki davada,davalının dava dışı ... İnşaat Şirketinden topraktan satış ile aldığı 3 daireden birisini kendisine sattığını,buna ilişkin olarak davalı satıcı ile aralarında akdedilen 20.01.2015 tarihli sözleşme bulunduğunu,bu sözleşme uyarınca davalı satıcıya 63.000 TL elden nakit olarak verildiğini,davalı satıcıdan alacağı olan 4.500 TL"nin de verilen peşinata eklendiğini,yine kendisine ait 25.000 TL değerindeki aracı da daire satış bedelinden düşülmek üzere davalıya verdiğini belirterek davalı satıcıya toplam 92.500 TL ödeme yaptığını ileri sürmekte ve davaya konu 20.01.2015 tarihli harici satış sözleşmesine dayanarak ödediği bedeli sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalı satıcıdan talep etmektedir.
Her ne kadar ilk derece mahkemesince hatalı değerlendirme ile davalının emlakçı sıfatı ile dava dışı ... İnşaat yetkilisi ile akdettiği 20.01.2015 tarihli ""belgedir"" başlıklı adi yazılı belge dikkate alınarak sözleşmede belirtilen ve davalıya verilen 63.000 TL ve aracın dava dışı ... İnşaata ödendiği,bu şekilde davalının davacıya iade edeceği bir bedel bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de,yukarıda da ifade edildiği
üzere özel hukukta bir borç ilişkisinden doğan alacak hakkı nisbi hak niteliğinde olduğundan alacak hakkı da ancak o borç ilişkisi nedeniyle borçlu olan kişiye karşı ileri sürülebileceğinden,davalı ile dava dışı ... İnşaat yetkilisi arasında akdedilen 20.01.2015 tarihli ""belgedir"" başlıklı adi yazılı belgenin davacı tarafı bağlamayacağı;eldeki uyuşmazlığın davacının alıcı sıfatı ile, davalının da satıcı sıfatı ile imzaladığı 20.01.2015 tarihli harici satış sözleşmesine göre çözümlenmesi gerektiği,davacının geçersiz sözleşme gereğince davalı tarafa ödediği bedeli yukarıda ifade edilen ilkeler uyarınca sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalıdan talep edebileceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş,bu husus hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK"nın 373/1 maddesi uyarınca, iş bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK"nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanunun 371. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 17.02.2020 gününde oy birliği ile karar verildi.