3. Hukuk Dairesi 2020/5134 E. , 2021/5002 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 19. HUKUK DAİRESİ
...
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen asıl ve birleşen alacak davaları nedeniyle 375.000 TL"nin dava tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara hisseleri oranında verilmesine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine HMK 353 B-2 maddesi gereği ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve gerekçesinin dewğiştirilmesine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Asıl ve birleşen davada davacılar, 06.07.2000 tarihinde noterde yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile taşınmazdaki hisselerini davalıya satmayı davalının da taşınmaz üzerinde yapacağı binadan çatı katı hariç olmak üzere beğenecekleri kattaki daireyi kendilerine devretmeyi taahhüt ettiğini, sözleşme gereği hisselerini davalıya devrettiklerini ancak davalının inşaata başlamadığını taşınmazı başka bir kişiye sattığını iddia ederek asıl davada 10.000 TL"nin birleşen davada 1.000 TL "nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsilini talep ve dava etmiş, 25.08.2016 tarihli ortak ıslah dilekçeleriyle talep sonucunu 37.000 TL"ye yükseltmişlerdir.
Davalı, davanın zamanaşımına uğradığını, inşaatı tamamlayamayınca taşınmazın rayiç değeri karşılığı olarak 50.000 TL ödediğini ve 4 adet çek verdiğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince asıl ve birleşen davalar nedeniyle 375.000 TL"nin dava tarihinden itibaren yürütülecek yasal faiziyle davalılardan alınarak davacılara hisseleri oranında verilmesine karar verilmiştir. Davalının istinaf talebi üzerine bölge adliye mahkemesince davalının başvurusunun esastan reddine, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilerek, gerekçesi değiştirilmek suretiyle ilk derece mahkemesi kararı yeniden kurulmuş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, borçlunun temerrüdü nedeniyle uğranılan müspet zararın tazmini talebine ilişkindir.
Tarafların arasındaki Beyoğlu 40. Noterliğinin 10168 sayılı işlemiyle düzenlenmiş gayri menkul satış vaadi sözleşmesi ile davacılar kendilerine murislerinden kalan İstanbul ili Şişli İlçesinde bulunan 9182 ada 8 parsel sayılı taşınmazdaki hisselerinin tamamını taşınmazın tapuda kendileri adına intikali yapıldıktan sonra davalıya devretmeyi, davalı ise aynı taşınmaz üzerinde yapacağı binadan çatı katı hariç davacıların beğeneceği kat ve daireyi anahtar teslim olarak davacılara tapuda devretmeyi taahhüt etmiştir. Sözleşmeye rağmen davalı tarafından inşaata başlanılmayıp taşınmazın 3. kişiye satılmış olduğu konusunda taraflar arasında çekişme yoktur.
Mahkemece her ne kadar bilirkişi raporundaki (her katta bir daire olacak şekilde yapılacak binada) bir adet dairenin dava tarihindeki değerinin 375.000 TL olacağı tespiti benimsenerek bu miktar üzerinden kabul kararı verilmiş ise de bahse konu bilirkişi raporu, bilimsel metodlara göre gerekçelendirilmiş, hüküm kurmaya elverişli bir rapor değildir. Yine davalı tarafından rapora itiraz edilmiş olmasına rağmen itirazları karşılanmamıştır.
Şu halde, Mahkemece içlerinden en az biri gayrimenkul değerleme uzmanı olacak şekilde emlakçı, inşaat mühendisi ve mimar kişilerden oluşan bir bilirkişi heyetinden, tarafların arasındaki sözleşme şartları ve imar mevzuatı göz önünde bulundurularak davalının davacıların hisselerini devraldıktan sonra makul süre içinde yapabileceği muhitine ve imar mevzuatına uygun, yeterli kalite ve işçilikteki, en karlı kat ve daire sayısına sahip bir binada çatı katı dışındaki bir dairenin dava tarihindeki değeri emsal taşınmazlarla da kıyaslanmak suretiyle tespit edilmesi için bilimsel verilere göre hazırlanmış gerekçeli, taraf ve yargıtay denetimine elverişli bir rapor alınarak varsa taraf itirazları da karşılandıktan sonra varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma sebebine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: 1.bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 2.bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 17.05.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.