Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/831
Karar No: 2013/5371

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/831 Esas 2013/5371 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davalı, dava konusu taşınmazın kendisine ait olduğunu iddia etmiş ve tapu kaydının da kendisine ait olduğunu belirtmiştir. Ancak yapılan keşiflerde tapu kaydının hudutları geniş bir alana işaret ettiği ortaya çıkmıştır. İkinci keşifte ise taşınmazlar üzerinde sürüm ekim dikim işlemlerinin yapılmadığı ve mera cinsinden yabanî otların yetiştiği ortaya çıkmıştır. Ayrıca, taşınmazlar zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olup olmadığı tartışılmamış ve eksik inceleme ve araştırmalara dayanılarak hüküm kurulamayacağı belirtilmiştir. Sonuç olarak, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi gereğince tapuya tescili istenen taşınmazların niteliği, imar-ihya edildiği ve sürdürülen zilyetliğin detaylı olarak araştırılması ve belirlenmesi gerektiği vurgulanmıştır. Kanun maddesine göre, taşınmazların zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olabilmesi için devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunmayan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilip tarıma elverişli hale getirilmesinin ve
20. Hukuk Dairesi         2013/831 E.  ,  2013/5371 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi


    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı ..., sulh hukuk mahkemesine sunduğu 28.05.1990 tarihli dava dilekçesinde .... Mevkiinde bulunan taşınmazının 810 m2"lik bölümüne davalı ... , kaymakamlığa müracaat ederek men kararı aldırtmışsada, bu yerin Mayıs 1318 tarih 15 nolu tapu kaydı kapsamında kalıp kendisine ait olduğunun tesbiti ile muarazanın giderilmesini istemiş, yörede yargılama devam ederken genel arazi kadastrosunun 1993 yılında yapılması ve çekişmeli taşınmazın tesbit tutanağı düzenlenmesi üzerine 30.04.1993 tarihinde görevsizlik kararı ile dava dosyası kadastro mahkemesine devredilmiştir. Çekişmeli taşınmazlar 08.03.1993 tarihinde yapılan kadastroda .... Köyü 103 ada 57 ve 58 parsel sayısı ile sırasıyla 372,79 m2 ve 399,56 m2 yüzölçümünde ve tarla niteliği ile senetsiz ve belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle gerçek kişiler zilyetliğinde olduğu belirlenip ancak sulh hukuk mahkemesinin 1990/78 Esasında davalı olduğundan malik hanesi boş bırakılarak 3402 sayılı Kanunun 5. maddesine göre kadastro mahkemesine devredilmiştir.
    Mahkemece davanın kısmen kabulüne ve dava konusu 103 ada 57 parselin davacı ... oğlu ... adına, 103 ada 58 parselin .... mirasçıları adına verasetteki iştirak hükümlerine göre adlarına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılardan Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 13/12/2010 tarih, 2010/12612 - 15680 sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; [Mahkemece yapılan birinci keşifte geldisi Mayıs 1318 tarih 15 numaralı 9190 m2 yüzlçümlü Doğusu ve Batısı: .... İskelesi, Kuzeyi: .... : tarlası sınırlı tapu kaydı uygulanmış ve fen bilirkişisi kaydın hudut itibariyle çok geniş bir alanı ve 48 ilâ 108 parselleri kapsadığını bildirmiştir. İkinci keşifte ise, jeoloji mühendisi ve ziraat mühendisi dinlenerek hüküm kurulmuştur. Oysa, dayanılan tapu kaydı değişir sınırlı olup, hangi parsellere revizyon gördüğü mahkemece sorulup araştırılmamıştır. Tapu kayıt miktar fazlası olan bölümler yönünden zilyetlik tanıkları dinlenmediği gibi, 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi gereğince kısıtlama araştırması yapılmamıştır.
    Diğer taraftan; taşınmazların güney doğusunda 29 sayılı orman nitelikli parsel bulunduğu halde orman kadastrosu yapılıp yapılmadığı sorulmamış, 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi gereğince de malik hanesi boş bırakılan taşınmazların gerçek niteliğini ve malikini belirleme görevi kadastro hâkimine ait olduğundan, orman bilirkişi marifetiyle resmî belgelere dayalı usulünce orman araştırması da yapılmamıştır. Ayrıca, ziraat yüksek mühendisi raporunda; taşınmazlar üzerinde 8-10 senedir sürüm ekim dikim işlemleri yapılmadığını ve üzerinde mera cinsinden yabanî otların yetiştiğini ve hayvan otlağı yeri olarak kullanıldığını, jeoloji mühendisi de raporunda; taşınmazların kıyı kenar çizgisi dışında kalmalarına karşın Kıyı Kanunu ve yönetmeliklerine göre sahil şeridinin I. bölümünde kamuya açık olan alanlar

    bölmesinde kaldığı için imar mevzuatına göre idare tarafından kamulaştırılması suretiyle kamuya tahsisi gereken yerlerden olduğunu belirtildikleri halde, adlarına tespit ve tescile karar verilen gerçek kişilerin bu taşınmazları ne zamandan beri neşekilde kullandıkları, zilyetlik sürdürülüş biçimi ve süresi, ekonomik amaca uygun şekilde kullanılıp kullanılmadığı, maddî olaylara dayalı bir şekilde yerel bilirkişi ve tanıklardan sorulmamış ve taşınmazların zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olup olmadığı tartışılmamıştır. Eksik inceleme ve araştırmaya dayanılarak hüküm kurulamaz.
    Bu nedenle; 3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesi gereğince orman sayılmayan, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen ve il, ilçe ve kasabaların imar planları kapsamında kalmayan araziden masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilip tarıma elverişli hale getirilen (ev ve benzeri tesisler yapmak, dışarıdan toprak getirilerek tarıma elverişli hale getirmek imar ihya olarak kabul edilemez) ve imar - ihyanın tamamlandığı tarihten tescil davasının açıldığı ya da tesbit tutanağının düzenlendiği güne kadar 20 yıl süreyle zilyet edildiği ileri sürülerek tapuya tescili istenen taşınmazların Kadastro Kanununun 14. maddesinde yazılı diğer koşulların yanında niteliğinin, imar-ihya edildiğinin ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin, başlangıç ve süresinin, kullanılıp kullanılmadığının ve tasarruf sınırlarının ne olduğunun takdirî delil olan yerel bilirkişi ve tanık sözleri yanında, gerçeğin bir resmî olan en eski tarihli hava fotoğrafı ile gerçeğin modeli olan memleket haritaları ile dava tarihinden ya da kadastro tesbit tarihinden 15 - 20 yıl önce en az iki zamanda birbirini izleyen bindirmeli olarak çekilen çiftli hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen memleket haritaları ve standart topografik fotogrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritalarının, özellikle ön bindirmeli çekilen ve birbirini izleyen streoskopik çift hava fotoğraflarının streoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip taşınmazın niteliğinin, konumunun ve kullanım durumunun anlatılan bilimsel yöntemle kesin olarak belirlenmesi] gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, davacının ... Mevkiinde kain 103 ada 57 parsele yönelik davasının kabulüne, 58 parsele yönelik davasının reddine, 103 ada 57 parsel sayılı 372,19 m² yüzölçümlü taşınmazın Mustafa oğlu 1950 doğumlu ... adına tarla niteliği ile tapuya kayıt ve tesciline,103 ada 58 parsel sayılı 399,56 m² yüzölçümlü taşınmazın tamamı 2250 pay kabul edilerek Hasan Hüseyin Ermiş mirasçıları adlarına payları oranında verasette iştirak halinde tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, mülkiyetin tespiti, muarazanın giderilmesi ve kadastro tesbitine itiraz istemlerine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde kadastro çalışmalarına esas olmak üzere 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi gereğince orman sınır noktalarının tesbiti yapılmıştır.
    Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna ve çekişmeli taşınmazlara komşu parsellerin de gerçek kişiler adlarına tarla niteliğiyle tesbit ve tescil edildiği anlaşıldığına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 09/05/2013
    gününde oy birliği ile karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi